F.GÜLEN ve C.AFGANİ BENZERLİĞİNİ ANLAMAK İÇİN OKUNMASI GEREKEN KAYNAKLARI ZİKRETTİĞİM MAKALEMİ TAKDİM ETMEK ÜZERE PAYLAŞTIĞIM MUKADDİME NOTUMA YAPILAN İTİRAZLARA YAZDIĞIM CEVAPLAR
Aşağıdaki aktaracağım yazışma ve notlar, Yusuf Ziya Kavakçı Hocamızın oluşturduğu Whatsapp gurubunda paylaştığım mukaddime notu üzerine yapılmış yazışmalardan oluşmaktadır. Önce takdim notumu aktarıp sonra bu not üzerine yapılan yazışmaları aktaracağım.
**Benim gurupta paylaştığım notum şudur:**👇
Bir müddetten beri Cemaleddin Afgani ile ilgili kitaplar okudum; okuyorum. C.Afgani 2. Abdülhamid döneminin F.Güleni kabul edilebilecek, önemli örgütlenmeleri başarmış ve Osmanlı’nın yıkılmasına zemin hazırlamış önemli şahsiyetlerden biridir.
Hiç evlenmemiş, kavmiyeti ve soyu tartışma konusu, fikirleri kavmiyetçiliği teşvik eder mahiyette, Yahudi ve Hıristiyanlarla diyalog fikrini ortaya atıp savunan, masonlukta en üst dereceye çıkmış, daha sonra müstakil mason locası kurmuş, dostlarının çoğu, Hristiyan, İngiliz yahudisi veya ateistlerden oluşuyor. İngiliz istihbaratı ile çalıştığı ciddi kaynaklarda zikrediliyor…
2.Abdülhamid durumunu tespit edince İstanbul’a çağırıp kendisine tahsis ettiği bir köşkte göz hapsinde tutmuş ve İstanbul’da ölmüştür.
F.Gülen örgütlenmesi ve fikirleri ile çok büyük ölçüde benzerlik arz eden bir yapılanma. Aradaki en önemli fark, F.Gülen’in 15 Temmuz kalkışması sebebi ile deşifre olması, C.Afgani ise fiili bir kalkışma teşebbüs fırsatı bulmadan ölmüş olması…
Takdir edersiniz ki F.G. 15 Temmuz olayı yaşanmasaydı bu kadar açık keşfedilemez; esrarını koruyabilirdi…
F.Gülen-C.Afgani fikir ve örgütlenme benzerliği konusu bir doktora tez konusu olabilir mi..? Ne dersiniz..?
Selam ve başarı dileklerimi bildiriyor; Allah’a emanet olmanızı diliyorum.
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Bu notum üzerine ilk değerlendirmeyi Aydın Başar Bey yazdı:👇
Görüşlerinizi temellendirir misiniz? Mesela “fikirleri kavmiyetçiliği teşvik eder mahiyette” demişsiniz. Kavmiyetçiliği öven teşvik eden bir tane cümlesini yazar mısınız?
Ahmet Ziya Hoca:
F.Gülen’in mi C.Afgani’nin mi..?
C.Afgani için kaynakları yazdım.
F.G. Türk Okulları ve Türkçe olimpiyatları fikri kavmiyetçilik hissi ile aldatmak değil mi..?
Aydın Başar Bey:
Hocam kavmiyetçiliğine dair bir tek cümlesini bekliyorum.
Ahmet Ziya Hoca:
Siz cümle istiyorsunuz; ben icraat yolladım. İcraat kelamdan daha güçlüdür. Daha güçsüz olsun demek pek mantıklı bir talep değil. Buna rağmen konuşmalarında o da var. Araştırıp bakarsanız bulursunuz.
Sizinle daha ilginç bir bilgi paylaşayım:
F.Gülen’e yazdırılan bir kitap Arapçaya tercüme edilerek Mısır’da Magripli meşhur bir âlim Adına bastırıldı. Ferid Al Ansari Hoca ilmi ve samimiyeti ile maruf bir âlim. Yayınlanmış 20 civarında eseri vardır. Kitaplarının listesi ölümünden sonra yayınlandı.
Bu kitabın ismi listede yok. Zaten Hoca 2009 yılında öldü; kitap 2010 yılında Mısır’da basıldı.
Ferid Al Ansarı Hoca 2009 da vefat etti. F.G. yazdırılan kitabın Arapça tercümesi 2010 yılında Mısır’da basıldı. Merhum Ferid Al Ansarı Hocaya ait yayınlanmış kitaplar listesinde bu kitabın ismi de yok. Eseri dikkatle okuyan ve F.G. fikirlerine aşına olan, bu kitabın Türkçeden tercüme edildiğini anlar. Sizin bu kitaptan haberiniz var mı muhterem Hocam..?
