KEMALİZM GÖLGESİNDE GENÇ BİR ATEİST İLE YAZIŞMALAR

Çok vakit israfına yol açtığı için sosyal medyayı sınırlı kullanıyorum. Bazı Whatsap guruplarındaki paylaşımlarım dışında bir de YouTube kanalım var. Çocuklarımın yardımı ile orada da bazı paylaşımlarım oluyor. Bunun dışında bir mecra için ayırabileceğim bir vaktim olmuyor. Yaş ilerledikçe hareket gücümüz de azalıp zayıflıyor… YouTube kanalımda sadece kendi düşüncelerimi değil, izleyip beğendiğim, takdir ettiğim videoları da paylaşıyorum. Bu baptan olarak Almanya’da ikamet etiğini zannettiğim bir gencin, “Almanya’da araba fiyatları neden ucuz” isimli bir yorum videosunu da paylaşmıştım… Benim kanalımda en çok tıklanan 3. video olunca şaşırdım. Takipçi yorumlarına bakma alışkanlığım olmadığı halde, bu videoya yorum yazanların çoğalması dikkatimi çekti ve şöyle bir göz atayım dedim. Bir de gördüm ki alışkın olmadığımız bir dinleyici kitlesi yorum yazıyor. Küfür ve hakaret gırla gidiyor. Uzun zaman ilgilenmedim; bir seneye yakın bir zaman geçtiği halde yorumların devam ettiğini görünce, seçtiğim 2-3 kişiye cevap verip nasihat etmeye çalıştım. Bozuk üslup sahibi olanlardan bir kısmı biraz toparlanma ihtiyacı duysa da diğer bir kısmı inkârcı, küfür ve hakaret üslubu ile yazmaya devam etti. Bunlardan Alper Kibar ismi ile yazan bir genç ile yazışma seyrini, aşağıda dikkat ve incelemenize sunuyorum.İbretle okumanız umut ve temennisi ile arz ederim:

https://www.youtube.com/watch?v=ZWN581jvExE

**Alper Kibar :**Alman devleti hiçbir zaman kendi arabasını çıkarmadı. Hepsini özel firmalar çıkardı. Mercedes Benz, Audi, BMW, Opel vs. hepsi özel firmalar ve kalifiyeli mühendisler tarafından üretildi, patentleri alındı ve insanlara satıldı. O yıllarda Alman bunları yaparken sen Astronomiyi “Meleklerin etek altına bakılıyor” diye yasakladın, Domuz derisi kullanılıyor diye matbaayı yasakladın, sırf kendi götünüzden uydurup insanlara din diye dayattığınız saçmalıklar ortaya çıkmasın diye kuranın Türkçeye çevrilmesine bile karşı çıktınız, bunlardan da bahsetsene..

Ahmet Ziya Hoca : Dünyaya at gözlüğü ile bakıyorsunuz; tekrarlayıp durduğunuz 3-5 yalan yanlış cümleden başka söyleyecek sözünüz olsa, biraz farklı bilgileri de okuyup dinleseniz daha iyi olmaz mı..? كلمة تاريخية مدهشة تستحق الترجمة إلي العربية Fıtratı bozulmamış, politize olmamış bir Anadolu insanından tarihi ve müthiş bir değerlendirme..

**Alper Kibar :**Gerçeği söylemek ne zaman at gözlüğünden bakmak oldu? Sizden de, sizin neo osmanlıcı siyasal islam zırvalıklarınızdan bıktım usandım artık. Kabak tadı vermeye başladınız iyice. Herhangi birinizi görünce ya midem bulanıyor ya da bunlar deli diye 112’yi arayasım geliyor. Tek yaptığınız şey kafaya fes, parmağa yüzük takıp masaya yumruk vurarak Türk, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı yapmak. Öldü lan Osmanlı öldü öldü, kabul edin artık. Geçmişi irdelemek yerine bi önünüze bakın. Gericiliğinizde kaybolup gidiosunuz. Yapmayın bunu. Tarihi böyle çarpıtan gerici kişilikler yerine, araştırma ve analiz yeteneği olan, gerçekleri hiçbir kişiden ve gruptan çekinmeden dosdoğru bir şekilde anlatan kişileri izleyin. Bahsettiğim adamın videosunun linkini attım.

