Dünya Hakimiyetinde ABD-İngiltere Çekişmesi
Gizli ABD – İngiltere Çekişmesi Var mı?
Kısmen Var Olan Görünmez Rekabet
Olaylara doğru bakıp doğru değerlendirme yapabilmek için bu gizli çekişmeyi bilmek lazım. ABD ve İngiltere, yüzeyde müttefik gibi görünse de tarihi olarak birbirlerine karşı hep temkinli oldular. İşin temeli çok eskiye dayanıyor.
Tarihi Arka Plan
• 1776’da ABD, İngiliz İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık savaşı verdi.
• 1812’de bir kez daha ABD ve İngiltere savaşa girdi.
• 19. yüzyıl boyunca, İngiltere ve ABD ticari ve denizcilik alanında rekabet etti.
• 20. yüzyılda İngiliz İmparatorluğu zayıflarken, ABD süper güç olarak öne çıktı ve bu da bir güç değişimini tetikledi.
Gizli Çekişmenin Sebepleri
1. Küresel Liderlik Rekabeti: İngiltere 19. yüzyılda dünya lideriydi, 20. yüzyılda bu bayrağı ABD devraldı. İngiltere’nin bu rolü tamamen bırakmaya niyeti hiçbir zaman tam olmadı.
2. Finansal Merkez Rekabeti: Londra ve New York, küresel finansın iki kalbi. 1940’lardan sonra ABD doları dünya rezerv parası oldu ama İngiltere hala finans dünyasında kilit aktör.
3. Anglosakson İç Çekişme: Her ne kadar “Özel İlişki” (Special Relationship) dense de, ABD ve İngiltere hangi ülkenin “Anglosakson Dünyası’nın lideri” olacağı konusunda tarih boyunca rekabet etti.
4. İstihbarat ve Güvenlik: MI6 ve CIA arasında her zaman hem işbirliği hem de gizli rekabet olmuştur. Birbirlerinden bilgi saklama, sızdırma gibi çok sayıda olay belgelenmiştir.
5. Ekonomi ve Ticaret: İngiltere AB’den ayrıldıktan sonra (Brexit), ABD-İngiltere ticari ilişkileri çok konuşuldu. Ama perde arkasında ticari çıkar çatışmaları da hep vardı.
Özet
• Açık bir düşmanlık yok.
• Ama liderlik, ekonomi, istihbarat ve ticaret alanlarında derin bir rekabet var.
• Bu rekabet dostane görünüyor ama aslında derinlerde güç mücadelesi sürüyor.
• Özellikle finans ve küresel düzenin şekillendirilmesi konusunda zaman zaman örtülü çatışmalar yaşanıyor.
Bu gizli rekabetin örneklerini, belgelenmiş olayları da merak edenler için birkaç çarpıcı örnek de verecek olursak:
1. Finansal Rekabet: Dolar vs Sterlin Savaşı
Arka Plan
• 1944’teki Bretton Woods Konferansı sonrası ABD doları dünya rezerv parası oldu.
• İngiltere ise Pound Sterling’in küresel egemenliğini kaybetti.
• 1950’ler ve 60’larda İngiliz finans çevreleri, doların üstünlüğünü kırmak için Londra’yı küresel offshore finans merkezi haline getirdi (Eurodollar piyasası doğdu).
• Bu piyasayı İngilizler organize etti ama paranın çoğu Amerikalıydı.
Gizli Çekişme
• İngiltere, ABD dolarının yerine kendi kontrolündeki Londra merkezli finans sistemini ön plana çıkarmak istedi.
• Bugün bile Londra – New York arasında finansal liderlik savaşı sürüyor.
2. Casusluk ve İstihbarat Rekabeti
Arka Plan
• ABD ve İngiltere, beş göz (Five Eyes) ittifakında müttefik.
• Ama iki taraf da birbirine %100 güvenmiyor.
• Soğuk Savaş döneminde bile MI6 ve CIA birbirlerinin operasyonlarını baltaladı.
Misal: Kim Philby Vakası
• Kim Philby, İngiliz istihbaratının tepe isimlerinden biriydi.
• Yıllarca Sovyetler için çalıştı ve CIA operasyonlarını Moskova’ya sızdırdı.
• CIA, bu ihanetten sonra MI6’ya olan güvenini büyük ölçüde kaybetti.
Misal: NSA’in İngiliz Diplomatları Dinlemesi
• 2013 Snowden sızıntılarında, ABD’nin müttefiklerini de dinlediği ortaya çıktı.
• İngiliz diplomatlar ve siyasetçiler de bu dinlemelerden nasibini aldı.
• İngiltere, “en yakın müttefikimiz bize bunu yapmaz” diyemedi, çünkü kendisi de aynısını yapıyor.
3. Ortadoğu ve Petrol Mücadelesi
Arka Plan
• 1953’teki İran Darbesi (Ajax Operasyonu) hem CIA hem MI6 ortak operasyonu olarak anlatılır.
• Ancak sahada iki taraf da birbirini atlatarak daha fazla kontrol kazanmaya çalıştı.
• İngiltere, İran petrollerini (BP) kontrol etmek istiyordu.
