BU İŞTE BİR TERSLİK VAR
Hadis karşıtları, modernistler, müsteşrikler, mezhep ve usul tanımazlar, âlimlere, ilme ve kaynaklara saygı göstermezlerin hepsi ittifak etmiş; Hz.Aişe annemizi savunup yaşını büyütmeye çalışıyorlar. Ancak Hz.Âişe annemize söz hakkı tanımıyor; yeğeni, Medine’nin en önemli 7 fakihinden biri, hadis ve siyer âlimi Urve b. Zübeyr’e, Buhari’ye, Müslime ve bütün İslam tarihi kaynaklarına itiraz ediyorlar.
Bu işte bir terslik yok mu?
20.12.2022
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Hz. Peygamberi savunur gibi gözükerek sahih kaynakları itibardan düşürmek istiyorlar gibime geliyor.
20.12.2022
Hayrettin Karaman
Muhterem Hocam,
Askerdeki komutanımın sıratı müstakim yolunu tanıyıp şuurlanmasına vesile olduğum için, onun komutası altında askerlik yapmış, üst kademe istihbarat mensupları ile tanışma imkânı buldum. Bildiğiniz gibi 08-10 sene öncesine kadar bizim istihbaratımız CIA, İngiliz ve MOSAD rekabeti ve etkisi altında idi. Hatta MİT başkanlarından ikisinin biz CIA şubesi gibi çalıştık itirafında bulunduklarını herkes biliyor. Benim çok sağlam kaynaklardan öğrendiğim bu üç istihbarat namına çalışan Türkiye’de yüzbinlerle ifade edilen maaşlı elamanlar var. İlahiyat Fak. ve Diyanette görevli 3 kişinin ismini bile öğrenmiştim.
Tayyar Bey ile yazışmamız esnasında, İngiliz istihbaratının Hilal meselesine nasıl etki yaptığını,
Türkiye’ye 2 gün sonra bayram yaptıran gücün Ortadoğu’yu dizayn eden bu güç olduğunu anlatmaya çalıştım.
Tabii isim veremeyince, kim bilir bana kızmış da olabilir. DİB dan birinin bile bu güçlerin etkisinde olduğunu duyunca şaşırmıştım.
Bu güçler, bizim istihbaratımız Millileşme yoluna girince, proje elamanlarına geçici olarak
kepenk indirtip, anlaşmalı olmadıkları halde kullanılmaya elverişli yapıları olan A.Rıza
Demircan, Cübbeli Ahmet Hoca, E.Sofuoğlu, A.Şimşirgil vb şahısları kullanmaya çalışıyor; tartışma ve sürtüşmeleri yaygınlaştırmak istiyorlar.
Ehlisünnet savunması adı altında zafiyetlerini gıdıklayarak sanal bir tartışma ortamı oluşturabiliyorlar.
Mısırda خالد الجندي ve benzeri şahıslarla geliştirdikleri projeleri bir müddet sonra Türkiye’ye taşıyor; sanal gündemlerle Müslümanları tartıştırıp, enerjilerini yanlış hedeflere yönlendirmeyi başararak boşa harcattırıyorlar.
Size 9 seneden fazla bir süre önce yazdığım bir makaleyi göndereyim; fırsatınız olunca okur; değerlendirirsiniz.
20.12.2022
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Muhterem Hocam,
Rü’yeti Hilal konusunda, benim yazıp iddia ettiğimi söylediğiniz hususu, ben değil rahmetli Arif
Hikmet Bey söyledi. “Tayyar Beyi vaktinde uyardığını, ama bayramı erkene alma imkân olmadığını, konu üzerinde durmaması gerektiğini tembih ettiği” ifadesi Arif Hikmet Beye ait. Randevuyu sizin vasıtanızla alıp görüşmüş olduğumu unutmadığınızı zannediyorum. Rabbim şahit, ben ahiretimi sıkıntıya sokacak bir ifade kullanmamaya azami gayret gösteren, bu hassasiyetin sorumluluğunu taşıyan bir insanım.
Üstelik benzer ifadeleri benden başka kişilere de, değişik zamanlarda söylediğine dair şahidim de var. 1986 yılında Hilal’in Türkiye’den 2 gün evvel görüldüğünü de, hem ispat ettim.; hem de Arif Hikmet Bey de kabul edip onayladı. Sizin bana, O kabul ederse biz de kabul eder; değerlendiririz diye sözünüz vardı. Cebeli Nur’a eşlerimizle beraber çıkıp inerken konuşmuş; bu konuşmaya binaen Arif Hikmet Beyi ziyaret etmiştim. Şimdi benim hatam nedir? Söyleyin; gereğini yapayım.
