Afganistan’da Gördüklerim ..
Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek Bey Yzdı
Afganistan’da Gördüklerim (1)
Bir program nedeniyle Afganistan’ın Herat Şehrine altı günlük bir ziyarette bulundum. İki gün Kabil’de geçirdim. Dört gün de Herat’ta kaldım. Hem Kabul’de hem Herat’ta üst düzey bazı yetkilileri ziyaret etme imkanı buldum. Tabii giderken hazırlıklı gittim. Buralarda Taliban yönetimiyle ilgili duyduğum olumsuz hususlar hakkın Arapça hazırladığım 9 sayfalık bir öneri paketiyle gittim. Burada duyduklarımı münasip bir dille sözlü olarak da anlatmaya çalıştım. Yazılı olarak da sundum. Anlattıklarımdan son derece memnun olduklarını gördüm. Bunu daha üst düzeylerde olanlara ileteceklerini de söylediler.
Afganistan’da Kadın Eğitimi
Birinci gündemim kadın eğitimi konusuydu. Şunu peşinen ifade etmem gerekir ki, buralarda Taliban yönetimiyle ilgili anlatılan olumsuzlukların doğru olmadığını gördüm. Örneğin çarşıya kadın sokmayan, kadına yüzü açık olarak evinden çıkma iznini vermeyen bir yapı asla yoktur. Kadınların isteyen yüzü peçeli isteyen de saçlarının bir kısmı görülecek şekilde yüzü açık olarak serbestçe dolaştıklarını ve alışveriş yaptıklarını Kabul Hava limanında birçok kadının çalıştığını da bizzat gördüm. Taliban asker ve polislerinin kimseyi incittiklerini veya bağırdıklarını -bir defa hariç- bile görmedim.
Afganistan’da Hayatın Normal Akışı ve Güvenlik
Hayatın, ticaretin, idarenin normal akışında devam ettiğini gördüm. Taliban yönetimi Batının/Amerikan’ın İslam karşıtlığı üzerine kurgulanmış bakış açısıyla vahşî bir yönetim olarak kabul edilip bütün dünyaya başarısız, acımasız ve vahşi bir yönetim olarak lans edilmek istendiğini müşahede ettim. Yani Taliban yönetimine karşı hem içerde hem dışarıda ideolojik bir bakış açısının olduğunu ve dolayısıyla bütün iyiliklerinin görmezlikten gelindiği ve hatalı bazı durumları cımbızlanarak dünya medyasına kasıtlı bir şekilde servis edildiğini gördüm. Oysa Taliban hükümetinin belki dillere destan birçok başarıya imza attığını kimse görmek istememektedir. Evet bazı hataları vardır ve bu gayet normaldir. Çünkü 44 yıllık bir savaş geçmişi olan ve Amerikan’ın bütün pisliklerini, insan artıklarını bıraktığı, hırsızlık, rüşvet ve insan ticareti dahil her türlü rezaletin olduğu bir Afgan toplumundan bahsediyoruz. Bütün bunlara rağmen idareyi ele alan Taliban hükümeti elinde fazla kalifiye eleman olmamasına rağmen iç emniyeti çok güçlü bir şekilde sağlamışsa, insanlar rahat bir şekilde ticaretini yapıyor, işine güvenli bir şekilde gelip gidebiliyorsa, toplumdan tüm pislikleri atabilmişse, işbaşına gelince bir Amerikan doları 115 Afgan lirası iken bu gün bir dolar 67 Afgan lirası olmuşsa bu başarı değil nedir? Herat’ta bana rehberlik eden Afgan bir mühendis ki iyi Türkçe konuşuyordu bana şunları anlattı: Taliban hükümeti gelmeden önce hırsızlık, kapkaççılık, insan ticareti, çocuk kaçırma dahil her şey yapılıyordu. Hatta Taliban gelmeden iki gün önce yolda telefonla konuşurken telefonumu biri elimden kapıp motosikletle uzaklaştı. Taliban, hükümet olduktan sonra bunların hepsi yok oldu ve iç güvenlik çok güçlü bir şekilde sağlanmış oldu dedi.
Ayrıca görüştüğüm hükümetin önemli adamları son derece mütevazi, kibar, diplomatik usul ve adabı bilen, İslam’ın izzetini korumaya çalışan ve bununla iftihar eden samimi insanlar olarak gördüm. Toplumda çok fakirlik var; ama bu, dün yönetime gelmiş Taliban’ın suçu değil eseri de değil; her halde Taliban’ın elinde sabahtan akşama her şeyi düzeltecek sihirli bir değnek yok.
