19 SORU 19 CEVAP ..

Aşağıdaki mesajı 2-3 seneden beri mesajlaşmayı sürdürdüğümüz Em. Albay Hüseyin Akkaya Bey 09.11.2024 tarihinde bana yollayıp nasıl cevap vereceğimi merak etmiş. 👇 Ahmet Ziya İbrahimoğlu

HOCALARIN DİKKATİNE

Sayın hocalara öğrenmek istediğim birkaç soruyu sormak istiyorum.
S1- Kitabımızı yetersiz görüp peygamberimizin sözleri diye birçok uydurma bilgilerle kuranı açıklamaya çalışmak ne kadar doğru? Tanrı kitap yazmada yetersiz mi kalmıştır?

C1- Hz. Muhammed (s.a.v) peygamberlerin sonuncusu, ona indirilen Kur’an’ı Kerim de ilahi kitapların sonuncusudur. Bu sebeple Kur’anı Kerim kıyametin kopuşuna kadar geçecek süre içerisinde, bütün zaman ve mekânlarda ihtiyaçlara cevap verebilecek bir niteliğe sahiptir. (En’âm Süresi 38)

Hayatın tamamına Şamil olan bir kitabın, konuların tamamının ayrıntısına yer vermesi bir çok açıdan mümkün değildir. Eğer her konunun uygulama şekli ve ayrıntılarına yer verilecek olsa yüzlerce ciltlik bir kitap ortaya çıkar ki ne ezberlenmesi ne de korunması insan gücü ve iradesinin hacmine sığar? Ayrıca Kur’anı Kerim’de zikredilen ilmi hakikatlerin bir kısmı ilim ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak anlaşılması kolaylaşacak bir tedrici gerektirir.
Bu ve benzeri bir çok sebeple Kur’anı Kerim, Peygamber uygulaması ve izahını gerekli ve zaruri kılmıştır. Peygamber söz ve davranışları, hiç bir ilme nasip olmayacak kadar ciddi, sağlam ve titiz bir anlayışla kaydedilmiştir. Eğer Hadis ilmine itirazı makul ve mantıklı kabül edecek olursak ortada ne ilim kalır, ne de tarih. Anayasa ve kanunları doğru yorumlayacak hukuk ilmi ve kültürü gerekli olduğu gibi Kur’anı ve Sünneti doğru anlayacak ve şerh edecek alimlerin olması da gerekli ve zaruridir. Hiç bir ilim adamının Anayasa ve kanunları kendi keyfi anlayış ve çıkarına göre yorumlaması makul ve muteber kabül edilemeyeceği gibi hiç bir alimin de usül ve esaslara aykırı olacak bir şekilde Kur’anı ve Sünneti anlaması veya yorumlaması mümkün değildir. Böyle bir iddia, İslamın kaynağı kabül edilen ilimlerin esas ve usülünden haberdar olmayan kişilerin vehimlerinden ibaret bir iddia olur. Bu sebeple Yaratıcımız olan Allah’ın bütün beşeriyete gönderdiği son kitabını kıyamete kadar bütün ihtiyaçlara cevap verecek mahiyette, ilim ve teknolojinin gelişmesi ile öğrenme ihtiyacını giderecek zenginlikte göndermiştir. Bu zenginlik bazen mücmel olmayı gerektiyorsa, mücmelleri açmak ve yorulmak da bir ihtiyaç haline gelir. Allah (cc) kitabında her şeyi beyan etmeye muktedir olsa da beşer aklı her şeyi anlamaya muktedir değildir. İnsan aklı ve ilmi devamlı gelişmeye ve olgunlaşmaya açıktır. Kur’an’ı Kerim de bu gelişme ve olgunlaşmaya ışık tutacak zenginlik ve hacme sahiptir. Nitekim denizler alemindeki hikmet ve inceliklere işaret eden Kur’anı Kerimin ilgili ayetlerini ancak 20. Asırda Kaptan Cousteau gibi ilim adamları doğru anlayıp doğru yorumlayabilmiştir. Zannedildiği gibi Kur’anı Kerim sadece Dini veya Ahlaki konuları ihtiva eden bir kitap değildir; hayatın bütününe şamil kurallar ihtiva eden bir hayat kitabıdır. Dolayesiyle bütün konularını din görevlileri veya İlahiyatçı olarak isimlendirilen kişilerin anlaması veya izah etmesi söz konusu olmadığı gibi mümkün de değildir. Bu gerçeği bir çok aydın geçinen Türkün bilmediğini de bildiğim için bu ayrıntılara girme ihtiyacı hissettim.