bi de şu Noodle harfleriyle yazdığın şeyi Türkçe yaz, anlamıyorum hiçbir şey(gerçi İstiklalde bombalı eylem yapmayı planlamıyorsan Türkçe yazardın)

Ahmet Ziya Hoca : Arapça yazı altında Türkçesi de var. Size dinlemenizde fayda olan bir link daha yollayayım. Bu da benim size hediyem olsun… https://youtu.be/SgIA0CfIYo4

**Alper Kibar :**Türkçesini yazıon zaten, bi daha niye noodle dilinde tekrar yazıon? Ego mastürbasyonu falan mı bu? İlle de CIA, FBI falan mı etiketleyelim “bu terörist, bulun bunu” diye?

**Ahmet Ziya Hoca :**Latin harfleri üstündeki yazı da dedenizin kullandığı yazı. Dedenize saygısı olanları dikkate almak suç mu..? CIA ya değil ama biri kalkıp sizin durumunuzu dedenize anlatıp gösterse ne derdi..?

**Alper Kibar :**benimle gurur duyardı, çünkü kendisi çocukken, askerlikten muaf olmak için “ben hocayım, ben şu tarikatın müridiyim” bahanesiyle savaştan kaçanların aksine, Artvinde faaliyet gösteren rum ve ermeni çetelerini avlamaya çalışan askere yemek ve su götürürdü. Kendisi aynı zamanda Sakarya savaşında torunu yaşında kızla nikahlanan, savaş bittikten sonra da apar topar kaçan heriflerden hiç hazetmediği için Atatürke ve onun ilerici ilkelerine sıkı sıkı bağlı kaldı. Ayrıca sizin noodle alfabesi üzerinden ajitasyon yapmanız, ona saygı duyduğunuz anlamına gelmez. Adam zaten osmanlıcılardan ve islamcılardan ölümüne nefret eden bir Türkçüydü. **Ahmet Ziya Hoca :**Türkçülük yapanların Öncülerinden hiç birinin Türk olmadığını bilir misiniz..? Sloganları bırakıp biraz okuyup araştırmak daha güzel olmaz mı..? Gönderdiğiniz videoyu dikkatle dinleyip izledim. Sabataycı ve Yahudi olanların çarpıttığı gerçeklere inanıyor; Türk oğlu Türk, büyük amcası İstiklal harbi subayı, İsmet Paşanın mesai arkadaşı olan bir insanı itham ediyorsunuz. Devrim otomobilini üretmeye kim teşebbüs etti; kimler engelledi..? Vecihi Beyin ilk uçak yapma teşebbüsünü kimler engelledi…? Bunları bilmiyorsanız, okuyup öğrenmeniz gerekir. Biliyorsanız bize de aktarın ki doğruyu öğrenelim. Sahi 150 senedir Türkiye’yi İttihatçı kafalar yönetmiyor mu..? Tank, uçak ve araba ürettiniz de biz mi mani olduk..? İnsansız hava araçlarını, aşık olduğunuz zihniyete rağmen kim üretti..? Biraz da bunlara kafa yorsanız ufkunuz genişlemiş olmaz mı..? Linkini gönderdiğiniz videoda bile ipuçlarına işaret ediliyor. Fikir düşmanlığı iyi bir hastalık değil. Farklı fikirleri bile dinleyebilmeliyiz. Vehbi Koç, kendisi araba üretmedi; araba üretenlerin aracısı olarak Türkiye pazarını sömürdü.

**Alper Kibar :**Adam kaynaklarıyla ve tüm detaylarıyla ne varsa anlatıyor, sen sabetay ve yahudi diyorsun. Ona bakacak olursak sen de suud destekli zırvalara gözün kapalı inanıyorsun. Öğrenmişsiniz bi kere sabetay ve yahudi kelimelerini, işinize gelmeyen ne varsa bu ikisiyle kestirip atıyorsunuz.