• ABD ise İngiltere’yi devre dışı bırakıp Suudi Arabistan ve Aramco’ya yöneldi.
Misal: Suudi Arabistan
• İngiltere, 1920’lerden beri Arap Yarımadası’nda nüfuz sahibiydi.
• ABD, 1945’te FDR ve Kral Abdülaziz görüşmesi ile İngiltere’yi tamamen saf dışı bıraktı.
• İngilizler, kendi “arka bahçelerini” kaybettiklerini düşündü.
4. NATO ve Avrupa’daki Liderlik Çekişmesi
Arka Plan
• ABD, NATO’nun lideri gibi görünse de İngiltere hep ABD’den bağımsız Avrupa’da ayrı bir liderlik pozisyonu kurmak istedi.
• Brexit sonrası bu çekişme daha da derinleşti.
• İngiltere, AB’yi bırakarak “ABD’ye daha yakınlaşacak” gibi görünse de, gerçekte kendi başına küresel bir aktör olmak istiyor.
Misal: AUKUS Paktı
• 2021’de ABD, İngiltere ve Avustralya Çin’e karşı AUKUS ittifakını kurdu.
• Görünüşte ittifak ama perde arkasında:
• İngiltere, Hint-Pasifik’te yeniden söz sahibi olmak istiyor.
• ABD ise İngilizlerin fazla güçlenmesini istemiyor.
• Fransa bile devre dışı bırakıldı.
5. Kültürel ve Jeopolitik Rekabet
Arka Plan
• İngiltere, kendini Anglosakson (1) kültürünün kurucu babası olarak görüyor.
• ABD ise yeni dünya düzeninin lideri olarak kendini konumlandırdı.
• Bu durum, özellikle Afrika ve Asya’da sömürge sonrası düzenin kurulmasında rekabete yol açtı.
Misal: Afrika’da Etki Alanları
• İngilizler, eski sömürgelerinde hala etkililer (Commonwealth).
• ABD ise Çin ve Rusya’yla birlikte İngiltere’nin bu alanlardaki etkisini kırmaya çalışıyor.
Sonuç: Dost Görünümlü Ezeli Rakipler
• Açık savaş veya düşmanlık yok.
• Ama gizli rekabet; istihbarat, finans, ticaret ve jeopolitik düzeyde sürekli var.
• Bu ilişki hem işbirliği hem çekişme üzerine kurulu.

ÖZETLE
Alan ve Çekişme Noktaları:
1- Finans: Londra vs New York (rezerv para mücadelesi)
2- İstihbarat: MI6 vs CIA (güven sorunu)
3- Petrol: Ortadoğu kontrolü
4- Askeri Güç: NATO ve küresel operasyon liderliği
5- Kültürel Güç: Anglosakson liderlik savaşı
Son Not
Eğer ABD-İngiltere ilişkilerinde zaman zaman neden garip kopukluklar olduğunu merak ettiysen, işte sebebi bu: Dışarıda kardeş, içeride rakip.
Bu çekişmenin güncel yansımaları veya yakın gelecekteki senaryolar hakkında da kısa bilgi vermekte fayda var:
İngiltere: Yaşlı ve Aciz Kurt Metaforu
Bu metafor tarihi gerçeklerle örtüşüyor çünkü:
• İngiltere bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğuydu. (“Üzerinde güneş batmayan imparatorluk.”)
• 20. yüzyılda bu imparatorluk çöktü, sömürgeler birer birer bağımsız oldu.
• Bugün İngiltere, askeri kapasite olarak zayıflamış durumda. Kraliyet Donanması, hava kuvvetleri ve kara ordusu sayısal ve teknolojik olarak 20. yüzyıla kıyasla oldukça küçüldü.
• Asker sayısı, savunma bütçesi ve stratejik caydırıcılık konusunda Avrupa’da bile ilk sırada değil.
İngiltere’nin Avantajı: Zeka ve Tecrübe
Ancak yaşlı kurt her zaman sadece dişleriyle değil, zekâsı ve hafızasıyla da avlanır. İngiltere’nin hâlâ çok önemli kozları var:
• Tarihsel tecrübe: Dünya siyaseti ve diplomasi oyunlarını çok iyi bilir.
• İstihbarat kabiliyeti: MI6 ve GCHQ gibi kurumlarıyla, gizli operasyonlar ve nüfuz oyunlarında hâlâ dünya liderlerinden.
• Finansal merkez: Londra, küresel paranın akışını kontrol edebilen birkaç merkezden biri.
• Kültürel nüfuz: İngilizce’nin dünya dili olması, BBC gibi küresel medya devleri üzerinden zihin kontrolü ve algı yönetimi yapabilmesi.
ABD: Dinamik ama Kaba Güç
ABD’nin karakteri:
• Güçlü ama kaba: ABD, işini çoğu zaman askeri güçle ve ekonomik baskıyla çözer. Diplomasi hassasiyetleri İngiltere’ye kıyasla zayıftır.
• Tarihsel derinlik eksik: İngiltere’nin 1000 yıllık devlet hafızası varken, ABD’nin tarihi 250 yılı bile bulmaz.
