CUMHURİYET DÖNEMİNDE İKİNCİ M.KAMAL NEDEN YETİŞMEDİ?

Bizzat kullandığım WhatsApp ve çocuklarımın desteği ile kullanmaya çalıştığım iki YouTube kanalım dışında sosyal medyayı takip etme imkânım olmuyor. WhatsApp guruplarında da gereksiz paylaşımların çokluğu, dikkatsizlerin tekrarları, kifayetsizlerin tutarsız görüşleri sebebi ile, önemsediğim kişilerin paylaşımları dışında her paylaşımı dikkatle takip etme fırsatı bulamıyorum. Özelden uyarıldığım paylaşımlar olursa onlara bakmaya ancak yetişebiliyorum.

İki YouTube kanalımdan biri olan Hakikat Avcısı / Ahmet Ziya Hoca kanalında, değişik konularda kendisohbetlerim ile dinleyip beğenerek takdir ettiğim konuşmaları paylaşıyorum.

İkinci YouTube kanalım TÜRADEK’de ise, 12 yıldan beri yaz aylarında düzenleye geldiğimiz Arapça DilKamplarına katılmış öğrencilerimiz için Fasih Arapça ile güncel, tarihi ve dini konuşmaları, süzgeçten geçirip, yayınlıyorum. Öğrencilerimiz ve arkadaşlarımız bu videoları dinleyip hem Arapçalarını geliştirmeye çalışıyor hem de İslam dünyasını tanımaya çalışıyorlar.

Geçen aylarda, değerli mütefekkirlerimizden Yavuz Bülent Bakiler Bey’in bir konuşmasını Hakikat Avcısı kanalımda yayımladıktan bir müddet sonra çok farklı kesimlerden, çoğu olumsuz, şiddetli tepkiler aldım. Çünkü o konuşmasında Yavuz Bülent Bakiler Ağabeyimiz M.Kamal’in “Bütün Kemal’ler eşektir.”sözünü ve kendi adını da M.Kamal olarak değiştirmesini aktarıyor; gerekçesini de beyan ediyordu.

Bu videoyu dinleyen gayri müslim ve ateist Kemalistlerden bazıları çok şiddetli tepki gösteriyor ve bu tepkilerini yazılı notlar olarak gönderiyordu. Oğullarımın haber vermesi üzerine, bu tepkilerin bazılarına cevap vermeye çalıştım. Bir izleyiciye, M.Kamal de her fani gibi yaşadı; rolünü oynadı; görevini yaptı ve öldü; Rabbine kavuştu. Bizim gerçekler dışında, lehte veya aleyhte konuşup tartışmamızın hiç kimseye fayda sağlamayacağını yazarak sakinleştirmeye çalıştım. Bana onun için “öldü” demeniz bile Ona hakarettir demez mi? Şaşırmıştım; şaşkınlığım geçmeden, bana: Sizin toz kondurmadığınız Sultan 2.Abdülhamid’iniz ne yaptı? diye de sorması üzerine kendisine şunu sordum: Sizin kanaatinize göre Cumhuriyet döneminde 2. M.Kamal yetişti mi? Hiç düşünmeden asla yetişmedi; yetişmesi de mümkün değildir, dedi ve onun için o bizim ulu önderimizdir; ölmedi, gönlümüzde yaşıyor; dedi. Peki M.Kamal nerede ve nasıl yetişti? diye sorunca durdu. Yazmasına fırsat vermeden, Sultan 2.Abdülhamid’in inşa edip açtığı ve hocalarını da tayin ettiği Osmanlı okullarında yetişmedi mi? dedim. Sultan 2.Abdülhamid sadece bunu yapmış olsa bile, ulu önder diye ifade ettiğiniz bir komutanı yetiştirmiş olması saygı duyulacak bir meziyet değil midir? dedim. Bak 2.cisinin de yetişmeyeceğini söylüyorsunuz öyle değilmi? deyince, yazışmamız durdu.

Bak dedim size ailece yaşadığımız bir olayı aktarayım; Osmanlı anlayış, eğitim ve terbiyesi ile Cumhuriyet anlayış, eğitim ve terbiyesini daha rahat mukayese edebilirsiniz;

Altmışlı yılların ortaları, 1964-65 yılları olsa gerek, bizim mahallenin karşısında, iki mahalle arasında olan dere yakınında oturması sebebi ile Dereli Hamdi olarak maruf olan kişi, Of’a bağlı Kus köyü muhtarlığına adaylığını koymuş. Kazanma ihtimali yüksek olduğunu gören muhalifleri, karşısına sevilen bir aday bulup ikna etmek için, bizim mahallenin eşrafından olan babama teklif götürmüşler. Babam hem hoca hemde saatçi olması yanında CHP’li olması da etkinliğini artıracağı için ilgiyi ziyadeleştireceğine inanıyorlardı. Konuyu düşünmesine bile fırsat tanımadan, muhtarın bizim mahalleden olma cazibesi ile babamı ikna etmişlerdi. Babam Sultan 2.Abdülhamid döneminde doğmuş ilkokulu Osmanlı mekteplerinde okumuştu.

Annem ise, daha önce muhtar olan İsmail Hakkı amcamın muhtarlığı sebebi ile yaşadığı olumsuzluklardan dolayı, babamın muhtar olmasını istemiyordu. Durumu babama anlatıp vazgeçirmeye çalıştı ise de başarılı olamadı. Çaresiz kalan annem, babama son kozunu kullanmak üzere,“Bir oyum var; onu da “Dereli Hamdi” lehine kullanacağım.” dedi. Babam annemin sözünü ciddiye bile almadı ve muhtar adayı oldu. Seçimler yapıldı ve oylar sayıldı. Babam 1 oy farkla muhtarlığı kaybetti. Annem sözünde durmuş; Dereli Hamdi’ye oy vermişti. Annemin bir oyu babama muhtarlığı kaybettirmişti. Böyle bir olay Karadeniz’de aile faciasına yol açabilecek bir olay olmasına rağmen babam anneme tek kelime bile söylememişti. Evet babam CHP’li idi ama Sultan 2. Abdülhamid’i sever; Sebilürreşad dergisi okurdu, hatta abonesi idi. CHP’liliği ise, İstiklal harbi subaylarından olan amcası İlyas efendi etkisi ile olup, M.Kamal Paşa ile İsmet Paşa arasında, tercihini İsmet Paşa’dan yana kullanırdı. Babamın bu tavır ve olgunluğu Osmanlı Beyefendisi olarak saygı ve itibar görürdü. Osmanlı dönemi kayıtlarını inceleyenler kadın cinayetlerine rastlamadıklarını söylemesi bile Osmanlı eğitim ve terbiyesi ile Cumhuriyet eğitim ve terbiyesi arasındaki farkı göstermiyor mu? Muhatabım sessizliğe bürünmüş, vedalaşma imkânı bile bulmadan yazmaya ve sormaya son vermişti.

Siz ne dersiniz bundan sonra 2.M.Kamal gelir mi? Neden? Yeni Millî Eğitim Bakanlığına arz olunur.

14/06/2023 OF
Ahmet Ziya İbrahimoğlu