S2- İslamiyet ”birlik beraberlik dini’‘ diye biliyoruz. Öyleyse İslamiyet’te neden ayrıştırıcı özelliği taşıyan mezhepte ısrar ediyorsunuz. Bu bir kafirlik değil midir?

C2- İslam Fıkhı Mezhepleri asla ayrıştırıcı özellik taşımaz. Temel esaslarda birbirini nakzeden görüşler ortaya koymayan bu mezhepler, usül ve esaslar dahilinde hayatı ve uygulamayı kolaylaştıran farklı yorumları ile müslümanların hayatını fikren zenginleştiren, fiilen kolaylaştıran bir yapıya sahiptirler. Fıkıh mezheplerinin hiç biri, Kur’an ve Sünnete aykırı bir hüküm ihdas edemez; fikir beyan edemez. Sadece Kur’an ve Sünnet ışığında fer’i konuların çerçevesini çizip yorum yapabilirler.

S3- Siz imamların menfaati yüzünden 1450 senedir biz dinimizi hala anlayamadık, öğrenemedik. Bunu engellemeye devam edecek misiniz?

C3- İslam Dinini doğru anlamanızı hiç bir imam engelleyemez; engellemesi mümkün de değildir. Çünkü İslamda ruhban veya din adamı sınıfı yoktur. Bilen ve bilmeyen vardır. İttihatçıların hakim olduğu dönemden günümüze kadar İslam Dinini öğrenmekle ilgili bir çok engeller olduğu doğrudur fakat bu engellerin hiç biri İmamlarla ilgili değildir. Bilindiği gibi 115 yıllık bu dönemde takriben 30 yıla yakın bir süre dini okullar kapatıldığı gibi Kur’an öğretim ve eğitimi de yasaklanmıştır; cenaze namazı kıldıracak insanlar bulunamaz hale gelmiştir. Bu kadar uzun süre tıp fakülteleri kapatılmış olsa, kasaplar hekimlik yapmak zorunda kalmaz mı? Kaldıki sadece dini okullar kapatılmakla da iktifa edilmedi; bizleri Kur’an kültüründen uzaklaştıran dil kültürü ve harf değişikliği de yapıldığı için hala dinimizi doğru öğrenme konusunda yeterli bir ortam oluşturabilmiş değiliz. İmamlarımızı yeterli görmüyorsanız bunun faturasını 115 yıllık ittihatçı zihniyete sormak ve onlara kesmek zorundasınız. Böyle yapmak bilinçli sorgulama yapmanın gereği olması gerekmez mi?

S4- Biz herkese Arapçayı öğretemeyeceğimize göre kuranı Türkçeye çevirip ibadetlerimizi Türkçe yapmamız gerekmiyor yor mu? Bu konunun önemli olduğunu millete neden anlatmıyorsunuz?

C4-İslam Dini sadece Türkler için gönderilmiş bir din değildir; bütün insanlığa gönderilmiş bir dindir. Bu sebeple Allah evrensel olan son dini için, en uygun ve en zengin olarak yarattığı Arapçayı seçmiştir. Başka bir dili seçmiş olması benzer itiraz ve beklentileri ortan kaldırmayacağı, her kavim kendi dili için böyle bir beklentiyi dillendirebileceği izahtan varestedir. İslam dinini yaşamak için herkesin Arapça öğrenmek zorunluluğu olmadığı gibi böyle bir ihtiyaç da söz konusu değildir. Kur’anı Kerim okumayı öğrenmek ve ibadetlerde okunması zaruri olan süreleri ezberlemek için, vasat zeka sahiplerinin sadece 10 gün ayırması yeterlidir. Evrensel olan bir dinin evrensel olan şeair ve sembollerini o dine mensup olanlar benimseyip yaşamakla ortak bir kültür oluşturmuş olabilirler. Müslümanlar arası birlik ve dayanışmanın zemini de ancak böyle kolaylaştırılmış olabilir. Ayrıştırmanın zararından şikayet edip ızdırap duyan, böyle birleştirici bir zemine itiraz etmemesi gerekmez mi?

S5- Dünyada bizden başka hiçbir devlet yok ki dinini yabancı bir lisandan öğrensin. Bundan gurur mu duyuyorsunuz?