**Ahmet Ziya Hoca :**Siz tanımadan bilmeden konuşuyor/yazıyorsunuz. Benim aile büyüklerim CHP li olup büyük amcamlardan biri İsmet paşanın silah arkadaşı, diğeri aile doktoru. Ankara Tıpda okuyan ve yaşı ellinin üstünde olan herkes bilir; tanır. M.Kemal’in nutkunu okuduğum gibi, Onun Sağlık ve MEB Rıza Nur’un hatıratını da kendi el yazısından okudum. İsmet Paşanın hatırasına da aşinayım. Şimdi benim mi, senin mi daha sağlıklı düşünme imkânın olabilir? Siz bana objektif bilgi ihtiva eden bir kitap okuduğunuzu söyleyebilir misiniz? Benim evim, orjinal belgelere dayanan kitaplarla dolu… Okumam gerektiği halde okumadığım için cahil kaldığımı zannettiğiniz bir kitap varsa söyleyin; hemen alıp okuyayım. Siz delile ve belgeye dayanan bir kitap okuyup fikrinizi oluşturmuş iseniz, muhatabınıza hakaret etmez; delil ve belge sorarsınız. Biz hiç bir insanın şahsına değil, sadece yanlış davranış ve fikirlerine karşı olabiliriz. Hakaret etmeyiz; sadece davranış veya düşüncelerini tenkit ederiz. Bunu yapan her düşünce sahibine de tahammül eder; saygı duyarız.

Alper Kibar : Arkadaş, okuyoruz diyip kendinizi kandırmayın, beni zaten kandıramazsınız.

Okusanız bile işinize gelen kısımları kırpıp pazarlıyor, işinize gelmeyen kısımları da pas geçiyorsunuz veya kendi ideolojinize uygun isimleri okuyorsunuz. Karşıt görüşe hiç hazetmiyorsunuz. Hemen sabetay, yahudi, mason vs damgasını basıp geçiyorsunuz, böyle saçmalık olabilir mi? Rıza nura gelecek olursak kendisi Türkçü bir yazardı. Mezarında da “Türklük için yaşadı, Türklük için öldü” yazar. Mezar taşına bunu yazdıran adam, Türk ve Atatürk düşmanı olabilir mi? Ki zaten saltanatın kaldırılması için Atatürke bu önergeyi veren ta kendisidir. Rıza nurun hatıratlarının kendisine ait olup olmadığı konusunda herhangi bir kesinlik yoktur. Çünkü popcorn kadir bu hatıratları British Museum’dan 1967 yılında almıştır ve hiçbiriniz bundan bahsetmez. Rıza nur bu hatıratları 1935 yılında İngiltereye veriyor ama popcorn 1967 yılında geri alıyor. Bundan hiç mi şüphelenmediniz? Rıza nurun hatıratlarını okudum dersin ama adamın islam dahil tüm dinlere karşı olduğunu bilmezsin. Atatürkün sağlığında kaleme aldığı Türk Tarihi kitabında Türklerden ve Atatürkten övgüyle bahsettiğini bilmezsin. Rıza nurun psikolojik sıkıntılarının olduğu, paranoid reaksiyonlar gösterdiğini bilmezsin. Sizi insanlık adına uyarıyorum, bu adamların yolundan gitmeyin. Bu işlerde pis işler, korkunç tezgahlar dönüyor. Sizi dolandırıyorlar, aklınızla dalga geçiyorlar. Kula kulluk etmeyin. Önünüze konan şeylere bakın, mantık kurun. Hemen ona inanmayın. Bunlara izin vermeyin. Kula kulluk etmek, birilerine koşulsuz şartsız biat etmek hoşunuza gidiyorsa başka. Siz sanıyor musunuz ki istediğiniz rejim geri gelince her şey herkes için mükemmel olacak, her şey daha iyi ve daha güzel olacak? Bakın, büyük bir yanılgı içerisindesiniz. Gittiğiniz yol, yol değil. İleride başınıza çok daha büyük ve ağır sıkıntılar gelecek. Cumhuriyet giderse hepimiz onu mumla arayacağız, Cumhuriyete sahip çıkın. Onu yıkmak isteyenlerle yürümeyin.