• Kültürel ve ideolojik karmaşa: İngiltere’nin net bir elit aklı ve yönetici zihniyeti vardır. ABD’de ise farklı lobiler ve güç merkezleri birbirini yer.
İngiltere’nin En Büyük Ustalığı
İngiltere’nin en büyük başarısı, gücü kalmasa bile kendini hâlâ “oyun kurucu” gibi göstermesi. Bazen doğrudan sahnede yer almaz, ABD’yi, AB’yi veya eski kolonilerini öne sürerek perde arkasında akıl verir, yönlendirir. İngiltere’nin esas zekâsı burada.
İngiltere’nin Zaafları
• Ekonomik kırılganlık: Brexit sonrası ciddi ekonomik sorunlar yaşıyor.
• Askeri gücün erimesi: 1982 Falkland Savaşı gibi bir operasyonu bile bugün tekrarlaması zor.
• Toplumsal çürüme: İçeride sosyal uyum ve milli ruh zayıflamış durumda.
Sonuç
Evet, İngiltere artık saf güçle oyun kuracak bir aktör değil. Ama hala çok tecrübeli, çok zeki ve sahada görünmeden rakiplerini birbirine kırdırıp kazanan masasına oturma yeteneğine sahip.
ABD ise kas gücüyle dünyayı dövüp, sonra enkazı kaldıracak akıl bulamadığı için çoğu kez İngiltere’ye dönüp “bu işi nasıl toparlarız?” diye sorar.
Kısa Formül
Ülke, Karakter, Güç Kaynağı:
1- İngiltere, Yaşlı Kurt, Tecrübe + Zeka + Diplomasi
2- ABD, Genç ve Kaba Ayı, Askeri Güç + Ekonomik Baskı
Son Tespit
• Güç kullanmada ABD önde.
• Akıl ve tecrübe oyununda İngiltere önde.
• Ancak dünya artık kaba gücü ve eski sömürgeci aklı yutmuyor. Dolayısıyla her ikisi de zorlanıyor.
Bu “yaşlı kurt ve kaba ayı” metaforunu Ortadoğu, Rusya-Ukrayna veya Çin rekabeti gibi müşahhas alanlarda da açacak olursak:
İngiltere’nin (yaşlı kurt) ve ABD’nin (kaba ayı) karakterlerini, Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna sahasında nasıl oynadıklarını birlikte masaya yatıralım. Hem tarihi, hem de güncel örneklerle destekleyelim ki sahadaki oyun net görünsün.
1. Ortadoğu: Yaşlı Kurt ve Kaba Ayının Saha Mücadelesi
İngiltere’nin Rolü (Yaşlı Kurt)
• Ortadoğu’yu şekillendiren asıl akıl İngiltere’dir.
• 1916 Sykes-Picot Anlaşması ile Osmanlı sonrası sınırları çizen de İngiliz aklıdır.
• Suud Hanedanı’nın başa getirilmesi ve Körfez monarşilerinin dizaynı da İngiltere’nin eseridir.
• İngiltere, doğrudan sahada olmaktan çok, kabileleri, tarikatları ve yerel güçleri kullanarak perde arkasında oyun kurar.
• İsrail’in kuruluş süreci de yine İngiliz aklıyla dizayn edilmiştir (Balfour Deklarasyonu, 1917).
• Bugün bile Körfez sermayesinin (Katar, BAE) önemli kısmı Londra finans sistemine bağlıdır. Yani petrol parası İngiltere’den geçirilir.
ABD’nin Rolü (Kaba Ayı)
• ABD, 1945 sonrası devreye girdi.
• Suudi Arabistan’la petrodolar anlaşmasını yaptı. (1970’lerde Nixon-Suudi mutabakatı)
• 2003 Irak işgali gibi doğrudan askeri müdahalelerle sahaya girdi.
• Asker gönderir, bombalar, rejim değiştirir. Ama bu hamleleri halklar arasında nefret yaratır ve sonuçta başarısız olur.
• Afganistan ve Irak’ta yaşadığı çöküş, kaba gücün uzun vadeli çözüm üretemediğini gösterdi.
• İngiltere ise bu tür doğrudan operasyonlardan uzak durur, yeri geldiğinde ABD’yi kışkırtır, ama sonuç kötü olursa kendini temize çeker.
Müşahhas Misal: Suriye Savaşı
• İngiltere: ÖSO, yerel unsurlar ve medya algısı üzerinden müdahil oldu. BBC, “Esad kimyasal silah kullandı” haberlerini servis etti.
• ABD: Doğrudan YPG/PKK ile ortaklık kurdu, askeri üsler kurdu, hava operasyonları yaptı.
• Sonuç: İngiltere sessizce kenara çekildi, ABD ise hala Türkiye ve Suriye bataklığında debeleniyor.
2. Rusya-Ukrayna Savaşı: Kaba Ayı’nın Önde, Yaşlı Kurt’un Arkada Olduğu Alan
İngiltere’nin Rolü (Yaşlı Kurt)
• Ukrayna krizinde ilk gazı veren İngiltere oldu.
• 2014’teki Maidan Darbesi’ni destekleyen medya ve istihbarat operasyonları büyük ölçüde İngiliz aklıyla yapıldı.
