Suriye’de Türkiye’nin İsrail İle Çatışma İhtimali Var mı?
Türkiye İle İsrail: Suriye’de Kesişme ve Ayrışma Kavşağında
(Terör Devleti) İsrail, Yeni Osmanlı hayalini çağrıştıran emellerin bölgede kendisi için tehdit oluşturabileceğini düşünüyor.
Muhammed Nuruddin
11 Ocak 2025, Cumartesi
İsrail hükümetinin talimatıyla, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski Başkanı Yakup Nagel başkanlığında hazırlanan bir rapor yayımlandı. Raporda, Türkiye-İsrail ilişkilerine geniş yer verildi ve iki ana tehlikeye dikkat çekildi:
1. Türkiye’nin Suriye üzerindeki etkisini güçlendirmesi sonucu iki ülke arasında doğrudan bir çatışma ihtimalinin artması
2. Türkiye’nin Osmanlı hayalini çağrıştıran emellerinin, İsrail için İran tehdidinden daha büyük bir tehlike oluşturması
Raporda, İsrail’in güvenliğini artırmaya yönelik önerilen yol haritası yalnızca Türkiye veya Suriye ile sınırlı kalmayıp, İsrail’in Ürdün ve diğer tüm düşmanlarıyla sınırlarını da kapsıyor.
Türk Medyasından Sert Tepki
Bu rapor, Türk basınında büyük yankı uyandırdı. Yeni Şafak gazetesi, “Türkiye ile savaşa hazırlanalım” manşetiyle çıktı ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’nin, Suriye’deki yeni yönetimle geliştirdiği dostane ilişkiler, İsrail’in bölgedeki planlarını bozdu.”
Başyazıda, İsrail’in artık Türkiye’yi İran’dan daha büyük bir tehdit olarak gördüğü, bu nedenle de PKK ile temaslarını artırdığı belirtildi. İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Aydin Bar Tal, Türkiye’nin Kürtlere yönelik askeri operasyonlarının durdurulması çağrısında bulunarak, uluslararası toplumu Türkiye’ye baskıyı artırmaya davet etti.
Diğer gazetelerde de benzer tenkitler yer aldı. Aydınlık gazetesi yazarı Fikret Akfırat, İsrail’in bakış açısını şöyle özetledi:
“İsrail, İran’ı düşman bir güç olarak görse de zayıf ve kırılgan olduğunu düşünüyor. Ancak asıl tehdit Türkiye’dir. Çünkü Türkiye, İsrail’in bölgedeki hegemonya planlarını engelleyebilecek en güçlü ülkedir.”
Nagel raporu, Suriye üzerindeki kontrolünü artıran İsrail’in Türkiye ile doğrudan çatışma ihtimalinin yükseldiğine dikkat çekiyor.
İsrail’in Müslüman Kardeşler Korkusu
İsrail, Suriye’de Müslüman Kardeşler’in (İhvan) iktidara gelmesinden büyük bir endişe duyuyor. Bu hareketin, Filistin’deki Hamas’la aynı ideolojik çizgide yer alması İsrail’i rahatsız ediyor.
Tel Aviv, böyle bir gelişmenin Ürdün’e baskı oluşturabileceğini ve Ürdün’de Müslüman Kardeşler’in güç kazanmasının, iki ülke arasındaki uzun sınırı ve ilişkileri tehlikeye atabileceğini düşünüyor.
Türkiye-İsrail İlişkilerinde İki Dönem
Türkiye-İsrail ilişkileri, Suriye’deki rejim değişikliğinden önce ve rejim değişikliğinden sonra olmak üzere iki farklı dönemde incelenebilir.
Birinci Dönem: Rejim Değişikliği Öncesi
Bu dönemde Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler normalleşme sürecinde zirveye ulaştı.
• Eylül 2023’te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme gerçekleştirdi.
• İki lider, enerji sektörü de dâhil olmak üzere birçok alanda iş birliği yapma konusunda mutabakata vardı.
• Ancak bu görüşmeden iki hafta sonra, Aksa Tufanı Operasyonu patlak verdi.
Operasyonun başında, Türkiye’nin ilk tepkisi tarafsız kalmak ve her iki tarafın da sivilleri öldürmesini kınamak oldu. Ancak Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları şiddetlendikçe, Türkiye’nin kınamaları da sertleşti. Buna rağmen, bu tepkiler müşahhas diplomatik adımlara dönüşmedi.