**Ahmet Ziya Hoca :**Cevabi Notunuzu okudum; ufuk açıcı görüşlerinizden daha fazla istifade etmek için tavsiye edeceğiniz bir kitap varsa yazmanızı arzu ederim. Sadece bir iki hususu açıklığa kavuşturmanızı arzu ederim:

1- Rıza Nur hatıratını 4 nüsha yazdığını ve 1960 dan önce yayınlanmasını istemediğini vasiyet etmiş. Bu nüshalardan birini, sizin de yazdığınız gibi, İngiltere’deki kütüphaneye bıraktığı halde, diğer üçünü farklı ülke ve yerlere bırakmış; bir kazaya kurban edilmemesi için gereken tedbiri de almış. Benim elimdeki nüsha, kendi el yazısı ile yazdığı, Osmanlı Türkçesi ile yazılmış nüshadan tıpkı basım yapılmış nüsha…

2- M.Kemal Atatürk’ün Sağlık ve MEB, Lozan Antlaşmasını Türkiye adına müzakere edip imzalayan 3 kişiden biri, Atatürk’ün özel aile hekimi ve sırdaşı, Türkçülüğü müsellem olan bir kişiyi sadece Atatürk’ü tenkit etti diye akli dengesinin bozukluğu ile itham etmek pek aklıma yatmadı.

3- M.Kemal Atatürk’ün eşi olan Latife Hanımın hatıratının yayınlanmasına niçin müsaade edilmediğini de anlayabilmiş değilim. Siz anlayabildiniz mi?

4- M.Kemal Atatürk’ü, tarihi bir şahsiyet olarak, koruma kanunu çıkartılmasına ihtiyaç duyulmasını da anlayabilmiş değilim. Yavuz, Kanuni, Fatih’i koruyan bir kanuna ihtiyaç duyulmadığı halde M.Kemal Atatürk’ü kanunla koruma ihtiyacı duyulmasının sebebi nedir? Hz. Ömer için bile koruma kanunu çıksa şüphelenmez misiniz?

5- Sorgulayıcı olmamızın, taraftar ve muhalifleri beraber okumamızın ne gibi zararı olabilir?

Alper Kibar : Ben sizin tayfaya değil tarih kitabı, cin ali kitabı bile önermem. Ne önersem ideolojilerinizin etkisinden çıkmayacağınız için bu gayrete girişmeyeceğim. O yüzden geç o işi. Şimdi gelelim senin karın ağrılarına(gerçi anlatsam da bi kulağından girip ötekinden çıkacak ama ben yine de insanlık görevimi yapayım. Belki birileri yanlışından sapar)


  1. Hatıratların tarih nezdinde kesin bir geçerliliği yoktur. Doğru veya yanlış olmalarının hiçbir önemi yoktur. Hatıratlar, tarihi kanıt olarak sayılmazlar. Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın her yerinde böyledir. Hele ki kesinliği tartışmaya açık ise hiç girmeyin bu topa, sizi fena üzerler.



  2. Kimse onu Atatürkü tenkit etti diye delilikle suçlamadı. Yazdıklarında büyük tutarsızlar, çelişkiler ve bu sorunlardan muzdarip olduğu bariz bir şekilde belliydi. Kendi gibi olmayan herkesi aşağılayan birinin psikolojik sorunları olmadığına nasıl kanaat getirdin?



  3. Atatürk, Latife Hanımın isteği ve bildirmiş olduğu vasiyeti doğrultusunda hatıratlarının kimsenin okumasını istemedi. Aynı zamanda ikinci kuşak yakınlarına da bu konu hakkında konuşulmasını bizzat Latife Hanım yasaklamıştır. Latife Hanımın yasaklamış olduğu hatıratlara nasıl ulaştığınızı da merak etmiyor değilim. Bu yaptığınız büyük bir suç bu arada. Kişinin vasiyetini çiğnemek, özel hayatın gizliliğine saygısızlık suçlarından başınız belaya girebilir. Kişinin ölmüş olması bunu hiçbir şekilde değiştirmez.