• Rusya’yı Avrupa’dan tamamen koparma fikri, ABD’ye değil, İngiltere’ye aittir. (Çünkü AB ve Rusya yakınlaşırsa, İngiltere Avrupa’da iyice yalnız kalır.)
• Ukrayna ordusunu eğiten ve istihbarat desteği veren ilk ülkelerden biri de İngiltere’dir.
• Borç para ve silah desteğini organize eden Londra merkezli finans çevreleridir.
ABD’nin Rolü (Kaba Ayı)
• ABD, doğrudan Ukrayna’ya ağır silahlar ve HIMARS gibi stratejik sistemler verdi.
• Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımların en ağırını dayattı.
• Biden yönetimi, bu savaşı “demokrasi vs otokrasi” savaşına dönüştürerek kaba propaganda yürüttü.
• Ama savaş uzadıkça maliyet ABD’ye dönmeye başladı ve kendi iç kamuoyu bu savaşa soğudu.
• İngiltere ise yine arka planda kalıp, stratejik akıl olarak etkisini sürdürüyor.
Müşahhas Misal: Boris Johnson’ın Zelenskiy’e Mesajı
• 2022’de barış görüşmeleri gündeme geldiğinde, Boris Johnson bizzat Kiev’e gidip “Sakın barış yapmayın, savaşa devam edin” dedi.
• Yani ABD’nin yavaş yavaş geri çekilme sinyalleri verdiği yerde, İngiltere kışkırtıcı rol oynadı.
• İngiltere’nin hedefi: Rusya’yı mümkün olan en uzun süre yıpratmak, Avrupa’yı Rus enerjisinden koparıp Londra’ya bağımlı hale getirmek.
Sonuç İkili Oyun Düzeni
Alan, İngiltere’nin Stratejisi (Yaşlı Kurt), ABD’nin Stratejisi (Kaba Ayı)
Ortadoğu, Perde arkasında yerel güçleri kullanır, diplomasi ve finansla nüfuz eder., Doğrudan askeri güç kullanır, rejim değiştirir, ama uzun vadede başarısız olur.
Rusya-Ukrayna, Krizi tetikler, arka planda kalır, Avrupa’yı Rusya’dan koparır., Doğrudan silah ve para yardımı yapar, propaganda ile yönlendirir.
Son Büyük Fark
• İngiltere, hedefine ulaşamasa bile ağır bedel ödemez çünkü doğrudan göze batmaz.
• ABD ise kaba gücüyle tüm okları üzerine çeker ve nefretin odağı olur.
• İngiltere’nin aklı, başkasının kas gücüyle kendi çıkarlarını korumaktır.
Sonuç Cümlesi
Evet, İngiltere yaşlı ve aciz bir kurt olabilir, ama oyunu hâlâ o kuruyor.
ABD ise dünyanın en büyük kas gücü olabilir, ama bu kas gücü çoğu zaman İngiltere’nin çıkarlarına hizmet ediyor – farkında olmadan.
Bu tabloyu Çin-ABD rekabeti ya da İngiltere’nin Asya-Pasifik’teki sessiz dönüşü üzerinden de şöyle açabiliriz:
Dünya dengesi artık Avrupa’dan Asya’ya kayıyor. Burada da İngiltere’nin sinsi aklı ve ABD’nin kaba kuvveti yine devrede.
3. Çin-ABD Rekabeti: Kaba Ayı ve Sessiz Kurtun Yeni Sahası
ABD’nin Tavrı (Kaba Ayı)
• ABD, Çin’i en büyük tehdit olarak görüyor. Ekonomik olarak geçilmek, teknolojik yarışta geride kalmak ABD için bir “kırmızı alarm”.
• Ne yapıyor? Göz göre göre açık cephe alıyor:
• Ticaret savaşları (Trump döneminde başladı, Biden da sürdürüyor).
• Teknoloji ambargoları (Huawei ve diğer teknoloji devlerine ağır yaptırımlar).
• Tayvan meselesini sürekli kaşıma (Askeri gemiler gönderme, silah satma).
• Güney Çin Denizi’nde donanma tatbikatları.
• ABD çok açık ve kaba bir meydan okuma yapıyor. Ama Çin, bu kaba baskıya sabırla ve uzun vadeli stratejiyle karşılık veriyor.
İngiltere’nin Tavrı (Yaşlı Kurt)
• İngiltere ise burada da direkt öne çıkmıyor.
• Ama Avustralya ve Yeni Zelanda gibi eski koloniler üzerinden dolaylı etki kuruyor.
• AUKUS Anlaşması (Avustralya-İngiltere-ABD ittifakı) bunun somut örneği. Bu anlaşma görünüşte ABD liderliğinde gibi ama mimarı ve fikri sahibi büyük oranda İngiltere.
• Hong Kong meselesinde sessizce Çin’i sıkıştırmaya çalıştı, çünkü Hong Kong İngiltere’nin eski sömürgesi ve hala Londra finans sisteminin bir parçası.
• Çin’i doğrudan karşısına almaz, ama her kriz anında ABD’yi sahaya sürer.
Müşahhas Misal: AUKUS Anlaşması
• İngiltere, Avustralya’ya nükleer denizaltı teknolojisi satılmasını sağladı.