C5- İslam’dan önceki dinlerin kitapları da belli bir dille gönderildiğini biliyor olmanız gerekir. O kitaplar da o dini benimsemiş olan mensupları tarafından kendi ana dillerine çevrilmiş ve tefsir edilmiştir. İbranice ve Aramice dillerinde gönderilen diğer mukaddes kitaplar için, neden bizim dilimizde gönderilmedi diyen hiç kimseyi duydunuz mu? Kaldıkı Kur’anı Kerim’in Arapça olması, meal ve tefsirini Türkçe yapmamıza da mani değildir. Namaza niyeti olmayanın ezanda da kulağı olmazmış deyişinde olduğu gibi sizin de öğrenme niyetiniz yoksa bahane bulmanız zor olmayacaktır.

S6- Bize din diye Arap’ın örf ve adetlerini öğrettiniz. Bundan mutlu mususunuz?

C6- İslam Dininin örf ve adetleri Kur’an ve Sünnet ışığında oluşup şekillenmiştir. Bir çok Arap örf ve adetini İslam Dini ilga edip ortadan kaldırmıştır. Sizin, İslam Dininin oluşturduğu örf ve adetleri Arap örf ve adetleri olarak zannetme yanılgısı içerisinde olduğunuz anlaşılıyor. İslam dininin oluşturduğu örf ve adetler içerisinde bazı Arap ve Türk adetleri olabileceği gibi başka kavimlerin örf ve adetleri de olabilir. Bunlar İslamın onayından geçmiş ve Müslümanların ortak örf ve adetleri haline gelmiştir. Bunlara itiraz edip şikayetçi olmanızın, İslam karşıtlığının bir tezahürü olduğunu zannediyorum.

S7- Kur’anı Türkçeye çevirip okullarda Kur’anı din dersi olarak öğretilse kötümü olur? Ama bu konuda hiçbir uğraşınız yok. Neden?

C7- Kur’anı Kerim’in bir çok kişi tarafından, başarılı başarısız olanlar olsa da, yapılmış bir çok mealleri vardır. Okullarda orijinali yanında meallerden de istifade edilerek öğretilmesinde hiç bir mani yoktur. Ancak hiç bir meal Kur’anın orijinal aslının yerine kaim olamaz. Bunun sebepleri vardır. Burada izah etmeye kalkmam yazıyı çok uzatabilir. Bilgi edinmek isteyenler için bir link vermekle iktifa ediyorum. 👇
https://sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerim-mealleri-asli-gibi-olur-mu-kuran-i-kerime-abdestsiz-el-surebilir-miyiz?amp

S8- Konuşmalarınızda ille de namazı kılacaksınız diyorsun. Kılmadığı taktirde tanrı ve insan arasındaki ilişkiler müdahale etmiş olmuyor musunuz? Bu sizi neden ilgilendiriyor?

C8- Hiç bir beşer, mezhep imamları veya alimler, hatta Peygamberimizin arkadaşları bile Allah’ın ve elçisinin emretmediği bir şeyi emredip isteyemez.
Namaz kılmayı emreden yaratıcımız olan Allah (cc) dır. Bunu da son olarak bütün insanlığa gönderdiği Kitabı olan Kur’anı Kerim’de beyan etmiştir. Hocalar sadece Kur’an’ı Kerimden aktarma görevini yapıyor. Elçiye zeval olur mu? Ayrıntı öğrenmek isteyenler için ilgili Ayet ve meallerini aşağıda verdiğim linklerden bakıp okuyabilirsiniz.👇https://www.kuranvemeali.com/namaz-ile-ilgili-ayetler

Namazla İlgili Ayet ve Hadisler:👇https://www.islamveihsan.com/namazla-ilgili-ayetler-ve-hadisler.html/amp

S9- Toplumda din imparatorluğunun oluşmasını çok mu istiyorsunuz? Dinimizde ücretli imamın olmadığını bile bile imamlıkta neden ısrar ediyorsunuz?

C9- Diyanet İşleri Başkanlığını M.Kamal’in tesis edip oluşturduğunu ve dini bir teşkilat olmaktan çok idari bir teşkilat olduğunu, ilk başkanı Rıfat Börekçi Beyin de hem CHP Ankara il başkanı hem de DİB olduğunu bilmem biliyor musunuz? Maaşlı görevliler ile Dini kontrol alında bulundurmak için oluşturulan mevcut sistemin bir Kamalist sistem ürünü olduğunu bilmiyorsanız öğrenmenizi tavsiye etmekle yetineyim. Siz Din üzerine oluşturulmaya çalışılan baskı imparatorluğu yerine, olmayan din imparatorluğundan bahsederek İslam karşıtlığınızı ortaya koymakla kalmayıp İslamın hakim olduğu bir sistemde olabilecek bir uygulamayı yanlış yerde arıyor; yanlış muhataptan hesap sormaya çalışıyorsunuz. Mantığınızda çarpıklık var.