  4. 5816 sayılı kanun, Atatürke yönelik eleştiri yapılmasını veya onun hakkında tarihi gerçeklerlerin ortaya çıkmasını yasaklamak için değil, ona hakaret edilmesini yasaklamak için konulmuştur. Ötekilerini korumak için herhangi bir kanuna ihtiyaç yok, çünkü hiç kimse onlara mesnetsizce iftiralar atıp hakaretler etmiyor(sizin Atatürke yaptığınız gibi). Ayrıca bu kanunu chp değil, dp çıkartmıştır. Sayenizde kendi atalarına iftira atıp hakaret eden tek millet olduk.



  5. Sorgulamanıza hiç kimse bir şey demiyor, ama birilerine iftira atmak, saygısızlık yapmak, hakaret etmek sorgulamak değildir. Sorgulamak, sevmediğin birisi veya ideoloji hakkında çarpıtılmış bilgilere gözü kapalı inanmak değildir. Biz sorguluyoruz diye beni yemeyin. Fıtratında kula kulluk etmek, birilerine itaat etmek, biat etmek olan birinin sorgulayıcılığı tartışmaya açık bir konudur. Bu kişi ben sorguluyorum diosa uzak dur ondan, selamı sabahı kes. Mahallede gördüğün zaman da tanımıyormuş gibi yap.


**Ahmet Ziya Hoca :**Düşüncelerinize karşı düşüncelerimi yazmayacağım fakat hatalı bilgi ve ifadelerinizi düzeltmemi anlayışla karşılayacağınızı umuyorum:

1-Bırakınız vefat etmiş tarihi bir şahsiyeti size bile hakaret ifade eden bir cümlemizi gördünüz mü? Hakaret edenler olabilir fakat şimdi benimle yazıştığınıza göre, sizin hakaret ihtiva eden sözlerinize bile mukabele etmeden sadece fikirlerimi beyan etmeme rağmen neden genelleme yapıyorsunuz?

2- Latife Hanım yazdığı hatıratın ne zaman yayınlanacağını kendisi vasiyetinde yazıp belirtmiş. O tarih gelmiş, hem kendisi hem de eşi M.Kemal vefat ettiği halde yayınlanmasının engellenmesini izah etme imkanı varsa onu bilmek isterim. Yoksa kendisi yayınlanmasını istemediği bir hatıratı neden yazsın? M.Kemal de her hükümdar gibi bir insan, doğru ve yanlışı olabilir. Bunları bilip ibret alma hakkımız yok mu? Peygamberimiz Hz. Muhammed’in zellelerini (hatalarını) bile konuşabiliyoruz. Öyle değil mi?

3- Ben 5816 yı kimin çıkardığını zikretmedim. Buna rağmen DP çıkarttı deyip beni tekzip eder gibi yazmanız, DP yi savunur gibi göstermenize ne gerek vardı?

4- Rıza Nur Bey 2 farklı branşta uzman olan bir hekim. Yazdıklarını okusanız psikolojisinin çok yerinde olduğundan hiç şüphe etmezsiniz. Yazdığı her şeye onay vermek zorunda değiliz. Ama okunmasını yasaklamak asla onaylanamaz.

5- Latife Hanımın hatıratını bastırmak engellenmiş olsa bile okunması yasaklanmış değil. Bizim okumamız sizi neden rahatsız etti anlayamadım?

Alper Kibar : Sırf senin ideolojine uymuyor diye gerçek değişmez, gerçek gerçektir.