• Görünürde ABD önde ama Avustralya ile tarihsel bağlar, istihbarat kanalları ve diplomasi dili hep İngiltere’den geçiyor.
• ABD burada kas gücü ve teknoloji sağlıyor, ama hangi stratejik bölgede nasıl hareket edileceğine dair akıl veren yine İngiltere.
Sonuç: Çin Karşısında Kim Daha Etkili?
• ABD’nin sert ve doğrudan baskısı Çin’i daha da güçlendiriyor, çünkü Çin iç kamuoyunu konsolide ediyor.
• İngiltere ise çevreleme stratejisiyle Çin’i içeriden sıkıştırma peşinde – daha sessiz ama uzun vadeli.
• Yani yine ABD dövüşen, İngiltere yönlendiren pozisyonda.
4. İngiltere’nin Asya-Pasifik’teki Sessiz Dönüşü
Tarihi Hafıza
• Unutmayalım, 19. yüzyılın Asya-Pasifik hakimi İngiltere’ydi. Hindistan, Malezya, Singapur, Hong Kong ve Avustralya — hepsi İngiliz toprağıydı.
• Şimdi sessizce ama ticaret, istihbarat ve kültürel nüfuzla o eski pozisyonunu geri kazanmaya çalışıyor.
Hangi Kanalları Kullanıyor?
1. Eski Sömürgeler Ağı:
• Singapur ve Malezya ile ticaret ve finans bağlarını koruyor.
• Avustralya ve Yeni Zelanda zaten İngiliz sisteminin organik uzantısı.
2. Commonwealth Diplomasisi:
• Kraliçe sonrası dönemde Commonwealth zayıflasa da, Asya-Pasifik’te İngiliz etkisi hala güçlü.
3. Yumuşak Güç:
• İngiltere, Çin’e karşı doğrudan askeri değil, finansal ve kültürel savaş açıyor.
• Londra Borsası hala Asya paralarını çekiyor.
• İngiliz eğitim sistemi (Oxford, Cambridge) Asya elitlerini yetiştirmeye devam ediyor.
• İngiliz hukuk sistemi Hong Kong ve Singapur gibi yerlerde hala geçerli.
Gizli Hedef
• İngiltere, ABD ile Çin’in doğrudan çatışmasını istiyor.
• Bu çatışma ne kadar yıkıcı olursa, İngiltere o kadar kârlı çıkacak. Çünkü ABD ve Çin zayıfladıkça, eski İngiliz sömürge ağı daha değerli hale gelecek.
Müşahhas Misal: Hint-Pasifik Stratejisi
• ABD’nin Hint-Pasifik stratejisi hep konuşuluyor ama bu fikri ortaya atan ve konseptin temelini atan ilk raporlar, İngiltere merkezli düşünce kuruluşlarıdır.
• ABD, İngiltere’nin çizdiği stratejik harita üzerinde yürütülüyor.
Büyük Fotoğraf: Yaşlı Kurt ve Kaba Ayının Rol Paylaşımı
Alan, İngiltere (Yaşlı Kurt), ABD (Kaba Ayı)
Ortadoğu, Yerel unsurları kullanır, perde arkasında kalır., Doğrudan girer, savaşır, yıpranır.
Rusya-Ukrayna, Krizi çıkarır, AB’yi Rusya’dan koparır., Silah verir, açık cephe alır.
Çin Rekabeti, Çevreleme ve içten çökertme peşinde., Açık meydan okuma ve doğrudan baskı.
Asya-Pasifik, Eski sömürge ağını yeniden canlandırma., Denizlerde devriye ve doğrudan askeri gösteri.
Sonuç ve Özet
• İngiltere zayıfladı ama zekasını kaybetmedi. Hala küresel oyun kurucu akıllardan biri.
• ABD güçlü ama stratejik akıldan yoksun. Çoğu zaman eline verilen senaryoyu oynar.
• Çin karşısında İngiltere, ABD’yi öne sürüp, kendi çıkarlarını koruyor.
• İngiltere’nin hedefi: ABD ve Çin’i birbirine kırdırıp, sessizce eski pozisyonunu güçlendirmek.
Bir Cümleyle Özet
İngiltere’nin tarihi kuralı: “Asıl savaşan ben değilim, asıl kaybeden de ben olmamalıyım.” Bu kural, bugün de işlemeye devam ediyor.
Bu tabloyu Afrika veya Latin Amerika’daki İngiltere-ABD rekabeti üzerinden de açabiliriz. Oralar da çok renkli.
Önce Afrika ve Latin Amerika’da İngiltere-ABD rekabetini masaya yatıralım. Ardından da Gazze ve Türkiye-İsrail meselesinde ABD-İngiltere düşünce farklarını açalım.
5. Afrika’da İngiltere-ABD Rekabeti
İngiltere’nin Rolü (Yaşlı Kurt)
• Afrika’nın büyük kısmı, özellikle Doğu ve Güney Afrika, İngiliz sömürgesiydi.
• Dil, hukuk, eğitim ve finans sistemi hala büyük ölçüde İngiliz etkisi altında.