S10- Günümüzdeki ”çıkar esasına dayalı dinin’’ yerine ‘’kuran esasına dayalı dini’’ anlaşılır hale getirmek için Türkçeye çevirisi konusunda ısrar etmiyorsunuz? neden?

C10- Tekrar ifade edeyim, bugünkü din anlayışının temelini, İngiliz telkinleri ile, Kamalist sistem oluşturup şekillendirmiştir. Kur’an ve Sünnet esasına dayalı bir din anlayışı Kamalist sistemin müsamaha edebileceği bir anlayış değildir. Bu anlayış, zannettiğiniz gibi sadece hocaların değiştirebileceği bir anlayış da değildir; olamaz. Hatalı bilgilerinizi düzeltmeniz gerekiyor. Dini doğru anlamak için DİB ve dini öğrettiği kabül edilen kurumlar tarafından yeteri kadar Türkçe kaynak oluşturup basıldığını söyleyebilirim. Yeterki siz öğrenmek isteyiniz. Eğer niyetiniz bağcı dövmek olmayıp üzüm yemek ise, bağda sizin üzüm de sizin değil midir? Biz siz müsaade ettiğiniz kadar üzüm yiyebiliyoruz. 115 yıldır bahçenin sahibinin siz olduğunuzu iddia etmiyor musunuz? Tenakuza düşmeyin; hesap sorulacak zihniyete mensup olan kişiler olarak o zihniyete mahkum gördüklerinize hesap soramazsınız. Mahkumların eksiklik veya hatalarından da siz sorumlu değil misiniz? Hem suçlu hem de güçlü olma hakkını nereden buluyorsunuz?

S11- Bugün için sömürünün devamını mı istiyorsunuz?

C11- İslam Dini ve Samimi Müslümanların hiç biri, sömürünün hiç bir türlüsüne taraftar olamaz; karşı olmak zorundadır; karşı olmak inancının gereğidir. Sizin söylediğiniz, Kemalist sistemin yetiştirdiği laik Müslümanlar için geçerli olabilir. Bunun hesabını da İttihatçı zihniyetten sormalıyız. Bizler 115 senedir o zihniyetin tahakkümü, dayatması ve zulmü altında değil miyiz?

S12- Hocalar dinin Türkçeye çevrilmesinde neden öncülük yapmıyorlar?

C12- Dinin bütün ana kaynakları Türkçeye tercüme edilmiştir. Öğrenmek isteyenler için yeterli kaynak vardır; hiç bir sıkıntı yoktur. Namaz İbadetinin veya Ezanın Türkçe eda edilmesini kastediyorsanız, bunlar evrensel semboller olup birleştirici ve bütünleştirici değerlerimizdir. Bunların Türkçe yapılmasını gerektirecek hiç bir zaruret olmadığı gibi, Türkçe yapılmasının sağlayacağı hiç bir fayda da yoktur. Var olduğuna inanan kişiler için Türkçe Ezanlı Türkçe namaz kılınan mekanlar oluşturarak namaz kılmak isteyenlere kim mani olabilir? Sistem sizin, güç sizin değil mi? Alevi kardeşlerimiz sazlı sözlü cemevlerini ibadethane gibi kullanmıyorlar mı? Engelleyen mi var? Onlarla uzlaşıp Türkçe ezan ile Türkçe namaz kılsanız kim ne diyebilir? Bizim nasıl namaz kılacağımızı, nasıl ezan okuyacağımızı Allah’ın elçisi belirlemiştir. Niye karışmaya hevesleniyorsunuz? Hani sizin laikliğiniz?

S13- İlle de din kapitalizminin devamını mı? istiyorsunuz? Bu nasıl bir davranış biçimidir.

C13- İslam Dini, ne kapitalizm, ne sosyalizm ne de Laik Kamalizm’e onay verir? İngiliz’lerin telkin edip uygulatmaya çalıştığı Kamalizme has İslam anlayışını da asla kabül edip onaylamaz. Bizim İslami Anlayışımız Kur’an ve Sünnetin şekillendirdiği bir İslam anlayışıdır. Bunu Allahın elçisi yaşayıp yaşatarak bize öğretmiştir. Ondan başka hiç bir kimsenin müdahalesine de açık değildir; olamaz.