Aydın Başar Bey:
Bendeniz ehlisünnet bir Müslümanım. Afgani’nin Urvetül Vüska mecmuasındaki yazılarının tamamını okudum. Şunu gördüm sürekli İngilizlerin tuzaklarını anlatıyor, ırkçılığa da karşı çıkıyor. O ekole ilgili biri değilim ama söz bilgiye dayanmalı. Irkçı olduğunu iddia eden ispatlar…
Bakın Afgani, Abduh çizgisinden o dönemin İslamcıları da etkilendi. Ama hepsi de ırkçılığa karşıdır. Daha fazla uzatmayacağım. İyi günler dilerim.
Aydın Başar / Bağcılar
Enbiya Yıldırım Hoca:
Yenilenmeci olarak tanımlanabilecek Afgani ve diğerleri üzerinde derinlikli araştırmalar yapmış ve onları tanıtmış insanlardan biri Hayreddin Karaman hocamızdır. Onun mutedil yaklaşımla ele aldığı Efgani yazısının okunmasında fayda olabilir. https://islamansiklopedisi.org.tr/efgani-cemaleddin
Ahmet Ziya Hoca:
Önce bilgi sonra yorum olursa gereksiz tartışma kapısı açılmamış olur.20 kitap ismi yazdım.
“المصر للمصريين” İfadesi Afganiye ait bütün gittiği ülkelerde kavmiyetçilik bayrağını açmış bir insan
Aşağıdaki linki tıklayıp alt yazı tercümeli konuşmayı dinlemenizi tavsiye ediyorum. Söylediği her şeyi kaynağına izafe ediyor.👇
Enbiya Yıldırım Hoca:
1897’de vefat etmiş ve hakkında bitmez tükenmez tartışmalar yapılmış Efgani için zaman harcamamız önceliklerimizden değil sanırım. Niye zamanımızı onu tartışmaya ayıralım ki? Ancak Karaman Hocamızın yazısının ısrarla okunması taraftarıyım. Bir yerinde şöyle diyor örneğin: Efgānî’ye göre İslâm birliğinin din bağı, hac ve hilâfet olmak üzere üç dayanağı vardır. Din bağı İslâm milletleri için en önemli birleştirici faktör olup ümmet birliği ancak bununla sağlanabilir. Kavmiyet faktörü faydalı, hatta gerekli olmakla birlikte din bağını gölgede bıraktığı veya bertaraf ettiği takdirde kavmî (millî) birliği sağlamak için bile yetersiz kalır. Efgānî bu anlayış çerçevesinde millî uyanışı ve duyguları teşvik etmiş, ancak onun düşüncesini bütün olarak göremeyenler kendisinin Arapçılık, Türkçülük gibi dar ırkî cereyanları benimsediğini sanmışlardır. Müslümanlar din bağına sımsıkı sarılmalı, bu bağla kardeş olmalı, ancak başka din ve inanç sahiplerine karşı âdil davranmalı, dünyayı bir sulh, sükûn ve fazilette yarış meydanı haline getirmelidirler (el-ʿUrvetü’l-vüsḳ̱ ā, s. 10, 44, 48).
Ahmet Ziya Hoca:
Muhterem Hocam, Yukarıda verdiğim kitap listesinde TDV İslam Ansiklopedisi maddesini yazan Hayreddin Karaman Hocamızın aktardıkları da vardır…
Hayreddin Karaman Hocamız, Afgani ile ilgili değerlendirmeleri, ulaşabildiği kadarı ile bir araya getirmiştir. Kaynakları yetersiz ve eksiktir.
Cumhuriyet döneminde yetişmiş hocalarımızın çoğu, mahalli düşünen, uluslararası proje ve entrikaları inceleyip araştırmak ve öğrenmekten uzak bir anlayışla yetişmişlerdir. Bu sebeple F.G. Müslümanları istismar ederken, CIA oyunlarını fark edip F.G ve örgütünün iç yüzünü anlayamamış, bazen emellerine alet bile olabilmişlerdir…
Hayreddin Karaman ve Faruk Beşer gibi iyi niyetli hocalarımız da zaman zaman bu proje şahsiyetlere aldanmış, alet olmuşlardır. Hayreddin Karaman ve Faruk Beşer Hocalarımızın görüşlerini burada ayrıntılı aktarıp sizleri meşgul edecek değilim…
Günümüzde yaşayan ve birçok ipucu bulunmasına rağmen değerlendirmekte yanılmalarının ana sebeplerinden biri de Afganiyi ve Onun arkasındaki gücü doğru tanıyıp bilmemeleridir…
Çağdaşları olan F.G. ni tanıyıp keşfedemeyen, görüp bilemeyen akademisyenlerimiz, 125 sene önce ölmüş Afganiyi tanıyıp doğru bilebilecekleri ve tanıtabilecekleri iddiası inandırıcı olabilir mi..?