• İngiltere, askeri üs kurmaz, bayrak göstermez. Ama şirketleri, istihbarat ağları ve STK’ları üzerinden ülkeleri kontrol eder.
• Commonwealth ağı sayesinde Afrika elitleri Londra bağlantılıdır.
• Yerel kabileler ve etnik fay hatları üzerinden hassas denge oyununu iyi bilir.
ABD’nin Rolü (Kaba Ayı)
• ABD, Afrika’ya çok geç girdi. Aslında 2000’lerden sonra ciddiye almaya başladı.
• Genelde savaşlar, iç çatışmalar ve terörle mücadele bahanesiyle girdi.
• Africom (ABD’nin Afrika Komutanlığı) kuruldu ama kıtada halk desteği bulamadı.
• ABD, büyük askeri üsler ve doğrudan yardımlar sunar ama yerel dinamikleri okuyamaz.
• Çin’in Afrika’daki etkisini dengelemek için ABD son yıllarda daha aktif olsa da, İngiliz derin etkisini kıramaz.
Müşahhas Misal: Sudan Krizi
• Sudan’da İngiliz aklı, kabileler arası dengeyi uzun süre kontrol etti.
• ABD, Sudan’ı İran’dan koparmak için doğrudan ekonomik baskı ve yaptırımlara başvurdu.
• Sonuç: Ülke ikiye bölündü, ABD “demokrasi” getireceğim derken kabile savaşlarına zemin hazırladı.
• İngiltere ise Londra merkezli finans ağı üzerinden Sudanlı elitlerle ilişkisini sürdürdü.
6. Latin Amerika’da İngiltere-ABD Rekabeti
İngiltere’nin Rolü (Yaşlı Kurt)
• Latin Amerika, İspanyol-Portekiz etkisi altında kalmış gibi görünse de, özellikle 19. yüzyıldan itibaren İngiliz finans sistemi kıtada çok güçlü oldu.
• Arjantin, Brezilya ve Şili gibi ülkelerde İngiliz bankaları, ticaret şirketleri ve demiryolu yatırımları hala büyük bir iz bırakmıştır.
• İngiltere, askeri değil, ticari ve finansal güçle kıtayı kontrol etmeye çalışır.
• Uyuşturucu kartelleri ve kara para ağları bile Londra’daki finans sisteminden geçer.
ABD’nin Rolü (Kaba Ayı)
• ABD, Latin Amerika’yı arka bahçesi ilan etti (Monroe Doktrini, 1823).
• Askeri darbeler (Şili’de Pinochet darbesi gibi) ve doğrudan CIA operasyonları ile kıtada kontrol sağlamak istedi.
• Sonuç: Nefret edilen bir hegemon oldu. Sol hareketler ABD’ye karşı birleşti.
• İngiltere ise hep arka planda kaldı, yıpranmadı.
Müşahhas Misal: Falkland Krizi (1982)
• Arjantin-İngiltere savaşı, İngiltere’nin Latin Amerika’da fiziksel varlık gösterdiği nadir olaylardan biridir.
• ABD, o dönemde İngiltere’nin yanında durmak zorunda kaldı, ama Latin Amerika halkları ABD’yi de suçladı.
• İngiltere savaşı kazandı ama sonrasında yine ticaret ve finans üzerinden sessiz etkisini sürdürdü.
• ABD ise kıtada emperyalist zorba olarak anılmaya devam etti.
7. Gazze ve Türkiye-İsrail Meselesinde ABD-İngiltere Düşünce Farkı
ABD’nin Tavrı (Kaba Ayı)
• İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki ileri karakolu gibi.
• ABD, İsrail’e açık ve koşulsuz destek verir. Bu destek;
• Askeri yardımlar (Demir Kubbe fonlaması gibi),
• BM’de veto hakkı kullanmak,
• Ekonomik ve teknolojik işbirlikleri,
• Filistin’i terörize eden söylemler ile kendini gösterir.
• ABD, İsrail’i bölgedeki kontrol aracı olarak görür ve Filistin meselesine tamamen İsrail’in gözüyle bakar.
İngiltere’nin Tavrı (Yaşlı Kurt)
• İsrail’i kuran akıl İngiltere’dir (Balfour Deklarasyonu, 1917).
• Ama İngiltere, İsrail’le birebir özdeşleşmez, yani gerektiğinde İsrail’i frenleyebilir.
• Londra medyası zaman zaman Filistin yanlısı yayınlar yapar, Arap ülkeleriyle de ticari ve diplomatik dengelerini gözetir.
• İngiltere, Filistin direnişini tamamen yok etmeyi değil, İsrail’i kontrol edebilecek bir baskı unsuru olarak tutmayı ister.
• Çünkü İsrail’in tam serbest kalması, İngiltere’nin Arap dünyasındaki pozisyonunu zayıflatır.
Türkiye Konusunda Farklılık
• ABD’nin Türkiye’ye bakışı:
• Türkiye, ABD için problemli bir NATO üyesi.
• İsrail karşıtı söylemleri ve Gazze desteği, ABD’yi rahatsız eder.
• Türkiye’yi askeri açıdan baskılama, ekonomik olarak köşeye sıkıştırma eğilimindedir.