S14- İnsanları sömürmek için illede çıkar esasına dayalı dini yaşatarak ondan istifade etmeye devam mı etmek istiyorsunuz?

C14- Yukarıda 11. Soruya verdiğimiz cevabı tekrarlamak istemiyorum. Hocalar ve samimi Müslümanlar olarak her türlü sömürü ve istismara karşıyız; bu tesbitinizi, laik ve Kamalist geçinen müslümanlara hatırlatmanızı tavsiye ederiz.

S15- Biraz insancıl olamaz mısınız?

C15- İnsancıl olmak tabirini umumiyetle masonlar kullanıp istismar ederler. FETÖ’cüler de bu kelimeyi pek severler. Biz hocalar ve samimi Müslümanlar olarak Allahın yarattığı bütün canlılara merhamet ve nezaketle yaklaşırız. Sizin bu sorunuzu da Laik ve Kamalist sistemin yetiştirdiği, “İngiliz İslamı” anlayışını benimsemiş müslümanlara sormanız gerekir.

S16- İslam ülkeleri dışında tüm ülkeler medeniyet merdivenindeki basamağını hızla yükseltirken, siz imamların menfaatleri yüzünden hem İslamiyet’in körelmesine hem de insanların medeniyetten uzaklaşmasına sebep oluyorsunuz. Bu sizin onurunuza dokunmuyor mu? neden bu işi yapmaktan zevk alıyorsunuz?
Araplara platonik aşk mı ilan etmiştin? Yoksa başka menfaatin mi var?
Din Arap’ın, ezan Arap’ın, selam Arap’ın, sela Arap’ın, kıyafet Arap’ın, kutladığın bayram Arap’ın, kullandığın örf ve adetler Arap’ın, çocuğuna koyduğun ad Arap’ın, tapındığın Mekke Arap’ın, dua ediyorsun Arapça,
Sahi sen kimsin, türküm diyorsun gerçekten Türk müsün? yoksa Araplaşmış türkümsün? kimliğin ne?
Prof. ilhan Arsel’in ifadesine ne diyeceksiniz?
Biz Türkler şeriat bataklığına saplandıktan sonra özellikle iki güzel özelliğimizi yitirdik. Bunlardan biri akılcılık, diğeri kadına olan saygıdır.

C16- 1909 dan sonra İslam Ülkesi diye ifade edebileceğimiz bir ülke kalmadı. Sadece halkı Müslüman olan, İngiliz veya Fransızların sömürgeleştirdiği eyaletlerden bahsedebiliriz. Biz İslamdan uzaklaştıktan sonra sadece iki değerimizi değil bir çok değerimizi kaybettik. İslam Dini aklı olmayanı mükellef kabül etmediği gibi sadece kadına değil, insana saygı duymayanı da erdem sahibi kabül etmez. Altıyüz sene hüküm sürmüş ve bu iki değer yanında bütün değerlerimizi yaşatmaya çalışmış Osmanlı toplumunda bunun için “kadın cinayetleri” görülmez. Laik ve Kamalist Türkiye’de sadece geçen ay 48 kadın cinayeti işlenmesinin hesabını kimden soracağız? Arap Selamı, Arap Ezanı, Arap Salası, Arap duası, Arap kıyafeti, Arap örfü, Arap ismi yok. Çünkü İslam Araplara gönderilmiş bir din değildir; bütün İnsanlığa gönderilmiş bir dindir. İslamdaki ortak noktaları, şiarları, gelenekleri, örfleri Arap kültürünün bir parçası olarak zanneden zavallı İnsanların, taşıdığı isimlerin manasından dahi habersiz, İngiliz kıyafeti ve din anlayışı ile Türk olunacağını zannedecek kadar zavallı hale getirilmiş olmalarına kızayım mı, acıyayım mı bilemiyorum. Celladına aşık olmuş bu zavallı halkın bir kısmını bu hale getiren zihniyetin Mankurtlaştırdığı bu insanlara ne kızmanın ne de acımanın hiç bir faydası olmayacağını da biliyorum. Şeriat nedir bilmeyenlerin Kur’an İslamından bahsetmesi cehaletin tavan yapmış halidir. Cehaletle mi Türk olunuyor? Türkler Türk olmaya nasıl hak kazandı? Karşılığında ödediği bedel nedir? Türk düşmanlarının size öğrettiği Türklük vasıflarını sakın hatırlatmaya kalkmayın. Türklük ve Türkçülük davası güdenlerin çoğu Türk bile değildir. Türk düşmanı Türkler için ne diyeceksiniz? İranlı Azeri Türkleri bugün Türkiye yerine Ermenileri desteklemesini nasıl izah edeceksiniz? Türklük bir psikolojidir; ideoloji değildir; olamaz. Aslı astarı olmayan, uydurma düşüncelerle millet olamazsınız; Millet ne demek diye sorsam izahını yapmakta bile zorlanacağınızı biliyorum. Çünkü siz Türklüğü Türk düşmanlarından öğrendiniz.

S17- Yeryüzünde bir başka toplum gösterilemez ki, biz Türkler kadar öz benliğini yitirip mensup bulunduğu din içerisinde erimiş olsun.

C17- Bu ifadeniz pek yanlış sayılmaz; Harf İnkılabı deyip alfabe değişikliği yaparak bir günde geçmişi ile bağı kopartılıp cahil bırakılan yer yüzünde başka bir millet var mıdır? İkinci bir ülke gösterebilir misiniz? Bu durumu Kültürel Soykırım olarak ifade eden Teoman Durali Hoca’dan dinlemenizi tavsiye ederim. 👇
https://youtube.com/watch?v=tl_fpq8_UKY&si=ztZvVpuPKiJ6xpNd

S18- Bir başka Müslüman toplum yoktur ki, biz Türkler kadar ulusal gelenek ve niteliklerini, dilini, tarihini ve her şeyini İslamiyet adına unutsun ve kendinden olmayan bir kılığa bürünsün.

C18- Osmanlı’yı Türk kabül eder misiniz bilmem ama sizin Türklük anlayışınızda bir sakatlık olduğu görülüyor. İngilizlerin telkin ettiği İslam anlayışını benimsemiş, Allah’ın (cc) gönderdiği ve Resul’ünün tebliğ ederek öğrettiği İslamı Arapların dini kabül eden Sabetayist Türk düşmanlarını Türk kabül eden bir Türklüğü bizim kabül etmemiz mümkün değildir. Türkçülüğü savunanlardan, sadece 7 soyunu sayabileceğiniz tek bir Türk gösterebilir misiniz? Gösterebileceğiniz 3-5 isimden birinin bile üst soyundan üçüncü dedelerinin ismlerini söyleyebilir misiniz? Sizin Türklük anlayışınızın hiç bir tutar tarafı yoktur; olamaz. Fikriniz, zikriniz, yaşantınız her şeyiniz sahte, siz soysuzluğu ve din karşıtlığını savunuyorsunuz. Daha doğrusu din karşıtlığından ziyade İslam karşıtlığını savunuyorsunuz; ancak bunu açıkça dillendirecek kadar da mert ve cesur değilsiniz. Bu korkaklığı ve ürkekliği Türklükle nasıl bağdaştırıyorsunuz bilmem ama ben sizin Müslüman Türklerden hoşlanmadığınızı da hissedebiliyor; anlayabiliyorum.

S19- Ve üstelik bununla da kalmayıp, dini uygulayacağım diye kendi öz ceddinin ruhuna tükürsün.

C19- Biz yaratılana yaratandan ötürü tahammül eder; müsamaha ile bakarız. Kimsenin ruhuna tükürmeyiz; tükürecek olsak sizin gibi yaşayan müfsitlerin kokuşmuş anlayışına tükürürüz.

Prof. Dr. ilhan Arsel

Sorularıma cevap vereceğinizi ümit eder saygılar sunarım.
Aydın Keskin

Cevapları Yazan: Ahmet Ziya İbrahimoğlu 09.11.2024 OF

Eğer sorularınız çerçevesinde daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz aşağıda verdiğim linkleri tıklayarak teferruatlar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. 👇

Kur’anı Kerim Bir Hayat Kitabıdır 👇
https://webdosyasp.diyanet.gov.tr/muftuluk/UserFiles/ordu/UserFiles/Files/HAYAT%20KİTABI%20%20KUR%20AN_78f99342-4f76-4bfa-ab3c-a032f681f74d.pdf

Kur’anı Kerim Hayatımızın Neresinde👇
https://kokludegisimdergisi.com/index.php?p=makaleDetay&makale=1455

Kur’anı Bir Hayat Nizamı Haline Getirmek👇
https://webdosyasp.diyanet.gov.tr/muftuluk/UserFiles/sakarya/UserFiles/Files/Kur%20anı%20Hayat%20Kitabı%20Haline%20Getirmek_b9a59540-967c-490e-a6d1-c6bc1b368e20.docx

Kur’anı Kerim – Vikipedi 👇
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Kur%27an