Afganistan’da Eğitim, İşsizlik ve Fakirlik
Eğitim kurumlarını de zayıf gördüm. Buna acilen çözüm bulunması gerekir. İşsizlik ve dolayısıyla fakirlik da fazla var. Zira nüfusun çok arttığı modern zamanlarda işsizliğin en büyük çözümü sanayidir. Afganistan’da da sanayi yok. Onların eğitimde, sanayileşmede, ticarette, idarî yapılanmada ve bazı yapıların kurumsallaşmasında Türkiye gibi Müslüman ülkelerin tecrübelerinden istifade etmeye ihtiyaçları vardır. Müslüman ülkelerin hem halk olarak hem yönetim olarak onlara lojistik destek sağlamaları İslamî ve de insanî bir vecibedir. Taliban’ın bu sade yaşamları devam ederse çok şeyler başarabileceklerini düşünüyorum. İktidarın bol imkanları, lüksü ve şatafatı ilerde onları bozmazsa şimdilik durumları iyi. Ne var ki, İslam dünyasının herhangi bir ülkesinde siyasî, iktisadî, ahlakî, ilmî veya teknoloji alanlarının birisinde bir başarı kaydedildiğinde hemen lanetli gizli bir el devreye girer ve onu bir şekilde bozar ve hedefinden saptırır. Bu lanetli el kimindir nasıldır ve ne biçimde çalışır fazla kimse bilmez. İşte böyle mel’un bir elin tehlikesi her zaman Taliban için de pusudadır.
Afganistan’da Kadın Eğitimi ve Ticari Piyasalar
Kadın eğitimi konusunda vasat bir çözüm üzerinde çalıştıklarını anladım. Eğitim kurumları zayıftır, sanayi yok denecek kadar azdır ama üzerinde çalıştıklarını da ifade ettiler. Et pirinç ve ekmek gibi temel gıda maddeleri boldur ve hayat çok ucuzdur. Trafik çok yoğun ve düzensizdir. Ancak insanlar birbirlerine karşı hoşgörülüdür. Ayrıca birilerinin burun kıvırdığı ve bir şey beceremeyeceklerini düşündüğü o mollalar kendilerini nasıl bir dünyanın izlediğini ve siyaseten karşılarında kimlerin, hangi güçlerin olduğunu, onlara karşı ne tür manevralar peşinde olduklarını iyi biliyorlar.
Afganistan’da Türk Konsolosluğu ve TİKA
Son olarak şununla bu notlarımı bitireyim: Bizim Afganistan’da üç tane TİKA ofisimiz aktiftir. Herat’ta birkaç gün kaldığım için Herat TİKA ofisinin maşallah çok iyi çalıştığını gözlemledim. Yaptığı güzel ve kalıcı hizmetlerle toplumun gönlünde adeta taht kurduğunu gördüm. Hem Herat başkonslosu Sinan İlhan bey mütevazi ve sevecen kişiliği ile hem de Herat TİKA koordinatörü Arafat Deniz bey çalışkanlığıyla Herat’ta çok olumlu izler bırakmışlar. Özellikle TİKA koordinatörü Arafat bey zeki, cesur, cömert, özgüveni yüksek, nerde ne yapacağını bilen, izzet nefsini koruyan, insiyatifini kullanan ve iki ülke halkları arasında köprü olma görevini bilinçli bir şekilde yerine getiren bir diplomat olarak gördüm. Hem kendisini hem de başkonslosu buradan tebrik ve takdir ettiğimi ifade etmek isterim. Bu tür diplomatlar Türkiye’nin yüz akıdır. TİKA’nın çalışmalar sonucunda nasıl bir Türkiye sevgisinin oluştuğunu gördüm. Bu da koordinatörün uygun bir şekilde insiyatif kullanmasıyla başarıldı. idarecinin en büyük başarı sırlarından biri kuşkusuz insiyatif kullanabilmesidir.
Afganistan’da Gördüklerim (2)
Afganistan’la ilgili sosyal medyada paylaştığım ilk yazım güzel ma’kes bulunca ve bazı dostlar Taliban hükümetiyle ilgili başka soruları yöneltince ikinci bir yazıyı yazma zarureti hissettim. Birinci yazı da özellikle kısa olmasına özen gösterince yaşadıklarımın ve gördüklerimin önemli bir kısmını atlamıştım. Bu yazıda gördüklerimi ve gözlemlerimi daha detaylı yazmaya çalışacağım.