• Ama yine de Rusya ve Çin’e kaptırmak istemez.
• İngiltere’nin Türkiye’ye bakışı:
• İngiltere, Türkiye’yi hem İslam dünyası hem de Avrasya denklemi açısından kilit ülke olarak görür.
• Türkiye’nin İsrail’le kavgasını makul bulur, çünkü bu kavga Türkiye’yi Arap dünyasında popüler hale getirir.
• İngiltere’nin uzun vadeli hedefi:
• Türkiye’nin İslam dünyasında liderlik iddiasını destekleyip, bu liderliği İngiliz çıkarları doğrultusunda yönlendirmek.
• Türkiye’nin bağımsızlık çizgisi İngiltere için mesele değil, yeter ki İngiliz sistemiyle çatışmasın.
Müşahhas Misal: 2023-2024 Gazze Krizi
• ABD, İsrail’e tam destek verip Türkiye’nin Gazze hassasiyetini yok saydı.
• İngiltere, sessiz diplomasi yürüttü; zaman zaman İsrail’i eleştiren açıklamalar da yaptı. Ama perde arkasında Türkiye ile Arap dünyasını dengelemek için çaba harcadı.
• İngiltere’nin stratejisi: Türkiye’yi İsrail ile gereksiz bir savaşa sürüklemeden, hem Arap hem Batı dünyası nezdinde itibar kazanmasını sağlamak.
Özet Tablo: ABD ve İngiltere’nin Türkiye-İsrail-Gazze Yaklaşımları

Konu, ABD (Kaba Ayı), İngiltere (Yaşlı Kurt)
İsrail Desteği, Koşulsuz ve açık destek, Kontrollü ve zaman zaman frenleyici
Filistin Algısı, Terör sorunu olarak görür, Çözülmesi gereken dengeli bir dosya
Türkiye’ye Bakış, Sorunlu ortak, baskı ve denetim gerekir, Potansiyel bölgesel lider, dikkatle yönlendirilmesi gerekir
Gazze Krizi, İsrail yanında saf tutar, Arap dünyası ve Türkiye arasında denge arar.
Sonuç:
ABD, İsrail’i korurken kendini tüketir. İngiltere, hem İsrail’i hem Arapları hem de Türkiye’yi kullanarak oyunu yönetir.
İngiltere’nin kuralı: Kendi savaşını başkalarına dövüştürmek, kendi çıkarını kimseye fark ettirmeden yürütmek.
Son olarak bu tabloyu Kızıldeniz, İran ve Körfez dengeleri üzerinden de açarsak:
Bu bölümde Kızıldeniz, İran ve Körfez dengelerinde ABD-İngiltere farklarını ve tüm bu anlatının sonucunda ortaya çıkan jeopolitik manzarayı verelim.
8. Kızıldeniz ve Körfez: ABD ve İngiltere’nin Farklı Yolları
ABD’nin Tavrı (Kaba Ayı)
• ABD için Kızıldeniz ve Körfez, öncelikle enerji yollarını ve İsrail’in güvenliğini sağlama alanıdır.
• Askeri üslerle fiziksel varlık gösterir. (Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan üsleri)
• İran’ı mutlak düşman olarak tanımlar ve doğrudan ekonomik, askeri ve istihbari baskı uygular.
• Husilere (Yemen’deki İran destekli güçler) karşı İsrail ve Körfez ülkelerini koruma bahanesiyle sık sık operasyon yapar.
• Askeri güç gösterisini sever, çünkü caydırıcılığı kaba kuvvetle sağlar.
İngiltere’nin Tavrı (Yaşlı Kurt)
• İngiltere için Kızıldeniz ve Körfez, ticari ve diplomatik oyun sahasıdır.
• Kızıldeniz’in doğusundaki eski sömürge bağlantılarını (Sudan, Yemen, Somali) devrede tutar.
• Körfez monarşileriyle diplomatik ve ticari bağları 200 yıldır devam eder.
• İran’la doğrudan kavga etmez; perde arkasında hep kanal açık tutar.
• İran’ı tam düşman yapmaz, tam dost da yapmaz hep ara formda tutar ki, Körfez ülkelerini kendisine mecbur kılsın.
• Askeri olarak çok öne çıkmaz, ama BAE ve Suudi Arabistan’ın savunma doktrinlerini yazan danışmanlar Londra’dan gelir.
Müşahhas Misal: Husiler Krizi ve Kızıldeniz Krizi (2024-2025)
• ABD, Husilere karşı doğrudan hava saldırıları yapar, İran’ı suçlar.
• İngiltere ise deniz ticaretini koruma bahanesiyle bölgeye birkaç gemi gönderir ama asıl işi Körfez şeyhleriyle diplomasi yaparak çözmeye çalışır.
• İngiliz sigorta ve denizcilik şirketleri, Kızıldeniz’den geçen her gemi için Londra’da poliçe keser – yani askeri riski ticari fırsata çevirir.
9. İran Meselesi: ABD ve İngiltere’nin Zıt Tavırları
ABD’nin Tavrı
• İran, devrim sonrası ABD’ye doğrudan meydan okuduğu için, Washington’un gözünde rejim değişmesi gereken hedef.
