Türk-İsrail Savaşı Kaçınılmaz mı?
Artık Türk-İsrail savaşı kaçınılmaz. Doğrudan askeri karşılık görecek. Batı gücü parçalandı, Türkiye İsrail’in sınırlarına yerleşecek. Bizim haritamızda yeri yok! Türkiye’nin önünde diz çökecek.
İsrail Türkiye için varoluşsal bir tehdit haline gelmiştir. Sadece Türkiye için değil, sadece Filistin ve Lübnan için değil, coğrafyamızın bütün ülkeleri için birinci tehdit haline gelmiştir. Bu ülkelerin tamamının güvenlik ve tehdit değerlendirmelerinin birinci sırasında İsrail vardır. Bu artık bölgenin mutlak gerçeğidir.
İsrail; Türkiye içinde ve çevresinde terör örgütlerini ve iç ve dış tehdit unsurlarını açıktan ve pervasızca destekliyor. İçeriden saldırıda kullanılabilecek siyasi parti ve çevreleri kullanıyor. Sınırlarımızda terör orduları besliyor. Coğrafyamızda geliştirdiğimiz etki ve ortaklık alanlarımıza saldırıyor. Türkiye’nin bütün güvenlik alanlarına saldırmaya dönük bütün imkanlarını kullanıyor.
ARTIK TÜRK-İSRAİL SAVAŞI KAÇINILMAZ
Bu haliyle Türkiye ile İsrail’in bütün güvenlik hesapları çıkar hesapları çatışmaktadır. Bu çatışma alanı dışında neredeyse hiçbir boş alan kalmamıştır. Uzun bir süre de öngörülebilir bir gelecekte de bunun değişmesi mümkün görünmüyor.
Zira İsrail, çatışma ve saldırganlık üzerine konumunu devam ettirecek. Başka bir varlık inşa etmesi, siyasi genetiği açısından mümkün değil. Türkiye de coğrafya ölçekli ulus-üstü ortaklık alanları inşa etmeye devam edecektir. Bunun da değişmesi 21. yüzyıl boyunca mümkün olmayacak.
PEKİ BU SAVAŞ NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Böyle olunca da İsrail ile Türkiye’nin şu an yaşadığı hesaplaşmayı büyük bir savaşa dönüştürmesi artık ihtimal değil, gerçektir. Bu işin ihtimal olan tek yanı zamanıdır. Ne zaman olur ne kadar süre içinde bu savaş patlar, tartışılacak alan sadece burasıdır.
Kişisel olarak bunun “hemen” olacağını sanmıyorum. Ama bir ila üç yıl içinde böyle bir savaşı bu coğrafya yaşayacaktır. Ve İsrail için 1948’den bu yana Batı destekli hakimiyet tezlerinin sıfırlanmasıyla sonuçlanacaktır. Bu da İsrail’in gerileme dönemini başlatacak, çöküş kapısını açacaktır.
İSRAİL’İN EZBERLERİ BOZULDU. “KORKU”NUN ASIL SEBEBİ NE?
Suriye’de rejimin devrilmesi, Suriye halkının yönetime gelmesi, Türkiye ile Suriye’nin ortak güvenlik alanlarına yönelmesi İsrail’in kuruluşundan bu yana yaşadığı en büyük ezber bozucu gelişme oldu. Büyük bir korkuya yol açtı. Geleneksel, tanımlanmış tehdit kavramları altüst oldu.
“Filistinlilerle/Araplarla Savaş”a ayarlı güvenlik politikaları çöktü. Son elli yıldır İran’la çatışmacı tezi kullanıp varoluşunu güvenceye almaya dönük tez çöktü. Zira hem İran hem İsrail bu “çatışma” tezinden güç sağlıyordu.
İran’ın bu gücü eridi, güç alanı boşaldı. İsrail’inki de eriyecek, güç alanı boşalacaktır. Baas rejimi boyunca Suriye ile dengede tutmaya çalıştığı güvenlik tezi de çöktü. Şimdi yepyeni bir durumla karşı karşıya. Ve bu, İsrail için oldukça kafa karıştırıcı, zihin dağıtıcı bir durumdur. İşte korku tam burada başlıyor.
BATI GÜCÜ PARÇALANDI. İSRAİL İÇİN GÜVEN BİTTİ. BİZİM HARİTAMIZDA YOK.