Ben bu konuda ilk yazdıklarımı Arif Hikmet Bey sağ iken yazmıştım. Ölümünden sonra yazmış olsam tereddüt hâsıl olmasını anlayabilirdim.
Sizinle ilgili, asla sizi itham etmek gibi bir niyetim olmadı. Daha öncede yazdığım gibi, sadece politik davranabildiğinize misal vermek için, söylediğinizi aynen aktardım. Eğer rahmetli Bekir
Topaloğlu Hocamız ile aynı gün karşılaşıp farklı bilgi vermesi söz konusu olmasa, bunun farkına bile varamazdım. Çünkü benim sizden veya başka her hangi bir hocamdan bir beklentim hiç olmadı. Unuttuğunuz bir konuyu politik bir ifade tarzı ile söylemenizi yadırgadım.
Merhum Bekir Hocamız ise açıkça unuttuk; demişti. Unutmasını söylemesini de normal olarak gördüm. Dediğim gibi benim okula asistan olarak girmek gibi bir hırsım hiç olmadı. Bana ısrarlı teklifte bulunan rektör ve dekan arkadaşlarım olmuştur; kabul etmedim. Hala görevde olan arkadaşlarım bana bu sebeple sitem ederler.
Ancak sözünüzde durmamak gibi bir ithamım asla olmadı; olmaz. Bunu edepsizlik kabul ederim.
Bana haksızlık etmemeniz için bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım. Sizde kusura bakmazsınız inş.
21.12.2022
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Tayyar Beye albayın sözünü aktarmıştım. Asla böyle bir konuşmamız olmadı dedi. Bulursam o ifadesini gönderirim. Tayyar beyin İngiliz baskısı ile tarih değiştirdiği ise büyük bir bühtandır.
21.12.2022
Hayrettin Karaman
Tayyar Bey’in bana yazdığı açıklama: (H.K.)
…Her ne ise, ben de bana hitap etmeyi ve bir nezaket cümlesi yazmayı dahi uygun görmeyen ve bugüne kadar adını dahi duymadığım bu kişiyi muhatap almaktansa, şu kısa açıklamamı size göndermeyi uygun gördüm. Kendisini bilgilendirip bilgilendirmemek takdiri size aittir.
- Ortadoğu ülkelerine göre 1986 yılında bir gün ve 1987 yılında iki gün bayramı geç ilan etmişiz. Yani takvimlerimize göre öyle olmuş. Bunun yanlış olduğunu Arif Çöklü bana söylemiş, yani beni uyarmış, ama ben itibar etmemişim. Böyle bir şey asla olmamıştır. “Hatırlamıyorum” demiyorum. Çünkü -yazı sahibinin de belirttiği gibi- rü’yet meselesiyle bunca uğraşmış biri olarak böyle bir şeyi hatırlamamam nasıl mümkün olabilir? Arif Bey merhum son yıllarında bedenî ve zihnî sorunlar yaşamış bir zat. Gerçekten böyle bir şey söylemiş mi, yoksa yanlış bir anlama mı söz konusu, doğrusu bir şey söylemek zor.
- 1986’yı anladım da 1987’yi hiç anlamadım. Çünkü ben Kasım 1987 de emekliye ayrıldım. 1987’de Diyanet’le bir ilişiğim kalmamıştı. Demek ki bir anlama veya anlaşma problemi söz konusu.
- Sözü edilen yıllara ait takvimler İslâm Ülkeleri Takvim komisyonu tarafından hazırlanıp onaylanmıştır. Bu komisyona cetvelleri hazırlayıp sunan da Arif Çöklü’dür ve her şeyde imzası vardır. Buna rağmen böyle bir şeyi nasıl söylemiş olabilir? Benim tanıdığım merhum Arif Bey “Kendilerinin dayanak kabul ettiği bilgi kaynaklarına göre hicri ayların bazen 31 ve 32 gün çektiğini” de söylemiş olamaz.