Mısır’ın seçkin, samimi ihlaslı alimleri, Osmanlı Şeyhülislam yardımcısı ve 2. Abdülhamid’in bizzat kendisini yanılmış kabul edip, Hayreddin Karaman Hocanın görüşünü daha isabetli bulmak, vakıanın tekzip ettiği bir iddia olmaz mı..?
Afganiyi tanıyıp bilmeden F.G anladığını zannedenler yanıldıklarını gördüler. Sadece tanıdıklarını zannediyorlardı…
Afgani ve F.G. nin her hangi bir dine iltizamı olan insanlar olduğunu iddia etmek bile saflık olur. Bu görüş bana ait bir görüş değil; iz sürmeyi bilen, delil değerlendirmesi yapmaya muktedir olan uzmanların görüşleridir. Linkini yolladığım alt yazı tercümeli Arapça değerlendirmede bütün kaynaklar tek tek zikredilip gösteriliyor…
Ayrıca size, bir de Tarihçi ve hukukçu görüşü dinlemek için, bir link daha vereyim.
Enbiya Yıldırım Hoca:
Bilgilendirme için teşekkür ediyorum hocam.
Whatsap yazışmaları olarak derlediğimiz bu yazıyı, yazışmalarda adı geçen herkese yollamıştım. Hayrettin Karaman Hocamıza yazıyı yollayınca bir de şu notu yazdım:
– Muhterem Hocam,
Adınızı zikrettiğimiz için yazıyı sizinle de paylaşıyorum. A.Ziya
Hayrettin Karaman Hocamız Cevaben:
Yalnız adımı zikretmiş değilsiniz iki ağır değerlendirmeniz var: Aldanmak ve alet olmak.
İzmir Y.İslamda hoca olduğum 1971 yılında ortak öğrencilerimiz sebebiyle Gülen den haberim oldu. Adam iyi bir oyuncu olduğu için birçok iyi niyetli insan gibi ben de 2013 yılına kadar bazı kusurlarını bilmek ve uyarmakla beraber asıl amacı bakımından aldandım bu doğrudur. O tarihlerde tespit ettiğim kusurlar ne yazık ki bütün tek adamcı oluşumlarda vardı. Bu yüzden onları uyarmak yerine cephe almak daha zararlı olurdu. Dershane olayından itibaren uyarılarımı sertleştirince bana cephe aldılar ve linç uyguladılar. Ama alet olma ifadenizi kabul etmiyorum. Ben kendi davam ve projem bakımından birçok cemaat ve tarikatla ilişki kurdum maksadım ya onları davama kazanmak ya iyi tanımak ya da zararlarını asgariye indirmektir. Ben onu hiç övmedim ve fakih filan da demedim. Vesselamu aleykum.
H.K.
Bu mesajın peşinden şu notu da yolladı:
Mısırlı mütefekkir âlim Muhammed ımâra nın beş ciltlik Abduha üç ciltlik Efganiye ait el-a’mâlul’l- kâmilesini okumayan bu iki kişi hakkında eksik bilgi ile yazmış olur.
Ben kendi eserlerini hem leh hem de aleyhlerinde yazılanları okudum. Batılıların yazdıklarını da ya tercümelerinden okudum ya da yahudi Niki Keddi gibi olanlarınkini çevirtip okudum. Tarafların tesiri altında kalmadım. Kendimce bir orta yol tutup yürüdüm. Yine de ben olayım, leh ve aleyhlerinde yazanlar olsun, elbette yanılabiliriz. Şaşmaz yanılmaz bir Allah’tır. Vesselamü aleykum
Hayrettin Karaman
Ben de Hocamızın bu notlarına şöyle bir değerlendirme yazdım:
Muhterem Hocam,
Çocukluğumdan beri, dini veya siyasi, hiç meşrebe intisabı olmayan, kimseye şartlanmış bir anlayışla yaklaşmayan, kelimenin tam anlamı ile müstakil düşünme ve araştırma gayreti içinde olmaya çalışan, gayreti İslamiye dışında bir derdi olmayan bir kardeşinizim.