İsrail 1948’den bu yana, tarihinde ilk kez Türkiye ile “açık savaş pozisyonu”na sürüklendi. Bu daha önce hiç yaşanmadı, yaşanması da beklenmiyordu. Çünkü Türkiye, CHP veya Batı’nın tanımladığı hükümetler tarafından yönetiliyor, Batı sistemi içinde konumlanıyor, bu da İsrail için bir müthiş bir güvence oluşturuyordu.
Ama aslında bizim coğrafyada Soğuk Savaş dönemi yeni bitti. İsrail’in tek güvencesi olan Batı hızla bölünürken, zayıflarken Türkiye Osmanlı sonrası ilk kez kendi tarihi havzasına, coğrafya haritasına döndü. Ve İsrail artık bu haritanın içinde yer almıyor. Türkiye’nin öngörülebilir gelecek haritasında İsrail’in yeri bulunmuyor.
TÜRKİYE “HAFIZA”SINA DÖNDÜ. OSMANLI’NIN ÇÖKÜŞÜ KADAR ÖNEMLİ BİR OLAY YAŞANIYOR…
Coğrafyamızda devrim niteliğinde iki çok önemli şey oldu ve bu, bölgenin bütün jeopolitik güç haritalarını değiştirecek. Biri Türkiye’nin hafızasının yerine gelmesi. Diğeri İsrail’in aklının karışması. Osmanlı sonrası bölgesel düzenin ürünü İsrail, bu hafızanın devreye girmesiyle korkunç bir varoluş krizi yaşıyor, yaşayacak.
Türkiye’nin hafızasının yüz yıl sonra geri gelmesi, kendi tarih ve coğrafya havzasına yönelmesi, Osmanlı sonrası Batılıların bizim coğrafyada kurduğu bütün düzenleri altüst ediyor, edecek. Aslında şu an coğrafyada, Osmanlı’nın çöküşü kadar büyük bir olay yaşanıyor. İşte bunun sarsıntıları ile yüzleşiyoruz. O deprem Türkiye’dir!
YÜZYILIN KORKULARI BİTTİ. ARTIK CESUR İDDİALAR ZAMANI
Coğrafyanın rejimleri ve toplumları, 20. yüzyılın korkularını bilinçaltlarında o kadar canlı yaşıyorlar ki; bu büyük kırılmayı algılamakta zorlanıyorlar. Bu, Türkiye’de bile böyledir.
Çünkü 20. yüzyıl hepimiz için korku yüzyılıdır. Emanet bir yüzyıldır. Dondurulmuş bir yüzyıldır. Eğer bu korku bilinçaltından atılırsa, asıl korkması gerekenlerin İsrail ve 20. yüzyıl aparatları olduğu açıkça ortaya çıkacaktır.
Bu yüzden işte bu özgüveni patlatmak için cesur cümlelere, büyük iddialara, kararlı duruşlara ihtiyacımız var.
İSRAİL SURİYE’DE TÜRKİYE’YE SALDIRIYOR PEKİ “ABARTILI AÇIKLAMALAR” NEDEN?
İsrail’in Suriye’ye saldırısı doğrudan Türkiye’ye saldırıdır. Suriye’den çok Türkiye’yi hedef almaktadır. Zaten bunu kendileri de itiraf etmekte, Türkiye’nin Suriye’ye yerleşmesini önleme amaçlı saldırılar yaptıklarını resmi ağızdan dile getirmektedir.
Garip bir şekilde, bu konuda abartılı bir açıklama trafiği yaşamaktayız. Kanaatimce bu abartma korkudan kaynaklanmaktadır.
Suriye’nin güneybatı bölümünde işgaller, Türkiye-Suriye sınırına yakın Akdeniz bölgesine hava saldırıları, Türkiye’nin askeri üs kurmayı planladığı tesislere göz göre göre saldırılar İsrail’in Türkiye ile savaşı açık etmesidir.
Bu saldırıların elbette Türkiye’yi durdurma gücü yoktur. Burada amaçlanan gürültüyü artırıp Batı dünyasında Türkiye üzerinde baskı oluşturmak, Suriye yönetimini korkutup Türkiye ile arasına mesafe koymasını sağlamaktır.
BATI’DA BU GÜÇ PARÇALANMIŞLIĞI VARKEN, İSRAİL’İN TÜRKİYE’Yİ DURDURMASI MKÂNSIZ.