Müşahade ve Gözlemlerimin Dayanağı
Benim daha analitik bir şekilde yazmama vesile olan ve üst düzey yetkililerle görüşmeme vesile olan iki arkadaşı anmadan geçemeyeceğim. Birisi birinci yazıda da belirttiğim TİKA Herat koordinatörü Arafat Deniz. Arafat bey çalışkanlığı, ufku, kendi ülkesini iyi temsil etme isteği, herkese faydalı olma arzusu, Afgan halkıyla samimi ilişkileri ona çok farklı bir prestij kazandırmıştır. Kâbil’de ilk görüştüğüm üst düzey yetkili Türkiye’ye olan sevgisini dile getirirken hemen Arafat beye atıfta bulundu ve samimi çalışmalarını dile getirdi. İkinci şahısta Türkiye’de lisan, yüksek lisans ve doktorasını yapan, şu anda Pervan üniversitesinde doçent olarak görev yapan ve Türkiye’yi seven akıllı ve zeki gördüğüm birkaç yıl kendi üniversitesinde rektör yardımcılığı yapan (onlarda doçent rektör yardımcısı olabiliyor) Mübin el- Haşimi’dir. Toplum üzerindeki gözlemlerimin bir kısmını ona bir kısmını da Herat TİKA ofisinde çalışan Türkiye mezunu mimar mühendis Hamdullah beye borçluyum.
Afganistan Ziyaretime Vesile Olan Sebep
2020’da Mısır’da basılan bir kitabım Herat üniversitesi hocalarının eline geçmiş ve onların bervechi adeti olduğu üzere kitabın tanıtımı için Üniversite davet etti. Biz de bunu bahane ederek yola çıktık. Zaten Afganistan’ı ve Taliban hükümetini çok merak ediyordum ve yerinde görmek istiyordum. Çünkü Batı güdümünde çalışan bir medyaya İslam’la ilişkilendirilen bir hükümet hakkında ne kadar güvene bilirdik?
Afganistan Ziyaretim Esnasında Amacımı Gerçekleştirdim
Bütün derdim Taliban Hükümeti üzerinden İslam’a yapılan saldırıların gerçekliğini bilmekti. Cenab-ı Allah da böyle bir fırsat ihsan etti. Afganistan’ın çarşısına, pazarına camisine, lokantasına gittiğimizde her şeyi normal gördüm olağan üstü bir durumla karşılaşmadım.
Çarşı Pazar ve Kadınların Durumu
Kadınları serbest, isteyen makyajlı, isteyen peçeli hatta ayağında daracık pantolon giyeni bile gördüm. Ama bunun ötesinde açık saçıklığa izin vermiyorlar. Dükkanlar çok, ihtiyaç maddeleriyle dopdolu olduğunu ve herkesin gücüne göre alışveriş yaptığını, şehirlerinin çok güzel bir şekilde ışıklandırıldığını gördüm. Şu var ki, Amerikan yönetiminin ve 44 yıllık savaşın bıraktığı enkazı hemen kaldırmak kolay değildir.
Afganistan’da Siyasi Birlik ve Toplum Ahlakı
Her şeye rağmen Taliban hükümeti ülkenin siyasi birliğini sağlamış muhaliflerin farklı davranmalarına izin vermiyor. Bu da önemli bir başarıdır. Mübin bey bizzat bana şunu anlattı: Bizim toplumumuz muhafazakar bir toplumdu. Amerika toplumumuzu bozdu. Devamla şunları anlattı: Mesela ben küçüklüğümde bizim çevrede tek bir boşama olayını duymadım; boşama bizde çok ayıp karşılanıyordu. Bizde intihar yoktu. Amerika buraya girdikten sonra toplum çok bozuldu, toplumda boşanmalar çoğaldı ve intiharlar görülmeye başladı. Hatta bizim mahallerimiz ahlak, edep, irfan açısından birer mektep gibiydi mahallelerden çok şey öğreniyorduk. Amerika buralara geldikten sonra mahallelerin yapısı bozuldu şimdi çocuklarımızı mahallenin içine bırakmak istemiyoruz.