- Konuya, bir de böyle bir yanlışın önceden bilindiğini ve Arif Bey’in bunu bana söylediğini var sayarak bakalım: Böyle bir durumda benim yapacağım şey bellidir: “Sıkıntı olabileceği” vs. demeden milleti derhal doğruya çağırmaktır. Ben bunu yapar mıydım? Evet yapardım. 1979 yılı takvimlerinde 1 Ramazan, 26 Temmuz 1979 olarak gösterildiği halde Rü’yet-i Hilâl konferansı kararları gerektirdiği için milleti 25 Temmuz günü oruca davet etmedim mi? Bu durumu, 18 Temmuz 1979 günü basın önünde açıklamadım mı? Sorumluluk almak yerine yine böyle bir yol seçerdim. Buna hiçbir engel de yoktu.
Kısa açıklama dedim, ama biraz uzattım, kusura bakmayınız. Size Allahtan sıhhat ve afiyet temennilerimi tekrarlıyor, Allah’a emanet ediyorum.
Hürmetlerimle.
T.Altıkulaç
Ben hem baş taraftaki sert sözler yüzünden hem de tartışma uzamasın diye bu mektubu size göndermemiştim. Şimdi zaruret hâsıl oldu; gönderiyorum.
21.12.2022
Hayrettin Karaman
Muhterem Hocam,
Ben Arif Hikmet Beyin ifadelerini Tayyar Beye, Arif Hikmet Bey sağ iken de mail olarak aktarmıştım; daha sonra da kendisi ile yazıştığımızda, yazılı olarak tekrar ifade ettim. Sizin de ifade buyurduğunuz gibi Tayyar Beyin kendisi, aralarında böyle bir konuşma olmadığını söyleyip kabul etmiyor. Arif Hikmet Bey sağ olmadığına göre, neden yanlış bir beyanda bulunduğunu sorma imkânımız yok. Mahşere kaldı.
“Tayyar beyin İngiliz baskısı ile tarih değiştirdiği ise büyük bir bühtandır.” benim böyle bir iddia veya ifadem olmadı.
Ben Rü’yeti Hilal konusunda takvim bilgilerini hem S.Arabistan hem de Türkiye’ye İngiliz kaynaklı aktarıldığı için, İngilizlerin yanlışa yönlendirmesi sonucu hata yapıldığını söylüyorum.
Bu bilgileri de Arif Hikmet Bey teyit etmişti. Bu konuyu sadece bana değil başka arkadaşlara da söyledi. O arkadaşlardan biri halen İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi.
21.12.2022
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
“Ortadoğu’yu Dizayn Eden Güç” Yazınızdaki “Yine sembolik bir değeri olan…” diy başlayan paragrafı okuyun. Orada İngiliz baskısı/müdahalesi var. Siz birçok şey bilirsiniz ama ben de Tayyar beyi sizden çok çok çok iyi bilirim. Onun hizmetleri de sizin boyunuzu çok çok aşar. O güzel insanın günahını almayın. Bu size son sözüm. Vesselamu aleyküm.
21.12.2022
Hayrettin Karaman
Muhterem Hocam,
Benim yazdığım ve bana ait olan görüşümi az önce yukarıda tekrar edip yazdım. Kelimeleri ve
ciimleleri seçerek kullanmaya gayret eder; her cimlemizin hesabını vereceğimize inanirım.
İfadelerimi aktardığınınız şekilde anladı iseniz, yukarıdaki ifademi düzeltme kabul ediniz
muhterem Hocam. Tayyar Beyin niyetini bir kul olarak benim bilme imkanım yok; hiç kimse
de bilemez. Niyet okumak ve sorgulamak hakkimız olmadığı gibi haddimiz de değildir. Ben
sadece ingiliz istihbaratı Tayyar Bey döneminde, (hatta şu ana kadar kısmen de olsa bu durum
devam ediyor) Diyaneti yönlendirmiş ve hata yaptırmıştır diyorum. Bu söyledigimi Arif Hikmet
Bey de ifadeleri ile teyit etmiştir diyorum. Kendilerine verilen takvim bilgilerine göre Hicri
ayların 31 olabileceği bilgisini görünce bu sıkıntıyı keşfettiği bilgisi Arif Hikmet Beye ait. Onun
bilgisine itibar ettiginiz ifadesi de size ait degil mi değerli Hocam?
Tayyar Bey ile benim aliıp veremedigim hiç bir şey yok. Konu onun şahsı ile ilgili görülmemesi
gerekir. Eger iddiasını tekrar edip durmasa veya evet fark etmeden hata yapmış olabiliriz dese,
ben bu konu üzerinde durmak istemem.