Ancak Batı’nın güç parçalanmışlığı böyle bir amacı imkânsız kılacaktır. İsrail’in bu tezinin de bir karşılığı olmayacaktır. Zira Türkiye, Batı’dan gelecek tazyiklere eskisi gibi açık bir ülke değildir.
Tam da Avrupa savunması için Türkiye’den destek istendiği bir dönemde bu hiç mümkün olmayacaktır. Bu arada, Gazze’deki soykırım İsrail’in Batı’daki destekçilerini büyük oranda zayıflatmış, parçalamıştır.
İsrail ne yaparsa yapsın Türkiye’nin bölge genelinde ortak güvenlik alanları inşasını engellemesi mümkün değildir. Suriye’de belirlenen her askeri üs kesinlikle kurulacaktır. Suriye ordusu modernize edilecek, hava savunması sağlanacak, güçlü bir Suriye inşa edilecektir.
HAYALLERİN SONU İNTİHARDIR! İSRAİL ZAYIFLIKLARINI AÇIK ETTİ.
İsrail, Gazze ve Batı Şeria’dan sonra Lübnan’ı ve Ürdün’ü baskı altında tutuyor. Aynı baskıyı Suriye ve Mısır’a da yaymaya çalışıyor. Bu ikisi mümkün olmayacaktır.
Kendini bölgenin patron devleti sanan İsrail, zayıflıklarının farkında. Daha da önemlisi bütün bölge İsrail’in zayıflıklarının farkında. Hayal ettiklerine ulaşamayacağını pekâlâ biliyor.
Muhtemelen bölge ülkeleri, Batı’daki güç parçalanmasının biraz daha belirginleşmesini bekliyor. Ondan sonrası İsrail için tufan olabilir ve olacaktır.
İsrail’in bu haliyle bölgesel patron olma imkânı kesinlikle olmayacaktır. Daha bir avuç Gazzeli savaşçıyı dize getiremeyen bir ülkenin yeni hayaller peşinde koşmasının sonu intihar olacaktır.
TÜRKİYE İSRAİL’İN BÜTÜN SINIRLARINA YERLEŞECEK.
İsrail istese de istemese de Türkiye, Suriye ve Lübnan ortak güvenlik alanı inşa edilecek. Bu artık önlenebilir bir durum değil. Her ne provokasyon denenirse denensin, PKK bütünüyle Türkiye’ye saldırı pozisyonuna itilsin bunu önlemek yine mümkün olmayacaktır.
Açık ve net: Türkiye İsrail’in bütün sınırlarına yerleşecek. Golan’a yerleşecek. Güney Lübnan’a yerleşecek. Gazze’ye ulaştırabileceği bütün silah ve direnç unsurlarını ulaştıracak. Doğu Akdeniz’de alabildiğine güç inşa edecek, denizden çevreleme de yapacaktır. İsrail’i çevreleyecek, kendi içine hapsedecektir.
TÜRK-İSRAİL SAVAŞI KAÇINILMAZ. RETORİK DEĞİL ASKERİ KARŞILIK…
Böyle devam ederse Türkiye İsrail’i kuşatacaktır. Öyle Yunanistan’ı ortak ilan etme, Rum Kesimi’ni askeri üsse dönüştürme, Türkiye’ye karşı askeri ittifaklar kurma sonuç getirmeyecek. Rum Kesimi de Yunanistan da Türkiye ile çatışmanın sonuçlarını iyi hesap edecek tecrübelere sahiptir.
Artık Türk-İsrail çatışması kaçınılmazdır. Yarın Suriye’deki Türk askeri unsurlarına, hava üslerine, bölgedeki Türkiye çıkarlarına yapılacak herhangi bir saldırı, retorik değil doğrudan askeri karşılık bulacak, cevabını Tel-Aviv semalarında alacaktır.
Her saldırıdan sonra İsrail daha da sıkıştırılacak, bölgeden tecrit edilecek, Akdeniz’de kıyıya mahkûm edilecektir.
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKECEKTİR
Bu saatten sonra İsrail’in yapacağı tek şey, Türkiye’nin önünde diz çökmektir. Onlar için savaşı önlemenin tek yolu budur. Başka hiçbir yolu olmayacağını kısa zaman içinde daha net göreceğiz.
Artık bütün bölgede İsrail’e karşı savunma pozisyonu terkedilecek, doğrudan saldırı pozisyonuna geçilecek. Bu da İsrail’in imhası olacaktır ve kimse bunu engelleyemez.
İşte bu sonucu şu an İsrail üretiyor. Biz buna intihar diyoruz!