Propagandası da olmaz. Görüş ve olguyu birbirine karıştırmayın ve ikisi aynı şeymiş gibi lanse etmeyi kesin. dpyi özellikle belirttim, çünkü sen bu kanunu cehape getirdi diyip Atatürk Türkiyesini suçlayacaktın. Atatürkün hatalarını konuşabiliosun ki zaten, 5816 yasasının buna engel olmadığını ne zaman anlayacaksın? Yasa sana “Eleştirebilirsin veya hakkındaki gerçekleri söyleyebilirsin ama hakaret edemezsin” diyor, şu beynin şunu alsın artık. Genellemenin sebebiyse seni diğerlerinden daha spesifik yapan bi özelliğin olmayışı, hepinizin aynı yerden gelmesi ve aynı saçmalıkları sayıklaması. Senin yazdıklarını ilk defa okumuyorum. Herhangi bir Türk, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olan birisi zaten bu yalanları her gün papağan gibi tekrarlıyor. Her kim size bildiklerimizin yanlış olduğunu söylese hemen onu sabetay, yahudi, mason damgası vuruyorsunuz(senin Erliğe yaptığın gibi). muhammedin günahlarını konuşabiliyoruz diye kimseyi kandırmaya kalkmayın. Değil günahını, eleştirilmesine bile karşı çıkıp eleştirene ana avrat sövüosunuz. Senin okuyup okumaman benim umurumda değil, beni ilgilendiren sen nasıl bi insanın özelini ihlal ediyorsun? Hatıratlarının okunmasını istemediğini vasiyetiyle bildiren birinin vasiyet hakkını nasıl hiçe sayarsın? Atatürk, Latife Hanımın hatıratlarının yayınlanmasını Latife Hanımın isteği üzerine yayınlanmasını yasakladı. Bu vasiyetin herhangi bir süresi de yok. Sonsuza kadar geçerli. Algı yapmayı kes o yüzden. **Ahmet Ziya Hoca :**Yanlış bilgilerle doğru savunulmaz. Bilgilerin yanlış.

Alper Kibar : İstediğin kadar zırvala burda. Atatürk düşmanlığı yap, tayyibi öv, popcorn videoları at. Gerçek, sırf senin ideolojine uymuyor diye onu yalanlayamazsın. Biraz ilkeli ve omurgalı olun. Şu hayatta tek vasfınız insanları din kisvesiyle kandırıp Atatürke ve Cumhuriyete düşmanlık etmek/ettirmek. Bu düşmanlığı etmenizi bile bu ikisine borçlusunuz. Atatürk döneminde bunu yapsaydınız görürdüm o zaman ben sizi. O acınası ve beş para etmez hayatlarınız için Atatürke yalvarışlarınızı yakarışlarınızı görürdüm. Atatürk az bile yapmış size. Niye Lenin gibi hanedanla birlikte kadın çoluk çocuk demeden topunuzu kurşuna dizmemiş ki? Al sana Atatürkün hatası. Sizi böyle kurşuna dizmemiş ki seneler içinde fare gibi çoğalıp türediniz, yokluğunu fırsat bilip akpden ve refahtan cesaret alıp onun hakkında mesnetsizce konuşabiliyorsunuz. Son kez söylüyorum, aklınızı başınıza alın. Kaldıramayacağınız bir yükün altına giriyorsunuz. Seneler önce fetö için de böyle uyarılar yapıyordum ama hiçbiriniz oralı olmadınız, sonrası malum. Eğer ki beni dinlemez, yol yakınken bu kinden ve düşmanlıktan vazgeçmezseniz başınız çok ağrıyacak. fetö mevzusunda olduğu gibi bunda da yine ben haklı çıkacağım. Kaçarı yok. **Ahmet Ziya Hoca :