İkinci Dönem: Rejim Değişikliği Sonrası
Suriye’de rejimin değiştiği süreçte, Türkiye ve İsrail’in eşgüdümlü bir şekilde hareket ettiği görülüyor. Ancak her iki tarafın da farklı hedefleri vardı ve bu hedefler beklenmedik gelişmelere yol açtı.
• Halep’in ve ardından Hama’nın muhalif gruplar tarafından ele geçirilmesinden önceki günlerde, İsrail savaş uçakları Halep-Hama hattındaki Suriye ordusu mevzilerini hedef aldı.
• Bu saldırılarla Suriye ordusunun savunma hatları çökertildi ve ardından muhalifler Halep’e saldırıya geçti.
Rejim düştükten sonra da İsrail, Suriye ordusuna ait merkezleri bombalamaya devam etti. İsrail ordusu, bu süreçte Suriye topraklarında ilerleyerek Şam’a kadar yaklaştı.
Bu gelişmeler karşısında, yeni Suriye yönetimi sessiz kaldı. Türkiye ise sadece İsrail’i gerginliği tırmandırmama konusunda uyardı, ancak herhangi bir sert adım atmadı.
Kesişen ve Ayrışan Noktalar
Bugün gelinen noktada, Türkiye ve İsrail’in Suriye’deki çıkarlarının hem kesiştiği hem de ayrıştığı görülüyor.
Kesişme Noktaları
1. Her iki taraf da İran’ın Suriye ve bölgedeki nüfuzunu ortadan kaldırmak istiyor.
2. Her iki taraf da Baas Partisi gibi milliyetçi hareketlerin kalıntılarını tamamen tasfiye etmek istiyor.
3. Türkiye ve İsrail, Suriye üzerindeki kontrolleri sayesinde, ABD’nin bölgedeki nüfuzunu artırmayı hedefliyor.
Ayrışma Noktaları
1. İsrail, Müslüman Kardeşler’in Suriye’de güç kazanmasından korkuyor.
• Müslüman Kardeşler’in, Filistin’deki Hamas’la aynı ideolojik çizgide olması, İsrail’i tedirgin ediyor.
• İsrail, böyle bir değişimin Ürdün’ü de etkileyebileceğini ve Ürdün’deki Müslüman Kardeşler’in, mevcut rejimi değiştirme ihtimalini artırabileceğini düşünüyor.
2. İsrail, Türkiye’nin Suriye’deki artan nüfuzundan rahatsız.
• Özellikle Doğu Akdeniz’deki deniz sınırlarının belirlenmesi ve enerji kaynaklarının paylaşımı konusunda, Türkiye’nin talepleri İsrail’in çıkarlarına ters düşüyor.
3. Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG yapılanmasını tehdit olarak görüyor.
• Türkiye, YPG’yi her gün silah bırakmaya veya yok olmaya zorlamakta ve İsrail’i PKK’yı desteklemekle suçlamaktadır.
• Türkiye ayrıca, İsrail’in Suriye’yi parçalama projelerinde yer aldığını öne sürmektedir.
4. Türkiye, İsrail’in, Tevrat’taki bazı metinlere dayanarak bölge ve Türkiye üzerinde de toprak iddialarında bulunduğunu öne sürmektedir.
Erdoğan’ın İsrail Hakkındaki Açıklamaları ve Oluşan Gerginlik
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üç ay önce İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını artırmasının ardından, “Tel Aviv, Türkiye için bir tehdit oluşturuyor” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Bu açıklama, Türk muhalefetinin Erdoğan’a tepki göstererek sözlerini açıklamasını talep etmesine yol açtı. Muhalefetin bu çıkışı, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni gerginliklere sebep oldu.
Diğer taraftan, İsrail tarafı da Türkiye’nin Osmanlı hayalini çağrıştıran emellerini dikkatle izliyor ve bu durumu bölgesel çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak değerlendiriyor.
İsrail’e göre:
• Arap dünyası projesi tamamen çökmüş durumda.
• İran’ın bölgedeki etkisi de giderek zayıflıyor.