Yeni Şafak | İbrahim Karagül
Yazının Orijinal Kaynağı İçin Tıklayınız:👇https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahim-karagul/artik-turk-israil-savasi-kacinilmaz-dogrudan-askeri-karsilik-gorecek-bati-gucu-parcalandi-turkiye-israilin-sinirlarina-yerlesecek-bizim-haritamizda-yeri-yok-turkiyenin-onunde-diz-cokecek-4692922
ترجمة المقالة من التركية إلى العربية:👇
الحرب التركية الإسرائيلية أصبحت حتمية… وستواجه ردًا عسكريًا مباشرًا
بقلم: إبراهيم قاراكول
أصبحت الحرب بين تركيا وإسرائيل حتمية. القوة الغربية تتفكك، وتركيا ستتمركز على حدود إسرائيل. ليس لها مكان في خريطتنا! وإسرائيل ستنحني أمام تركيا.
لقد أصبحت إسرائيل تهديدًا وجوديًا لتركيا، وليس فقط لها، بل لفلسطين ولبنان أيضًا، بل أصبحت التهديد الأول لكل دول منطقتنا. تحتل إسرائيل المرتبة الأولى في تقييمات الأمن والتهديد لكل هذه الدول. هذا هو الواقع المطلق للمنطقة الآن.
إسرائيل تدعم علنًا وبوقاحة التنظيمات الإرهابية والعناصر التي تهدد تركيا داخليًا وخارجيًا. تستخدم أحزابًا سياسية ومراكز نفوذ يمكن توظيفها لهجمات داخلية. وهي تغذي جيوشًا إرهابية على حدودنا، وتهاجم مناطق النفوذ والشراكة التي نطورها في جغرافيتنا. إنها تستخدم كل إمكانياتها لاستهداف جميع المجالات الأمنية لتركيا.
الحرب التركية الإسرائيلية أصبحت حتمية
في هذا الوضع، تتصادم جميع حسابات الأمن والمصالح بين تركيا وإسرائيل. لم يعد هناك أي مجال فارغ خارج نطاق هذا الصراع. ولا يبدو أن هذا سيتغير في المستقبل المنظور.
فإسرائيل ستستمر في نهجها العدواني القائم على الصراع. من المستحيل، من الناحية الجينية السياسية، أن تبني كيانًا مختلفًا. أما تركيا، فستواصل بناء مناطق شراكة عابرة للحدود على نطاق جغرافي واسع. وهذا أيضًا لن يتغير طوال القرن الحادي والعشرين.
متى ستبدأ هذه الحرب؟
في هذا السياق، تحول المواجهة الحالية بين تركيا وإسرائيل إلى حرب كبرى لم يعد مجرد احتمال، بل أصبح حقيقة. الجانب الوحيد الذي لا يزال احتمالياً هو التوقيت. متى ستندلع هذه الحرب؟ وفي أي إطار زمني؟ هذا هو المجال الوحيد القابل للنقاش.
شخصيًا، لا أعتقد أن ذلك سيحدث “فورًا”، لكني أتوقع أن تشهد المنطقة هذه الحرب خلال عام إلى ثلاثة أعوام. وسينتهي ذلك بإلغاء نظريات الهيمنة المدعومة من الغرب التي تمتعت بها إسرائيل منذ عام 1948. وهذا سيفتح باب التراجع والانهيار لإسرائيل.
انهارت نظريات إسرائيل… ما السبب الحقيقي لـ”الخوف”؟
كان إسقاط النظام في سوريا، ووصول الشعب السوري إلى الحكم، وتوجه تركيا وسوريا نحو مناطق أمنية مشتركة، أكبر صدمة لإسرائيل منذ تأسيسها. وأدى ذلك إلى خوف كبير، وقلب مفاهيم التهديد التقليدية رأسًا على عقب.
انهارت السياسات الأمنية المبنية على “الحرب مع الفلسطينيين والعرب”. كما انهارت النظرية القائمة على الصراع مع إيران، والتي استخدمتها إسرائيل خلال الخمسين عامًا الماضية لضمان وجودها. فكل من إيران وإسرائيل كانت تستمد قوتها من “نظرية الصراع” هذه.
لقد ذابت قوة إيران، وفرغت مناطق نفوذها. وسيذوب نفوذ إسرائيل أيضًا. كما انهارت النظرية الأمنية التي حاولت إسرائيل من خلالها تحقيق التوازن مع سوريا خلال عهد نظام البعث. والآن تواجه إسرائيل وضعًا جديدًا تمامًا، وهو وضع مربك ومزعج للغاية بالنسبة لها. وهنا يبدأ الخوف الحقيقي.