**Alper Bey, biz Allahtan başka kimseden korkmayız; kullara kulluk da etmeyiz. Siz bizi kendiniz gibi zannediyorsunuz… Ölmüş bir faniye düşmanlık yapacak kadar da alçalmayız. Sadece onun adına yapılan hata ve haksızlıkları tenkit ederiz… Bütün bu tavrımız, inancımızın gereğidir. Siz hangi dine mensupsunuz bilmem ama ben müslümanım. İnancıma ters bir hareketi Ak Parti veya Pak Parti de yapsa tenkit ederim. Çünkü biz partici de değiliz… Siz M.Kamal Atatürk’ün arkasına sığınarak havlarsınız. İşte bu kula kulluktur… Şunu da ifade edeyim ki siz bizi tehdit edecek konumda değilsiniz; çünkü sizin devriniz bitti. Fosil durumundasınız… Hakaretten başka bir şey bilmez; fikir beyan edemezsiniz. Çünkü sizden farklı düşünenleri tanımaz, bilmez ve fikirlerini de okumazsınız… Yazdıklarınızı not ettim. Küfürbaz, saygısız ve edepsizliği maharet saysanız bile bunların hesap gününde karşınıza çıkacağını bilmez düşünemezsiniz. Çünkü siz ağızınızı bile kıçınız gibi kullanıyorsunuz. Kirlenmiş ağızınıza alamayacağınız kelime yok. Biz ağızımızı temiz tutmaya özen gösterir; dikkat ederiz. Siz bunu korkaklık zannedersiniz. Haddinizi bilin; itham, küfür ve hakaret üslubunuzdan vazgeçin; fikriniz varsa yazın; yoksa susun…

Alper Kibar : Ahmedim, yazdıklarından alıyorum o korkuyu. Hükümetin değişme korkusunu, gelecek olan yeni hükümetin hesap sorma ve yargı önünde hesap verme korkusunu. Hiç öyle allah korkusu diyip geçme, alırım ben korkunun kokusunu. Sen ve senin gibiler köpek gibi korkuyorsunuz bu saydıklarımdan. Benden saklayamazsın o korkuyu. Zamanı geldiğinde hepiniz döneceksiniz, “biz öyle demek istemedik şöyle demek istedik” diye zırlayışlarınızı görücem sizin. Yapmadığınız şey değil sonuçta topaçlık. Başlatma şimdi partine, siz menderes döneminde ortaya çıkan, Erbakan ve fetö sayesinde güçlenen, Erdoğan ve AKP sayesinde şımarmış, gücü elinde tuttuğunu zanneden bir avuç orta doğu faresisiniz. 2023 sonrası dürücez sizin o defterinizi, canını sıkma sen. Umarım o zamana kadar geberir gidersin de kurtulursun, yoksa ölmediğin her gün için pişman olacaksın. Ayrıca senin yaptığına ne demeli? Din gibi insanların kutsal saydığı değerlerin arkasına sığınıyorsunuz bir avuç ezik gibi. Atatürkü eleştiriyorsunuz da, niye 5816 sizin için bi sorun? Bu yasa eleştiriyi değil, hakareti yasaklıyor diye kaç kere söyleyecem sana? İlle o kalın kafana anayasa kitapçığı mı fırlatmak lazım? Hem zaten ona değil hakaret etmek, eleştirmek bile size 4 5 numara büyük gelir. Sen gibi bi avuç orta doğu faresinin işine gelmiyor diye kimse bu yasayı kaldırmaz. Bize fosil diyen adam nedense 1400 sene ölüp gitmiş muhammedin saçmalıklarına tapıyor. Beni eleştirmeden önce kendine bak. Ha bu arada, ben allahtan da korkmam. Çünkü allah diye bir şey yok.

**Ahmet Ziya Hoca :**Cücelerin devlere meydan okuması gibi gülünç duruma düştüğünün farkında bile değilsin. Siz zavallı ve açınacak bir durumdasınız. Onun için size kızamıyor; acıyorum. Allah’ın sizin korkmanıza ihtiyacı yok; sizin hesap gününden korkmaya ihtiyacınız var. Ölmekten kurtulma imkanınız var mı? Varsa korkmamanızı anlayabilirim. Yoksa zavallı bir acizin cehalet yiğitliği çok komik olmuyor mu? Bir gün ölümle karşılaşıp, akrep ve yılanlarla buluşacak; onların yemi olarak maskara olacaksınız. Var mı sizi koruyacak bir zırhınız? Yoksa M.Kamal Paşanın sizi koruyabileceğini mi zannediyorsun? Yoksa çok sevdiğiniz M.Kamal Paşanızdan hemen vaz geçip buluşmayacağınızı mı söyleyeceksiniz? Onu toprak olup yok olmuş; gitmiş mi kabul edeceksiniz? Eğer öyle derseniz yere batsın sizin sevginiz? Biz sevdiklerimizle ebedi alemde buluşacağımıza, beraberliğimizin zevkini yaşayacağımıza inanırız. Yoksa siz hayvanlar gibi yok olup gideceğinize mi inanıyorsunuz? Yok yok, İstemeseniz bile orada sizinle karşılaşıp buluşacağız; bu yazdıklarınızı ben hatırlatmama nezaketi göstersem bile, sizin kendi eliniz ve diliniz dillendirip boynunuzu bükmüş hale sokacak. Zalim ve inkarcılar için yaşasın Cehennem demeden önce size bunları hatırlatmak isterim. Zannettiğiniz gibi menfaatçı değil merhametle yaklaşıyor; size acıyorum.