Bu şartlar altında, Ortadoğu’da geriye iki büyük proje kalıyor:
1. Siyonist Proje
2. Osmanlı Hayalini Çağrıştıran Türkiye Projesi
İsrail, bu iki projenin bölgesel nüfuz mücadelesinde artık doğrudan karşı karşıya geldiğini ve Türkiye’nin bölgede İsrail’in planlarını ciddi bir rakip olarak tehdit ettiğini düşünüyor.
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
13.01.2025 Üsküdar
♦️ تركيا – إسرائيل: تقاطع في سوريا… وافتراق أيضاً
تعتقد إسرائيل أن التطلُّع العثماني نحو المنطقة يمكن أن يشكّل خطراً عليها
محمد نور الدين
السبت 11 كانون الثاني 2025
صدر أخيراً تقريرٌ أعدّته لجنة برئاسة رئيس مجلس الأمن القومي الإسرائيلي السابق، يعقوب ناغل، بتكليف من رئاسة الحكومة، أفرد مساحةً كبيرة للعلاقات التركية – الإسرائيلية، محذّراً أولاً من تزايد خطر الصراع المباشر بين الجانبَين، بعدما أحكمت أنقرة قبضتها على سوريا، وثانياً من «الطموحات العثمانية» لتركيا، والتي تشكّل، وفقاً لمعدّي التقرير، تهديداً لإسرائيل «يفوق التهديد الإيراني». أمّا خريطة الطريق التي يقدّمها التقرير لتعزيز أمن إسرائيل في مواجهة التهديدات الجديدة، فلا تخصّ تركيا أو سوريا حصراً، بل تشمل كلّ الحدود الإسرائيلية، ولا سيما مع الأردن وأعداء الكيان كافة.
وقوبل التقرير الإسرائيلي بانتقادات من جانب الإعلام التركي؛ إذ عنونت صحيفة «يني شفق»: «لنستعدّ للحرب مع تركيا»، ورأت في افتتاحيتها أن «العلاقات الجيّدة بين تركيا ونظام الحكم الجديد في دمشق أدّت إلى إفساد الكيمياء الإسرائيلية»، وأن «إسرائيل، بعد سقوط النظام السوري السابق، باتت ترى في تركيا تهديداً أكبر من إيران، وقد ضاعفت من تواصلها مع حزب العمال الكردستاني، بل إن المدير العام للخارجية الإسرائيلية، آيدين بار تال، دعا إلى وقْف العمليات العسكرية التركية ضدّ الأكراد، والمجتمع الدولي إلى مضاعفة ضغوطه على الأتراك». كذلك، أوردت الصحف الأخرى عناوين مشابهة، فيما زعم فكرت آق فرات، في «آيدينلق»، أن «إسرائيل تنظر إلى إيران على أنها قوّة معادية، لكن هشّة. لكن أصل التهديد على إسرائيل هو تركيا، لأنها وفقاً للإسرئيليين، الأكثر قدرةً على عرقلة مشاريع تل أبيب للهيمنة على المنطقة. لذلك، وضع تقرير ناغل احتمال اصطدام إسرائيل بتركيا بعد السيطرة على سوريا».
تتوجُّس إسرائيل من سيطرة تيار «الإخوان المسلمين» على سوريا، وهو الذي يقف فكريّاً في صفّ واحد مع «حماس»
وفي نظرة إلى العلاقات التركية – الإسرائيلية بشكل عام، يمكن الحديث عن مرحلتَين: ما قبل التغيير في سوريا، وما بعده. بالنسبة إلى المرحلة الأولى، وإلى ما قبل سنة ونيف، كانت عملية تطبيع العلاقات بين تركيا وإسرائيل تبلغ ذروتها، بلقاء الرئيس التركي، رجب طيب إردوغان، رئيس حكومة العدو، بنيامين نتنياهو، في أواخر أيلول 2023، واتفاقهما على التعاون في مختلف المجالات، بما فيها الطاقة. وعندما وقعت عملية «طوفان الأقصى» بعد ذلك بأسبوعين فقط، كان موقف تركيا الأوّلي هو الوقوف على الحياد، وإدانة قتل «المدنيين» من قِبَل الطرفين. وعلى الرغم من تدرُّج الإدانة التركية لاحقاً للجرائم الإسرائيلية في قطاع غزة، غير أنها بقيت في الإطار النظري ولم تُترجم بإجراء عملي حقيقي، من مثل خفض العلاقات الديبلوماسية بإسرائيل، أو قطع التجارة معها.
أما بخصوص المرحلة الثانية، فقد تبيّن من خلال المواقف والممارسات التي سبقت سقوط النظام السوري وواكبته وتلته، أن تركيا وإسرائيل عملتا بشكل متّسق، وأن لكلّ منهما حساباته التي لم تصل ربما إلى حدّ توقّع حدوث ما حدث. ففي الأيام القليلة التي سبقت إسقاط الفصائل المعارضة لمدينة حلب، ومن ثم حماة، كانت الغارات الإسرائيلية تتركّز على مواقع الجيش السوري على امتداد خط حلب – حماة في عملية تدمير منظّمة لدفاعاته، وتلى ذلك بدء المعارضة السورية الهجوم على حلب. وخلال الأيام التي شهدت سقوط النظام وما بعدها، تكثّفت الغارات الجوية الإسرائيلية لتشمل تدمير كل مراكز الجيش السوري وقدراته، فيما تقدَّم الجيش الإسرائيلي لاحتلال المزيد من الأراضي السورية، وليصل إلى مقربة من دمشق، في ظلّ صمت كامل من السلطة الجديدة في سوريا، واكتفاء تركيا بدعوة إسرائيل إلى عدم تصعيد التوتر.
تقاطعات وافتراقات
اليوم، يحفل المشهد السوري المستجدّ بنقاط تقاطع وافتراق بين تركيا وإسرائيل.
وأما التقاطع فيتجلّى في ما يأتي:
- أن الطرفَين كانا يريدان التخلُّص من النفوذ الإيراني في سوريا وسائر المنطقة.
- أن كليهما أيضاً يريدان تصفية ما تبقّى من تيارات قومية كان يمثّلها «حزب البعث».
- أن الطرفَين يخدمان بالسيطرة على سوريا، تعزيز النفوذ الأميركي فيها وفي المنطقة.
في المقابل، فإن الافتراق يكمن في ما يأتي:
- توجُّس إسرائيل من سيطرة تيار «الإخوان المسلمين» على سوريا، وهو الذي يقف فكريّاً في صفّ واحد مع حركة «حماس» في فلسطين. إذ تخشى تل أبيب من أن يشكّل هذا التغيير حالة ضغط على الأردن، حيث للجماعة حضور ملموس، وهو ما يمكن أن يؤثّر على العلاقات مع إسرائيل على امتداد الحدود المشتركة والطويلة، في حال تغيير النظام في عمّان لمصلحة «التيار الإخواني».
- تخشى إسرائيل من تزايد النفوذ التركي في سوريا، بما يهدّد مصالحها البحرية وفي مجال الطاقة في شرق المتوسط، ولا سيما أن أنقرة تطالب بترسيم المنطقة الاقتصادية البحرية الخالصة مع سوريا بما يتوافق مع مصالحها، وذلك على الرغم من عدم وجود سلطة شرعية منتخبة بعد في سوريا.
- تعمل تركيا، منذ سنوات، على محاولة إزالة التهديد الذي تمثّله «وحدات حماية الشعب» الكردية في شمال سوريا، وهي تهدّدها يوميّاً بأن تحلّ نفسها أو تُدفَن مع سلاحها. كما تتّهم تركيا إسرائيل بدعم «حزب العمال الكردستاني»، والعمل على تقسيم سوريا.
- كذلك، تتهم تركيا إسرائيل، منذ ما قبل سقوط النظام في سوريا، بأن لها أطماعاً في المنطقة، ومنها في تركيا، وفقاً للنصوص التوراتية المزعومة.
وكان إردوغان بعد تصعيد إسرائيل هجومها على لبنان، قبل ثلاثة أشهر، قد قال إن تل أبيب تشكّل خطراً على بلاده، فيما طالبت المعارضة التركية رئيس الجمهورية بتوضيح قوله، وهو ما خلق حساسيات بين تركيا وإسرائيل. وتعتقد هذه الأخيرة، من جهتها، أن التطلُّع العثماني في المنطقة يمكن أن يشكّل خطراً عليها؛ فالمشروع العربي مضمحلّ كليّةً، والمشروع الإيراني يتراجع، ليكون المشروع الصهيوني وجهاً لوجه مع مشروع تركيا العثماني، والذي ينافس في المنطقة…
لقراءة المزيد ادخل👇
sadawilaya.com/a.php?20250000280