Taliban İdaresinin En Önemli Özelliği ve Emniyet
Taliban hükümetinin en büyük özelliği nedir diye sorarsanız bana göre onun güvenliği sağlamak için sıkı emniyet tedbirlerini ve vergileri sıkı bir şekilde almış olmasıdır. Onun için kontrol noktaları fazladır ve sıkı denetimler yapılıyor. O noktalarda bizim Türkiye’den geldiğimizi öğrenince en azında bir selamla bize bir jest yaparlardı. Görebildiğim kadarıyla Afgan toplumu muhalefet çetelerinin çokça sindiği bir toplumdur. Özellikle Amerikalıların ekmiş olduğu nifak ve sekülerleşme/İslamî yönetim karşıtlığı tohumlarının toplumdan tasfiyesi zaman ister. Ancak Taliban hükümeti bunun farkında olduğu için emniyet tedbirlerini sıkı tutmaktadır. Bu da bir başarıdır. Şu anda ne şianın ne de diğer muhalif grupların sesi çıkmıyor, hükümet buna izin de vermiyor. Ancak yerlilerden aldığım bilgilere göre Ahmet Şah Mesud’un oğluna bağlı direniş grupları Taliban askerlerine karşı zaman zaman bazı saldırılar düzenlemektedirler. Bunlar bizim buradaki terör eylemleri gibidir. Yani Taliban şu anda bütün ülkede duruma hakimdir. Ülkenin siyasî birliğini bozmaya yönelik kimsenin sesinin çıkmasına izin vermiyor. Böyle de olması gerekir. İstisnaî bazı terör eylemlerinin dışında bir şey görülmüyor. Taliban’ın bu konuda ufak bir taviz vermesi durumunda hemen tüm nifak çeteleri boy göstermeye geçecekler.
ABD’nin Nifak Tohumlarını Temizlemek
Zaten Amerikan’ın nifak siyaseti gereği orada hayli zehirli tohumlar ekmiştir ve elbette orada da ülkeyi karıştıracak bazı odaklar bırakmıştır. Ama toplum tarafından hissedilir bir düzeyde bir şey hissetmedik. Ziyaret ettiğimiz bir yetkili yapmakta oldukları sanayileşme hamleleri bağlamında masasında duran bir içeceği göstererek bunu biz burada imal ediyoruz. Amerika’ya dahi veriyoruz. Onlar ise karşılığında bize bomba veriyorlar demişti. Şunu demek istemişti biz onlara hayat suyu veriyoruz; onlar ise bize ölüm veriyorlar.
Kâbil’den Herat’a, Bürokrasi Tasavvuf ve İlim
Kâbil’den sonra Herat’a geçtik. Herat geçmişte İslam medeniyetinin ilim ve irfanıyla teşekkül ettiği önemli ilim merkezlerinden biridir. Razi, Havrzimi, Aliyulkari, Mevlana Cami, Şah-i Nekşibend ve Ali Şirnevaî gibi onlarca büyük alim ve mütasvvifin uğrak yeri ve yetiştiği bir yerdir. Şahi Nakşibend gibi büyük mütasvviflerin Helvethanesi Herat Ulu Camiinde hala canlı duruyor.
Herat’ta yoğun ve farklı temaslara başladık. Bizim kitap tanıtım programımıza Herat valisi, Üniversite rektörü ve Baş konslosumuz olmak üzere yaklaşık 250 kadar akademisyen katılmıştı. Program çok olumlu bir yankı bıraktı. Hatta Türkiye’ye döndükten birkaç gün sonra bile Herat’tan bir arkadaş arayarak bize kitabınızın yankısı hala sürüyor demişti.
Herat Valisi Program’da öğretim üyelerine yönelik öğüt ve ders dolu bir konuşma yaptı. Vali Taliban öncesinde Herat’ta bir medresede müderristi. Sevilen ve idaresi beğenilen biridir. Bizi konutuna akşam yemeğine davet etti. Yemekte baş konslosumuz, TİKA koordinatörümüz de vardı. Taliban hükümetine yönelik önerilerimizi hem sözlü hem yazılı olarak verdik. Hazır olan bazı bürokratlar önerilerimizi beğenmiş olacak ki bunu Peştunce’ye çevirip yayacaklarını söylediler. Vali bey çok ilgiliydi ve makul bir insandı dünya siyasetini bildiği de belliydi.
Güvenlik Sağlanırken Eziyete Fırsat Verilmiyor
Afganistan’ın genelinde görülen sıkı güvenlik tedbirlerinde insanlara eziyet verilmediğini sadece sıkı kontrollerin yapıldığını gördüm. Mübin beyin anlattığına göre Taliban işbaşına geldiği ilk günlerde askerleri sert davranıyor ve insanlara bazen eziyet veriyorlardı. Şimdi ise iyi kimseye eziyet vermiyorlar. Buralarda aleyhlerinde bir kara propaganda olarak yapıldığı gibi kimsenin bıyığına sakalına da karışmıyorlar. Ben de görüştüğüm üst düzey bir yetkiliye halka eziyet verilmemesi gerekir dediğimde bana şunu söyledi: Bir polisin bir vatandaşa eziyet verdiğini bakanımız duyunca bizzat mağduru aradı ve hemen polisin görevine de son verildi. Şunu da anlattılar: Önce polis ve Taliban askerleri sivil kıyafetle iş yapıyorlardı; şimdi ise polis forması giyiyorlar. Yani daha nizami bir duruma geldiler. Bu da olumlu bir gelişme.