• ABD, İran’ı;
• İsrail’in düşmanı,
• Körfez’in tehdidi,
• Nükleer programı durdurulması gereken ülke olarak kodladı.
• Tüm politikası: İran’ı maksimum baskı ve izole etme stratejisi.
İngiltere’nin Tavrı
• İngiltere, İran’ı;
• İran petrolünün ilk sahibi olarak bilir (BP’nin kökleri İran’dır).
• İran Şahı’nı destekleyip devrildikten sonra da her iki tarafla sessiz iletişimi sürdürdü.
• İran istihbaratının temelini kuran Batı gücü İngiltere’dir.
• İran’ı tam düşman ilan etmez, çünkü İran;
• Körfez’deki Arapları korkutarak İngiliz silah satışlarını artırır,
• İsrail’i dengeleyen unsur olarak İngiltere’ye esneklik kazandırır,
• Londra’nın diplomasi alanını genişleten karmaşık bir piyon olarak kalır.
Müşahhas Misal: Nükleer Anlaşma (JCPOA)
• ABD, Trump döneminde anlaşmadan çekildi.
• İngiltere ise Fransa ve Almanya ile birlikte anlaşmayı sürdürmeye çalıştı.
• Yani İngiltere, İran’la açık kapı bırakırken, ABD İran’ı tamamen karşıya koydu.
10. Büyük Resim: ABD-İngiltere Küresel Rol Paylaşımı
ABD (Kaba Ayı)
• Kas gücüyle dünyayı hizaya sokar.
• Açık müdahaleci, sancılı ve sert.
• Kısa vadeli kazanımları önemser.
• Düşmanlarını doğrudan yok etmek ister.
• Askeri-sanayi kompleksinin çıkarlarına öncelik verir.
• Kaba stratejisi: Ez, kontrol et, yönet.
İngiltere (Yaşlı Kurt)
• Zihin ve zemin kontrolüyle dünyayı yönlendirir.
• Perde arkasında, uzun vadeli ve sinsi.
• Krizleri yönetir, tarafları birbirine oynatır.
• Düşmanlarını asla tam yok etmez, kontrol edilebilir seviyede tutar.
• Finans ve diplomasi oyunlarıyla yürür.
• İnce stratejisi: Çatıştır, ara bul, kâra geç.
Özet Tablo

11. Türkiye’nin Konumu ve Fırsatı
Türkiye’nin Avantajı
• Türkiye, hem ABD hem İngiltere ile çalışabilen az sayıda ülkeden biri.
• Ortadoğu’da İngiliz aklını da, Amerikan kasını da tanıyan ve gerektiğinde kullanabilen bir tecrübeye sahip.
• İslam dünyasında liderlik potansiyeli taşıdığı için, İngiltere açısından önemli bir denge unsuru.
• Bağımsız politika geliştirme kapasitesi, hem ABD’yi hem İngiltere’yi mecburen Türkiye’yi dikkate almaya zorluyor.
Türkiye Ne Yapabilir?
• ABD’nin kaba gücünden korunmak için İngiltere’nin uzun vadeli aklını kullanabilir.
• İngiltere’nin sinsi oyunlarına karşı, ABD’nin stratejik açık sözlülüğünü koz olarak masaya koyabilir.
• Ortadoğu, Afrika ve Asya’da kendi oyununu kurabilir çünkü Türkiye’nin sahadaki etkisi, her iki gücün de elindekinden daha sahici ve doğal.
• Türkiye’nin Filistin meselesindeki tavrı, İngiltere’yi de ABD’yi de pozisyon almaya zorlayabilir. Bu, büyük fırsat.
Son Söz
ABD ve İngiltere rekabeti dostane bir yarış değildir. Bu iki güç, dünyanın kontrolü için biri kas, diğeri akıl kullanarak farklı cephelerde kapışır.
Türkiye ise doğru adımlarla her iki gücü de kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilecek az sayıda ülkeden biridir.
Hazırlayan: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
05.03.2025 Üsküdar
(1) “Anglosakson” terimi, tarihi olarak 5. ve 6. yüzyıllarda Büyük Britanya’yı istila eden Anglus, Sakson ve Jüt kabilelerinden oluşan Cermen halkını ifade eder. Bu halklar, Romalıların Britanya’dan çekilmesinin ardından adaya yerleşmiş ve kendi krallıklarını kurmuşlardır.
Anglosaksonlar, günümüz İngiltere’sinin kültürel ve dilsel temellerini atmışlardır. Konuşulan dil, modern İngilizcenin kökeni olan Eski İngilizce’dir. Bu dönemde edebiyat, hukuk ve çeşitli gelenekler gelişmiştir. 
1066’daki Norman İstilası’ndan sonra, Anglosakson kontrolü sona ermiş ve “Anglosakson” terimi, İngiliz anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise bu terim, İngiliz soyundan gelen beyaz ırkları tanımlamakta kullanılır.
Ayrıca, “Beyaz Anglo-Sakson Protestan” (WASP) terimi, ABD’de beyaz ırktan olan, Anglosakson kökenli ve Protestan mezhebine mensup kişileri tanımlamak için kullanılır.