Size yazıp gönderdiği yazıda hatalı bir ifade var. 1986 yılında 2 gün, 1987 yılında l giün fark
vardı. Tayyar Bey ile yazışarak bu yanlış anlamaları düzeltmiş; 1987 yılında görevde olmasa bile
onun oluşturduğu sisteme göre hareket edildiginde de mutabik kalmıştık. Sadece bilginiz olması
için yazdım.
Bir de gönderdiginiz mektubun tarihini ögrenmek isterim. ÇCiünkü biz 12.11.2018% tarihinde
kendisi ile ayrintılı yazışmıştık.
(Merak edenler alttaki linkten okuyabilirler)
https://hamzali.org/wp-content/uploads/2022/12/Muhterem-Tayyar-Altikulac-2018.pdf
ilk olarak, Arif Hikmet Bey hayatta iken, kendisine yazıp yolladığım mailimi de hatırladığını
fakat üslup bakımından sıkıntılı bulduğu için cevaplamadığını, bu yazışmalarımız esnasında bana
da ifade ettigine göre, Arif Hikmet Bey ile sağligında neden konuşmadığını da anlayabilmiş
değilim.
21.12.2022
Ahmet Ziya ibrahimoğlu
NOT: Hz.Aişe annemizin evlilik yaşı ile ilgili Ezher Şeyh’inin görüşü ile Şiilerin görüşünü de
okumayl tavsiye ediyorum.
..شيخ الأزهر يحسم الجدل في سن زواج السيدة عائشة رضي الله عنها
ويؤكد: لم يكن خارجا على قواعد المجتمع
٦% التشكيك في الأحاديث تمهيد لطعن في القرآن
https://www.elbalad.news/2813004
Şii Kaynaklarda Hz.Aişenin Evlilik Yaşı / عائشة بنت أبي بكر ٦١
https://ar.wikishia.net/view/ركب عائشة بنت أبي
Selamünaleyküm Ahmet Ziya Hocam,
Her zamanki gibi faydalı ve ilginç şeyler söylemişsiniz; teşekkür ediyorum. Bunlar tartışılabilir; bir kısmı da komplo teorisi gibi geldi bana, mesela Ali Rıza Hocayı ben oldukça yakından tanırım; onun böyle bir proje adamı olması mümkün değildir. Hataları başka, onlara kendisine ben de söylüyorum.
Ikinci olarak, bu günlerde usul konusunda yaptığım çalışmalarla vardığım sonuç şu, eğer biz usulü fıkhı yeniden anlayacaksak öncelikle ve özellikle Hadis konusuna eğilmemiz gerekir; aksi takdirde karşımıza ya Hadis inkarcıları ya da her gördüğü sözü din zanneden Cübbelivari kişiler çıkar. Bir Hadisin sahih olması onun doğru olması anlamına gelmez. Bu ilginç bir konudur; zaman olsa anlatmaya çalışırdım. Dolayısıyla Hz. Aişe’nin evlilik yaşının 9 olması bizzat kendisinin söylediğidir. Bu rivayet sahihtir; lakin bu ne anlama gelir bunun üzerinde çalışma yapmaya değer; yapmışlar da. Dolayısıyla biz galiba her şeyi yeniden anlamak zorundayız. Bunları keşke oturup konuşabilsek. Nurettin Hocanın söylediği şey ise tamamen farklı küçük çocukla evlenmeyi Kur’an-ı Kerim’e dayandırmak bir cinayet, kendisine hala söylemedim ama bu konuda büyük hata yaptığı kanaatindeyim.
Tarihte çoğunlukla örfe ve zamansal şartlara bağlı olarak ortaya çıkan fıkıh İslam değildir. Bunu da bilmemiz lazım. Acelem var; çıkmak üzereyim. Yazdığımı kontrol bile edemeyeceğim; tekrar görüşürüz inşallah. Teşekkür ediyorum Allah’a emanet olun.