Türkiye İyi Temsil Ediliyor; Her Yerde Eser Var
Herat’ta TİKA’nın restore ettiği ve toplumda çokça beğeni aldığı Mevlana Cami, ve Fahreddin Razi’nin mezarlarını ziyaret ettik. Ayrıca TİKA 800 yıllık Herat Ulu cami abdest hane ve tuvaletlerini yapmış bu da hayli takdir aldı. Bunları görünce hükümetimizin bu faaliyetlerini çok takdir ettim. Ayrıca Afganistan hükümetiyle yürüttüğü sessiz diplomasisini de takdir ettim.
Medrese Ziyaretimiz ve Eğitimin Durumu
Herat’ta medreseleri gezdik. Ziyaret ettiğim medreselerin hepsinde erkek öğrenciler ve kız öğrenciler yer alıyordu. Kız öğrenciler yüksek seviyelere kadar okuyabiliyorlardı. Hocaları da bayanlardı. Dolayısıyla Afgan toplumunda çok makbul olan İslamî eğitim hususunda kadınlara yönelik hiçbir kısıtlama yoktur. Ama üniversitelerde fen ilimleri konusunda henüz izin vermiyorlar. Ancak hükümet kendi birliğini bozmamak için vasat bir çözüm üzerinde çalışıyor. Gördüğüm medreselerin maddi imkanları çok kısıtlıdır. Zor ve kıt imkanlarla eğitimlerini sürdürüyorlar. Genellikle medreseler nüfus yönünden çok kalabalık; hepsi halkın yardımlarıyla çalışıyor ve hükümetin medreselere yardımı yok. Hem üniversitelerde hem de medreselerde eğitimin hayli zayıf olduğunu gördüm. Bunun için Türkiye’den hem eğitim, hem ticaret, hem de sanayileşmede destek beklediklerini bazılarından duydum. Mezhebî taassubun halk arasında da olduğu hissedilebilir. Ancak Hükümet yetkilileri karşılaştıkları ilim insanlarına Hanefî olduklarını söyleseler bile mezhebi ve ırkî taassubun zararlı olduklarının farkındadırlar.
Şehirlerde Düzen ve Temizlik
Şehirleri Mısır gibi çok kirli değil; ama çok daha temiz de olabilir.
Olumlu ve samimi telkinlere açık olduklarını her karşılaştığım üst düzey yetkililerde gördüm. Örneğin İçişleri bakanlığında önemli bir konumda olan bir yetkiliyle görüştüğümüzde halkın güvenini sağlamalarının gerekliliği, kadın eğitimi ve Taliban hükümetinin başarı dışında şanslarının olmadığı yönünde bazı telkinlerde bulununca adamın gözünde yaşlar aktığını gördüm ve bana hocam keşke bu önerilerinizi yazılı olarak verseydiniz deyince hemen yazılı olanı takdim ettiğimde çok çok memnun oldu ve ben bu notları önümüzdeki on beş gün içerisinde Emirülmüminin’le görüşeceğim ve bizzat ona takdim edeceğim ve içişleri bakanımız yurtdışıdaydı dönmüşse bu gün sizi onunla da görüştüreceğim dedi. Kalktığımda da beni öptü.
Taliban’ın İdari Başarısı
Hülasa Müslümanların Taliban hükümetini değerlendirirken Batının/Amerika’nın seküler, pozitivist, sömürgeci ve İslam’ı ve Müslümanları dışlayan zihniyetiyle değerlendirmemeleri gerekir. İslam’ın/Hakkın ve adaletin yanında ve tarafında olmaları gerekir. Amerikan’ın/Batının sahte ve münafıkça olan demokrasi ve insan hakları söylemlerine asla güvenmemeleri ve bununla değerlendirmelerde bulunmamaları gerekir. Daha evvel Bosna-Hersek, Mısır ve şimdi de Gazze barbarlıkları bunların insan hakları ve demokrasi konularında ne kadar samimiyetsiz, münafık ve sahtekar olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. 22.11.2024
Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek