ALİMİN TİCARETİNDEKİ İNCELİK

Mekke-i Mükerreme Ümmül Kura Üniversitesinde talebe olduğumuz yıllarda, Türk talebelerini himaye eden, ehli himmet hocalarımızdan biri de Ahmed Abdürrezzak Al Kubeysi Hocamızdı. Âma olmasına rağmen ilmi vasfı sebebi ile herkesin saygı ve hürmet gösterdiği, Irak asıllı Suud vatandaşı olmuş bir hocamızdı.

Fedakarlığı, cömertliği ve talebelerine gösterdiği ilgi ve alaka bizi mahcup edecek boyuttaydı. Bazı Türk talebelerin master ve doktora talebesi olabilmesine yardımcı olduğu gibi, müşrifliğini yaptığı Türk talebeleri de olmuştur. Mustafa Demirkan Hocamız ile çok özel hukuku olmuş; kendisine hizmet etme şerefine nail olmuş Türk talebelerinin başında zikredilmesi gerekir. Diğer Türk talebeleri de ona hürmet etmekte kusur etmemeye çalışır; araçla görülmesi gereken işlerinde kendisine yardımcı olurlardı.

Bir gün değerli kardeşim ve Mekke’de ev komşum Seyyid Bahçıvan Hoca ile beraber Ahmed Abdürrezzak Al Kubeysi Hocayı Mekke / Aziziye’deki evinden alıp sebze meyve haline götürmüş; arabamızı park edip alış verişe başlamak üzere hocamızla beraber hal tezgahlarına doğru yürüyoruz. Hocamız, taşıma işini bize yaptırmamak için bir hamal çağırmamızı istedi; çağırdık. Hocamız hamala kaç riyal istediğini sordu. Hamal 3 riyal deyince, hamalla pazarlık edip 2 Riyale anlaştılar. Hocamız 25 bin riyalin üzerinde maaş aldığını bildiğimiz için bu hamal pazarlığını çok yadırgamış; hayret etmiştik; fakat hocamıza bir şey de diyememiştik. Alış veriş bitmiş; eşyaları hamal arabaya taşımış; ücretini ödemek üzere Hocamız cebinden 10 Riyal çıkartıp hamala uzatmıştı. Hamal parayı alıp üstünü vermek üzere hazırlık yaparken Hocamız üstü kalsın demez mi? Biz bu sefer iyice şaşırdık. Hamal sevindi ve ayrılıp gitti. Biz içimizden, madem 10 riyal verecektin; neden bir riyal indirim yapması için hamalı zorlayıp durdun? Bu duygularımızı hocamıza söyleyecek durumda değildik. Bu kızgınlık, şaşkınlık ve hayret içinde aracımıza bindik; hocamızı evine bırakmak üzere yola koyulduk. İçim içimi yiyor; sormadan rahat edemeyeceğim için kendimi toparladım ve nasıl soracağımı düşünürken, Hocamız “hamalla pazarlık etmemi yadırgadınız” değil mi demesin mi? Seyyid Bahçıvan Hoca yapı itibarı ile daha çekingen ve sessiz kalmayı tercih eden bir arkadaş olduğu için benim konuşmamı beklerdi. Benim evet dememe fırsat vermeyen Hocamız, Benim hamalla pazarlık etmemin iki sebebi vardı: Birincisi, hamalın ihtiyaç sahibi, kanaatkâr olup olmadığını test ettim; ikincisi de, vereceğim sadaka miktarını çoğaltmayı arzu ettim. Üç riyal yerine iki riyali de kabül eden hamalın kanaat sahibi bir muhtaç olduğunu anladığım gibi, vereceğim sadaka miktarını da 7 Riyalden 8 Riyale çıkartmış oldum. Böylece isabetli bir sadaka verdiğimden emin olarak miktarını da artırmakta tereddüt etmedim. Kızgınlık, hayret ve şaşkınlığımız derin bir sessizliğe bürünmüştü. Hocamız bize, unutamayacağımız iyi bir hayat dersi vermiş; kârlı bir ticaret anlayışı öğretmiş oldu. Rabbim rahmet ve mağfireti ile muamele eylesin; makamını cennet, komşularını da sıddık ve şüheda eylesin; bizleri de cennetinde kendisi ile buluştursun. (Amin)

14/01/2023 Üsküdar

Ahmet Ziya İbrahimoğlu

Hocamız ile ilgili bilgi edinmek için

https://www.trthaber.com/haber/turkiye/islam-alimi-kubeysi-icin-istanbulda-cenaze-namazi-kilindi-

336951.html

Arapça bilen arkadaşlar için link