تفتت القوة الغربية… انتهى الأمان لإسرائيل… ليست في خريطتنا!
لأول مرة منذ عام 1948، وجدت إسرائيل نفسها في موقف “حرب مفتوحة” مع تركيا. هذا لم يحدث من قبل، ولم يكن متوقعًا. لأن تركيا كانت تُحكم من قبل حكومات حددها حزب الشعب الجمهوري (CHP) أو الغرب، وكانت تقع ضمن النظام الغربي، مما كان يمثل ضمانًا هائلاً لإسرائيل.
لكن في الواقع، انتهت حقبة الحرب الباردة في منطقتنا حديثًا. بينما يتفكك الغرب، الضمان الوحيد لإسرائيل، ويضعف، عادت تركيا لأول مرة منذ العهد العثماني إلى حوضها التاريخي وخريطتها الجغرافية. وإسرائيل لم تعد موجودة في هذه الخريطة. ففي الخريطة المستقبلية المتوقعة لتركيا، لا مكان لإسرائيل.
عودة تركيا إلى “ذاكرتها”… حدث مهم كانهيار الإمبراطورية العثمانية!
حدثان ثوريان مهمان في منطقتنا سيغيران جميع خرائط القوة الجيوسياسية:
1. عودة ذاكرة تركيا.
2. ارتباك عقل إسرائيل.
إسرائيل، التي هي نتاج النظام الإقليمي ما بعد العثماني، تواجه وتواجه أزمة وجودية مرعبة بسبب عودة هذه الذاكرة. عودة ذاكرة تركيا بعد مائة عام، وتوجهها نحو حوضها التاريخي والجغرافي، تقلب جميع الأنظمة التي أقامها الغرب في منطقتنا بعد سقوط العثمانيين.
في الواقع، نحن نشهد حدثًا في المنطقة بنفس حجم سقوط الإمبراطورية العثمانية. ونحن نواجه الآن تداعيات هذا الحدث. هذا الزلزال هو تركيا!
انتهت مخاوف القرن العشرين… حان وقت الادعاءات الجريئة!
نخب وأنظمة المنطقة ما زالت تعيش في اللاوعي مخاوف القرن العشرين، مما يجعلهم غير قادرين على استيعاب هذا التحول الكبير. وهذا ينطبق حتى على تركيا.
لأن القرن العشرين كان قرن الخوف بالنسبة لنا جميعًا. قرن من “الوديعة المجمدة”. إذا تم التخلص من هذا الخوف من العقل الباطن، فسيتضح أن من يجب أن يخاف حقًا هم إسرائيل وأدوات القرن العشرين.
ولهذا، نحتاج إلى عبارات جريئة، وادعاءات كبيرة، ومواقف حازمة، لتفجير هذه الثقة.
إسرائيل تهاجم تركيا في سوريا… لماذا هذه “التصريحات المبالغ فيها”؟
هجوم إسرائيل على سوريا هو هجوم مباشر على تركيا. فهو يستهدف تركيا أكثر من سوريا. وقد اعترفوا بذلك صراحة، قائلين إن هجماتهم تهدف إلى منع تركيا من التواجد في سوريا.
وبشكل غريب، نشهد تدفقًا كبيرًا للتصريحات المبالغ فيها حول هذا الموضوع. في رأيي، هذا المبالغة ناتج عن الخوف.
الاحتلالات في جنوب غرب سوريا، والغارات الجوية بالقرب من الحدود التركية السورية في منطقة البحر المتوسط، والهجمات الصارخة على المنشآت التي تخطط تركيا لإقامة قواعد عسكرية فيها، كل هذا يكشف أن إسرائيل في حالة حرب مفتوحة مع تركيا.
بالطبع، هذه الهجمات لا تملك القوة لوقف تركيا. الهدف هنا هو زيادة الضجيج وخلق ضغوط على تركيا في العالم الغربي، وإخافة النظام السوري ليبعد نفسه عن تركيا.
مع هذا التفتت في القوة الغربية، من المستحيل أن توقف إسرائيل تركيا!
لكن التفتت في القوة الغربية يجعل هذا الهدف مستحيلًا. ولن يكون لنظرية إسرائيل هذه أي تأثير. لأن تركيا لم تعد بلدًا مفتوحًا للضغوط الغربية كما في السابق.
