En Güçlü ve En Etkileyici İmtihan…

(Laikliği Yerle Yeksan Eden Acayip Bir Mülakat)

Mısırlı yayıncı İbrahim Halef anlatıyor:

35 yıl önce, meslek hayatımın başlarında, Kuveyt’te öğretmenlik yapmak için Kuveyt Büyükelçiliğinde bir mülakata gittim. Büyük bir salonda yüzlerce adayla birlikte sırada bekliyorduk.

Aniden öğle ezanı okundu ve biz sıramızı beklerken, komisyon başkanı bekleme salonuna çıkageldi. Namaz kılmak için hazırlık yapıldı ve çoğu kişi cemaatle namaz kıldı, bazıları balkonda ayakta durup bekledi ve diğerleri sandalyelerinde oturup gazetelerini okudu.

Namaz bittiğinde büyük bir sürprizle karşılaştık. İmam döndü ve kelimesi kelimesine şöyle dedi:

Balkonda durup bekleyenler ve salonda oturanlar evlerine gidebilirler, mülakata girmeyecekler.” Sonra namaz kılanlara dönerek, pasaportlarını sekreteryaya teslim etmelerini, sözleşmelerin yazılmasını ve uçak biletlerini almalarını söyledi, bir hafta sonra seyahat etmeye hazır olacaklardı ve mülakat yapmadan işe alınacaklardı.

Sonra tüm katılımcılara şöyle seslendi:

Namaz kılmayan ve namaza özen göstermeyen bir öğretmene öğrencileri ve gençleri nasıl emanet edebilirim?

Bu durum karşısında herkes şaşkınlık içinde kaldı ve namaz kılmayanlar büyük bir hayal kırıklığı yaşadı, ben de onlardan biriydim. Bizi topluca elçilikten dışarı çıkardılar, sanki Anadolu Savaşı’ndan kalma esirler gibiydik. Üzgün ve kırgın olmama rağmen sevindim ve kızmadım. Namaz, mülakatın kendisiydi ve namaz kılan arkadaşlarıma dedim ki: “Namazınız sizi kurtardı.”

Muhammed bin Nasr el-Meruzi dedi ki:

Allah’ın azabını def eden,  namazdan başka bir ibadet bilmiyoruz.”

Peygamberimiz ﷺ derdi ki:

Bizi namazla rahatlat, ey Bilal.”

Onlar bir ümmetti, gelip geçtiler.”

(Bakara Süresi 141. Ayet)

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu

25/07/2024  OF

أقوى وأبلغ  امتحان …

يقول الإذاعي المصري إبراهيم خلف:

منذُ ٣٥ سنة في أول حياتي العملية ذهبت لإجراء مقابلة في السفارة الكويتية للعمل مدرس في الكويت  دخلنا إلى صالة كبيرة مليئة بمئات المتقدمين ننتظر الدخول على اللجنة،

فجأة أذن لصلاة الظهر ونحن ننتظر دورنا

فخرج رئيس اللجنة إلى صالة الإنتظار وأقيمت الصلاة، وصلى بمعظم الحاضرين جماعة بينما وقف آخرون في البلكونة وبقي آخرون جالسين على كراسيهم يقرأون الصحف

أنتهت الصلاة فكانت المفاجأة أستدار الإمام

وقال بالحرف الواحد:

كل الجالسين والواقفين في البلكونة يتفضلوا يروحوا على بيوتهم ولن يدخلوا المقابلة، ثم أكمل وأمر المأمومين خلفه الذين صلوا معه أن يسلموا جوازاتهم للسكرتارية لكتابة العقدوإستلام تذاكر الطيران تمهيدًا لسفرهم بعد أسبوع وبدون عمل مقابلة.

ثم قال موجهًا كلامه للجميع:

كيف آمن على الناشئة والتلاميذ من أستاذ لا يصلي ولا يحرص على الصلاة؟

وأنتهى الموقف وسط ذهول الجميع وخيبة الذين لم يصلوا  وكنت منهم،

وساقونا إلى خارج السفارة زمرًا كأعجاز نخل خاوية وكأننا من بقايا أسرى حرب الأناضول، رغم حزني وقهري إلا أنني فرحت ولم أغضب وكانت الصلاة هي المقابلة وقلت لزملائي الذين نجحوا في هذا الإختبار الإلهي: أنجتكم صلاتكم.

قال محمد بن نصر المروزي:

ولا نعلم طاعة يدفع الله بها العذاب مثل الصلاة.

وكان ﷺ يقول: “أرحنا بالصلاة يا بلال.”

“تلك أُمة قد خلت.”