Size de yolladığım yazı, doğal seyrinde yazılmış, Enbiya Yıldırım Hoca sizin yazınızı gündeme getirip yazınca, ben de düşüncemi yazmışım. Ben sizin konu ile ilgili yazdıklarınızı dikkatle okudum. Her ne kadar objektif yaklaşma gayretiniz olsa da, tespitleriniz eksik ve hatalıdır. Bunun sebepleri mesaj kapsamına sığmayacak kadar uzun ve ayrıntı gerektirir. **Sadece iki hususu kısaca zikredeyim:
1-C.Afgani hakkında lehte ve aleyhe yazanların tespitleri tartışılabilir; bunları şimdilik bir kenara koyalım.
Kendi el yazısı ile kendisinin yazdıkları sizin yaklaşımınızı doğrulamıyorsa ve bunları dikkate almıyorsanız burada ciddi bir değerlendirme eksikliği var diyemez miyiz?
2-Sultan İkinci Abdülhamid’in tutum ve davranışı, Zahidül Kevseri’nin değerlendirmesini yeterince dikkate almamanız, ateist, komünist, müsteşrik, mason vb zafiyetleri olan kişilerin değerlendirmelerini onlara denk görmenizi kabul edilebilir bir değerlendirme olabilir mi?
Siz عمارة محمد nin kim olduğunu, geçmişini, düşünce yapısını bildiğinizden emin misiniz?
3-Sizin konuşup yazdıklarınızda hedefinizi, kastınızı ve niyetinizi sizden başkasının bilmesi çok zor; amma konuşma ve yazdıklarınızdan ne anlaşıldığı konusu değerlendirmeye açıktır; siz bizim anladığımızı kastetmiş olmayabilirsiniz. Biz de yanılmış olabiliriz. Yazışmalarda ismi geçen herkese yazdıklarımızı gönderip söz hakkı vererek değerlendirme talebinde bulunmamız, bunun içindir. Ben sizin düzeltmelerinizi de aynı yazıya ekleyeceğim.
Samimi olarak ifade etmemi anlayış ve hoş görü ile karşılayacağınızı umut ederek beyan etmek istediğim bir husus da şudur:
Sizin konuşma ve yazılarınız F.G. cemaatinin faaliyetlerine dolaylı destek sağladığı kanaati yaygın bir kanaattir. Bunun adını siz farklı koysanız veya itiraz etseniz bile başkalarının “alet olma ifadesine” yeteri kadar delil ve malzeme bulması zor olmaz.
Bir tutum ve davranışa veya görüşe yahut oluşuma taraftar olmak ile cephe almak arasında bir sürü tonlar daha vardır. Siyah ile beyaz arasında bir sürü renkler olduğu gibi.
Cephe almamanız anlaşılabilir; izah edilebilir. Amma olumlu yaklaşımınız bir tarafa, yapıcı da olsa tenkit etmemeniz, uyarmamanız, mesafeli durmamanız bir eksiklik değil midir? Bunu sadece size kusur aramak niyeti ile yazılmış kabul etmeyiniz; bütün ilahiyatçı akademisyenler için geçerli bir tespit olduğu gibi DİB, DİYK için de geçerlidir. Öyle değil mi muhterem Hocam?
Hiç bir yazımı muhatabına gönderip değerlendirmesini öğrenmeden sonlandırıp arşivime koymamaya çalışıyorum. Dost uyarı ve tenkitleri velev ki talebelerinizden gelse dahi yeniden düşünmeye vesile olmalı diye düşünüyorum.
C.Afgani değerlendirmesi ile ilgili notunuzu da Sabır Meşhur Beye ilettim. Cevap yazarsa size de ulaştırırım inş.
Selam, dua ve hürmetlerimi arz ediyorum. 10/10/2022 Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Hayrettin Karaman:
Sizinle Efgani tartışması yapmayı gerekli görmüyorum. Bu çok uzun sürer ona vaktim yok lüzumlu da değil. Ben yazacağımı yazmışım kaynakları da göstermişim
Birkaç husus var, çok kısa değineceğim:
1. Efganinin el yazısı ile yazdıklarını da okudum ve kale aldım
2.Sultan Abdülhamid onu ilk davet ettiğinde çok önemli vazifeler verdi ve çok itibar etti. İkinci gelişe siyaset karıştı.
3.Gülenin meşhur diyalog teşebbüsü ile ilgili uyarımı örnek olarak okuyabilirsiniz; Diyalog ve Necat tartışmaları isimli kitabımı göndereceğim. Diyalog kitabımı onlar yayınladı ve ben bu kitapta Müslümanın papa diyalogunun parçası olamayacağını ve nasıl diyalog yapabileceğini yazdım. Şimdilik yazılmayı burada bitiriyorum.
Selam ve dua ile
Ahmet Ziya Hoca:
Peki Hocam