İslami Yardımlaşma Usül ve Adabı ..

İSLAMİ YARDIMLAŞMA SİSTEMİ

20 Sene kadar önce Müstakil İş Adamları Derneği (MÜSİAD) yönetim kurulunda görevli iken, Gerek Deprem ve gerekse diğer sıkıntılar sebebi ile Türkiye’nin her tarafından yardım talepleri geliyor; idare bu taleplere cevap vermekte acziyet yaşıyordu. Acziyet idarenin altından kalkamayacağı boyutlara ulaşınca benden bu konuda, kendilerini mesuliyetten kurtaracak, İslami bir çözüm üretmemi istediler; ben de şöyle bir çözüm planı yazıp kendilerine verdim:

1- İslamda yardımlaşma merkezden çevreye doğru yapılması gerekir. Yani en yakın akrabadaki ihtiyaç sahiplerinden başlayarak, komşu, mahalleli, köylü, aynı ilçeli ve aynı ildeki ihtiyaç sahibi insanlar şeklinde, ihtiyaçların hacmine göre sorumluluk oluşur.

2- Küçük ihtiyaçlar için sorumluluk aile dışına çıkmaz; ihtiyaç hacmine göre, komşu, mahalleli veya köylüye de sorumluluk düşebilir. İhtiyaç ülke hacmini aşacak kadar büyük olursa o zaman uluslarası boyutta, bütün ülkelerdeki insan ve müslümanlar da sorumlu olabilir.

3- Erzurum’un bir köyündeki vatandaşın günlük zaruri ihtiyacını giderme sorumluluğu akrabaları veya köydeki komşuları dışındaki kimselere havale edilmemeli. İhtiyaç sahibi de bu prosedüre uymalı, akrabası veya komşu varken onları atlayıp başkalarından yardım istememeli. İsterse hata etmiş olur.

Şimdi Olayı Müşahhaslaştıralım:
Her hangi bir il veya ilçenin bir mahallesinde oturan kişi müslüman ise o mahallenin camisinde namazını kılmalı, her hangi bir sıkıntısı olduğu zaman da önce aile büyükleri ile, sonra cami İmamı ile derdini paylaşıp istişare etmeli, gerekli olursa beraber mahalle muhtarına, yahut belediye veya Kaymakamlığa gitmeli, ihtiyacın hacmine göre muhatabından yardım istemeli. Cami imamının halledebileceği bir iş için Belediye veya Kaymakama gitmemeli. O mahallede halledilecek bir iş için başka mahalleden yardım istememeli.

Arkadaş namaz kıldığı cami imamı ile anlaşmakta dil sıkıntısı yaşarsa imamın isim ve telefonunu alıp sana veya bana bildirse ona yardımcı olmaya çalışırız.

Elektrik, su ve doğalgaz faturası her ay ödenen bir borç. Bu çeşit basit yardımlar arkadaş komşu ve mahalle içinde halledilmeli.

İş arıyorsa yine aynı sisteme göre yardım ve destek istemeli. Aksi durumda yardımlaşma verimli, şeffaf, huzurlu ve istikrarlı olmaz; öyle değil mi?

NOT:
Bu yazıyı, ülkemizde geçici olarak, misafir ettiğimiz müslüman kardeşlerimize yardımcı olurken karşılaştığım küçük ve basit konularının halli için yardım talebinde bulunan kardeşlerimize not olarak yazdım.

Ahmet Ziya İbrahimoğlu
21.04.2025 Üsküdar

ترجمة من التركية إلى العربية:👇

نظام التَّعَاوُن الإسلامي

منذ نحو عشرين سنة، كنتُ عضوًا في مجلس إدارة جمعية رجال الأعمال المستقلين (المعروفة اختصارًا بـ “موسياد”). MÜSİAD في ذلك الوقت، وبسبب الزلازل وغيرها من الأزمات، كانت تأتينا طلبات للمساعدة من جميع أنحاء تركيا، وكانت الإدارة عاجزة عن تلبية هذه الطلبات. وعندما بلغ العجز مستوى لا تستطيع الإدارة تحمّله، طلبوا مني أن أضع حلاً إسلامياً يُخرجهم من دائرة المسؤولية. فكتبتُ لهم هذا التصور:

١- في الإسلام، يجب أن يبدأ التعاون من المركز باتجاه الأطراف. أي أن المسؤولية تبدأ بتلبية حاجات الأقرب فالأقرب من الأقارب، ثم الجيران، ثم أهل الحي، ثم سكان القرية، ثم من هم في نفس القضاء، ثم من هم في نفس الولاية، بحسب حجم الحاجة.

٢- الحاجات الصغيرة لا تخرج المسؤولية فيها عن إطار الأسرة. أما إن زاد حجم الحاجة، فقد تصبح المسؤولية على الجيران، أو أهل الحي، أو سكان القرية. وإن تجاوزت الحاجة حدود الدولة، فعندها يصبح الناس في سائر البلاد -بل وسائر المسلمين- مسؤولين عنها.

٣- لا يجوز أن تُحال مسؤولية تلبية الحاجة اليومية الضرورية لمواطن في قرية من قرى أرضروم إلى أشخاص خارج أقاربه أو جيرانه في تلك القرية. وكذلك لا يجوز لصاحب الحاجة أن يتجاوز هذا التسلسل الطبيعي، فلا يطلب المساعدة من غير أقاربه أو جيرانه إن وُجدوا، فإن فعل فقد أخطأ.

والآن لنقرّب المسألة بمثال ملموس:
فأيّ شخص مسلم يسكن في حيٍّ من أحياء مدينة أو بلدة، عليه أن يُصلِّي في مسجد الحيّ، وإذا واجهته حاجة أو مشكلة، فعليه أن يتشاور مع إمام المسجد، ثم إذا اقتضت الحاجة، يذهبان معاً إلى مختار الحي، أو إلى البلدية أو القائم مقام، ويطلبان المساعدة من الجهة التي تناسب حجم الحاجة.
فلا يصح أن يذهب إلى البلدية أو القائم مقام في أمر يمكن للإمام أن يحلّه.
ولا يجوز أن يطلب المساعدة من حيٍّ آخر في أمر يمكن حله داخل حيّه.

وإن كان الأخ المسلم لا يستطيع التفاهم لغوياً مع الإمام الذي يُصلِّي خلفه، فليأخذ اسم الإمام ورقم هاتفه، ويُبلغني أو يُبلغك به، وسنحاول مساعدته.

وأما فواتير الكهرباء والماء والغاز، فهي ديون يجب دفعها شهرياً، وهذه الأمور البسيطة يجب أن تُحلّ في نطاق الجيرة أو الحي.

وإذا كان يبحث عن عمل، فعليه أيضاً أن يطلب المساعدة ضمن هذا النظام نفسه.
وإلا فإن التعاون لن يكون مثمرًا، ولا شفافًا، ولا مستقراً، ولا باعثًا للطمأنينة؛ أليس كذلك؟

ملاحظة: كتبتُ هذه الرسالة للذين يطلبون المساعدة في حل بعض الأمور الصغيرة والبسيطة التي واجهتُها أثناء مساعدتي لإخواننا المسلمين الذين نستضيفهم في بلدنا بشكل مؤقت

أحمد ضياء إبراهيم أوغلو

٢٢ / ٠٤ / ٢٠٢٥ م. أوسكودار