هذا غير ممكن تمامًا في وقت تطلب فيه أوروبا دعم تركيا للدفاع عنها. وفي الوقت نفسه، أدى الإبادة الجماعية في غزة إلى إضعاف وتفكيك مؤيدي إسرائيل في الغرب بشكل كبير.
بغض النظر عما تفعله إسرائيل، لا يمكنها منع تركيا من بناء مناطق أمنية مشتركة في جميع أنحاء المنطقة. سيتم بالتأكيد إنشاء جميع القواعد العسكرية المخطط لها في سوريا. وسيتم تحديث الجيش السوري، وتعزيز دفاعاته الجوية، وبناء سوريا قوية.
نهاية الأوهام هي الانتحار! إسرائيل كشفت عن ضعفها.
إسرائيل تضغط على لبنان والأردن بعد غزة والضفة الغربية. وتحاول نشر هذا الضغط على سوريا ومصر أيضًا، لكن هذا لن ينجح معهما.
إسرائيل، التي تتصور نفسها الدولة المسيطرة على المنطقة، تدرك نقاط ضعفها. والأهم من ذلك، أن المنطقة كلها تدرك ضعف إسرائيل. وهي تعرف جيدًا أنها لن تحقق ما تحلم به.
على الأرجح، تنتظر دول المنطقة أن يصبح تفتت القوة الغربية أكثر وضوحًا. بعد ذلك، سيكون الطوفان على إسرائيل.
مع هذا الوضع، لن تتمكن إسرائيل أبدًا من أن تكون القوة المسيطرة إقليميًا. إن سعي دولة عاجزة عن إخضاع حفنة من مقاتلي غزة وراء أحلام جديدة سينتهي بالانتحار.
تركيا ستحتل جميع حدود إسرائيل!
سواء أرادت إسرائيل أم لا، سيتم إنشاء منطقة أمنية مشتركة بين تركيا وسوريا ولبنان. هذا لم يعد وضعًا يمكن منعه. بغض النظر عن أي استفزازات، حتى لو تم دفع حزب العمال الكردستاني (PKK) بالكامل إلى موقف الهجوم على تركيا، فسيظل من المستحيل منع ذلك.
بوضوح: تركيا ستحتل جميع حدود إسرائيل. ستحتل الجولان. ستحتل جنوب لبنان. ستوصل كل الأسلحة وعناصر المقاومة الممكنة إلى غزة. ستبني قوة كبيرة في شرق المتوسط، وستحاصر إسرائيل بحريًا. ستحيط بإسرائيل وتحتجزها داخليًا.
الحرب التركية الإسرائيلية حتمية… ليس خطابًا، بل رد عسكري!
إذا استمر الوضع هكذا، فستحاصر تركيا إسرائيل. لن تجدي أي محاولات لإعلان اليونان حليفًا، أو تحويل قبرص الرومية إلى قاعدة عسكرية، أو تشكيل تحالفات عسكرية ضد تركيا. قبرص واليونان لديهما خبرة كافية لحساب عواقب الصدام مع تركيا.
أصبح الصدام التركي الإسرائيلي حتميًا. أي هجوم غدًا على القوات العسكرية التركية في سوريا، أو على القواعد الجوية، أو على مصالح تركيا في المنطقة، لن يواجه بخطاب، بل برد عسكري مباشر، وسيُرد عليه في سماء تل أبيب.
بعد كل هجوم، ستزداد إسرائيل عزلة، وسيتم حصارها في البحر المتوسط.
ستجثو على ركبتيها أمام تركيا!
من الآن فصاعدًا، الشيء الوحيد الذي يمكن أن تفعله إسرائيل هو أن تجثو على ركبتيها أمام تركيا. هذه هي الطريقة الوحيدة لمنع الحرب. وسنرى قريبًا بوضوح أنه لا يوجد أي طريق آخر.
من الآن فصاعدًا، سيتم التخلي عن موقف الدفاع ضد إسرائيل في جميع أنحاء المنطقة، والانتقال إلى موقف الهجوم المباشر. وهذا سيكون دمار إسرائيل، ولا أحد يستطيع منع ذلك.
هذه النتيجة هي ما تنتجها إسرائيل الآن. ونحن نسمي هذا انتحارًا
المترجم: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
٠٨ / ٠٤ / ٢٠٢٥ م أوسكودار