21/12/2022
Faruk Beşer
Muhterem Hocam,
Ali Rıza Hoca için yazdıklarımı hatalı anlamışsınız; öncelikle onu düzelteyim. Proje şahsiyetlerden olduğunu değil, olmadığı halde kullanılmaya çalışıldığını söyledim. Her ne kadar Ali Rıza Hocayı tanısanız da benim kadar tanımanız zor. Çünkü hem ticari ortaklık ve iş birliği yaptık; hem de beraber uzun süreli, uzun mesafeli seyahatler yapık. Kendisini sever takdir ederim. Ancak hatalarını söylemekten de geri durmam. Nurettin Hocanın söylediklerine gelince, kendisinden dinlediğim kadarı ile, konuşması bağlamından kopartılıp saptırılarak cımbızlanmış aşağıda konu ile ilgili tavzih linklerini size yolluyorum.
Ben 6 kızı, 6 damadı, 4 oğlu 3 gelini ve şimdilik 22 torunu olan bir eğitimciyim. Çocuk nikahı ve erken evlilik konusunu, bölge ve iklim şartlarına göre nasıl yorumlanması gerektiği ile ilgili okuduklarımı bir tarafa koyuyorum. Yaşadığım fiili tecrübeyi, ülkemizde çok az insan yaşamıştır. Anlama hatalarımız elbette konuşulur ve müzakere edilebilir. Ama önce kafalarımızı batılı müsteşriklerin ve siyonist planların etkisinden temizlememiz gerekir. Bunu başaramayan araştırmacı ilim ehli insanların, örfe ve zamana bağlı değişiklikleri doğru değerlendirebileceğini zannetmiyorum. Sizin de ifade ettiğiniz gibi bunlar yazışarak değil konuşarak müzakere etmemiz gereken hususlardır.
Selam ve muhabbetlerimle…
21.12.2022
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
ÇOCUK EVLİLİĞİ SUİSTİMALDİR
Nureddin Yıldız Hoca
- 2013 Yılında Yapılan Dersin “Çocuk Evliliğinin Suistimal Olduğu” ifade edilen İlgili Bölümü
https://youtu.be/TA51nOFVeHg - Basın Açıklaması ve yapılan “58 adet” suç duyurusuna karşılık Mahkemenin verdiği takipsizlik kararı
https://www.sosyaldoku.com/basin-aciklamasidir/ - Nureddin Yıldız’ın Anadolu Ajansına Verdiği Röportaj
https://www.sosyaldoku.com/cocuk-evliligini-protesto-eden-bir-konusma-yaptim/ - Cnn Türk’te yayınlanan röportaj
https://www.cnnturk.com/turkiye/nurettin-yildiz-ben-cocuk-evliligini-protesto-ettim - Sosyal Doku Vakfı’ndan yapılan 2. basın açıklaması
https://www.sosyaldoku.com/kamuoyunun-dikkatine/ - 2013 yılında yayınlanan ve mahkeme bilirkişisi tarafından incelenen dersin tamamı
https://youtu.be/ykAzMe-I-ZU - Birgün Gazetesinde Yayınlanan Röportaj
https://www.birgun.net/haber/nurettin-yildiz-ben-cocuk-evliligini-protesto-ettim-112535 8) - Ahmet Taşgetiren’in Yazısı
https://www.star.com.tr/yazar/o-hoca-yazi-1111218/ - İsmail Kılıçarslan’ın Yazısı
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ismail-kilicarslan/nureddin-yildiz-sapik-mi-2007169
Muhterem Ahmed Ziya hoca,
Bu ifade tashih ve tekmile muhtaç bir ifadedir. “Bir hadisin sahih olması, onun doğru olması anlamına gelmez” ifadesi eksik bir ifadedir.
Doğrusu şudur: Senedi sahih olan hadisler, ehil ve liyakatli Hadis ve Fıkıh alimleri tarafından metin yönünden de incelenmiş, hadislerin Metin Tenkidi de yapılmıştır.
Bir hadisin senedinin sahih olması, onun sened açısından “doğru” olduğu anlamına gelir ama onunla mutlaka amel edilmesi gerekir, anlamına gelmez. Zira sahih olan bir hadis, “mensûh” olabilir. Başka sahih hadisler karşısında tercih sebeplerine göre “mercûh” olabilir. Burada Fıkhul-hadis ilmi önemlidir. Hadislerin ehil ve liyakatli Hadis ve Fıkıh alimleri tarafından yapılan Metin Tenkidi önemlidir.
Hz.Âişe validemizin evliliğinde gerçek yaşının 17-18 olduğu konusunda ilmî araştırmalar ve yorumlar vardır. Bu konuyu gündeme getiren oryantalistlerin art niyetli oldukları malumdur. Selâm ve dua ile..
28/12/2022
Halil İbrahim KUTLAY
V.A.S.
Hz. Aişe annemizin yaşını yükseltmeye çalışanlar iki şeye dayanırlar:
1 – O günlerde Araplar arasında genellikle bir kızın adet görünceye kadarki yaşı söylenmezdi.
Yani
7 yaşında deniyorsa bu ergenliğe girdikten sonraki yaşıdır manasına gelir. Biz bu iddiayı teyid edecek bir bilgiye rastlamadık.
2 – Ablası Esma’ya kıyasla. “Aişe Validemiz Esma’dan on yaş küçüktü” rivayeti esas alınarak onun yaşıyla ilgili rivayetleri toplayıp ondan 10 yaş düşerek.
Validemizin kendisinden gelen rivayetlere bakmaya gerek duymazlar.
28/12/2022
Şerafeddin Kalay
Selamün Aleyküm
Sizin gönderdiğiniz linklere bakamadım; ifade edebileceğim, Aişe validemizin:
Rivayetini Al Mektebe Al Şamile’de yazıp tarattırdım. Şamiledeki kitapların tamamında bu rivayet: 4 milyon 779 bin sekizyüz on üç yerde tekraren geçmektedir, şu ana kadar baktığımız
sayfalarda bir iki tanesi Cüveyriye validemize âit diğerleri Âişe validemize âit olduğu görülmektedir.
Hadis kaynaklarında, Siyer kaynaklarında, Tarih kaynaklarında da hep aynısı görünüyor bakabildiğimiz kadarı ile.
Bazı kişiler sanki o tarikte Mekkei Mükerreme’nin nüfus müdürü imişçesine tarih veriyorlar, yok
Hazreti Esma ile aralarındaki yaş farkı bilmen nekadarmışta on yaş oradan çıkarıp bilmem kaç yaş falan yerden eklenirse 18 yaşında eder diye hüküm veriyorlar. Tabiri câiz ise, Âişe validemiz: Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem 6 yaşımda beni nikah etti, 9 yaşımda benimle
zifaf oldu, vefat ettiğinde de ben 18 yaşımda idim diyor; bazı kimseler ise yok Valide sen bilmezsin ben bilirim sen nikahlandığında 18, zifaf olduğunuzdada 21 yaşında idin diyorlar,
böyle iş, böyle mantık olur mu? Bizzat kendisinin beyanı ortada, Hadis alimlerinden farklı beyan yok, Siyercilerden yok, tarihçilerden yok, ama günümüzün akademisyenleri itiraz ediyorlar; senin yaşını sen bilmezsin biz biliriz; diyorlar. Görülmemiş bir olay.
27/12/2022
Süleyman Ramazanoğlu
Aleykümselam sevgili Ahmet Ziya’m,
Aişe annemizin evlilik yaşı hakkında Sahîhayn’deki hadisler konusunda, güvenilir âlimlerden zikre değer ilmî bir tenkit yoktur, bildiğim kadarıyla. “Bir Hadisin sahih olması onun doğru
olması anlamına gelmez.” ifadesi isabetli değil. Hadis sahih ise, muhtevası da doğrudur. Hz. Aişe’nin hadis ilmindeki otoritesi müsellemdir. Nice sahabîlerin rivayetlerini tenkit etmiştir. Bedreddin ez-Zerkeşî’nin اإلجابة إليراد مااستدركته عائشة علي الصحابة adlı eseri bunun misalleriyle doludur. Evlilik yaşı hakkında onun böyle söylemesi yeterlidir. Ashâb-ı kirâmdan bu konuda bir itiraz da yoktur. Gayretli çalışman takdire şâyandır. Selam ve deruni muhabbetlerimle.
28/12/2022
Mehmet Yaşar Kandemir
Bir araya gelip yüz yüze müzakere etme imkânı bulamadığımız konuları, yazışarak müzakere etmemiz, farklı zaviyelerden bakabilme zenginliği kazanmamıza katkı sağlayabiliyor.
Fikirlerin farklılığı, dayanağı ve zaviyesi farklı olması halinde zenginlik oluşturabiliyor. Ufuk genişlemesine vesilesi olabiliyor.
Mutlak doğruyu sadece Allah bilir.
Bizim her düşüncemiz müzakereye açık olmalıdır.
29/12/2022
Ahmet Ziya İbrahimoğlu