**Alper Kibar :**Cüce kendine dev aynasından bakmış, kendini dev sanmış. Sizin gücünüz yok, o zamanlar 800 900 sene önceydi. Siz de kendinizden öncekiler gibi yalan olup gideceksiniz. Beni cidden allahla ve cehennemle korkutabileceğini mi sanıyorsun? Ayrıca sen benden daha korkuyorsun ölümden. Çünkü her an geberip gidecekmişcesine görmediğin ve var olduğunu iddia ettiğin tanrıya yalakalık yapıosun. Bunu niye yapıosun bilio musun? Başka bi vasfın yok da ondan, dünyaya savaş açmış psikopat bir sapıksın da ondan, Dünya hayatını herkes gibi yaşamayı beceremediğin için yapıosun da ondan, Dünya seni kabul etmediği için acısını insanlara din satarak çıkarmak zorundasın da ondan, sıradan işleri yapamayacak kadar beceriksiz olduğun için dine sarıldın ve insanlara din satıyor, misyonerlik yapıyorsun. Ne de olsa sermaye yok, kazanç çok. Senin gibi yalakalık yaparak cennete gideceğime, kandaşlarımla onurumla cehennemde yanmayı tercih ederim. Sen insanlara din satan, Türk Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı pazarlayan şarlatandan başka bir şey değilsin. Sizin asıl derdiniz Atatürkün hatalarını yazmak veya ortaya çıkarmak değil. Tamamen kuyruk acısından kaynaklı bu kininiz. Çünkü o zamanın fetölerini darağacında armut gibi sallandırdı, buna senin gibi insanlara sahte din pazarlamaya çalışan şarlatanlar da dahil. İnan bana inandığın dine göre sen, Atatürkten çok daha büyük bir günahkarsın.

**Ahmet Ziya Hoca :**Dünyada sizin yaptığınız ve yaşadığınız fakat bizim becerip yapamadığımız veya yaşayamadığımız için mahrum kaldığımız neler var. Sayıp dökün ve yazın ki istifade edelim. Sadece küfür ve itham etmeyi mi bilirsiniz; başka söyleyip yazacak bir malzemeniz yok mu..? Biz zayıflık ve acizliğimizin farkındayız; öleceğimizi de kabul ediyor ve ona göre yaşıyoruz. Siz öleceğinizi inkâr edemediğiniz halde hiç bir hazırlığınız yok. Gafil olarak yaşamayın diye size yapılan uyarıları da dinlemek ve anlamak istemiyorsunuz.. Madem cehennem ateşine dayanabileceğiniz inancındasınız, dünya ateşine sadece bir parmağınızı bir dakika tutun da yiğitliğinizi görelim… Siz beni “İnkârcı zalimler için yaşasın Cehennem” dedirtmeye çalışıyorsunuz ama söylemeyeceğim. Çünkü sizin inkârcı zalimlerden olmanızı istemenin bana bir faydası yok. Size Hidayet nasip etmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.

NOT: Üslubumdan dolayı tenkit yazan arkadaşlara yazdığım aşağıdaki kıssayı sizinle de paylaşayım:

Alper Kibar kimdir, niçin yazma ihtiyacı duymuştur..? Üslubunda ağıza alınmayacak ifadelerinden neler, niçin hazfedilmiştir..? Maksadı nedir..? Bunları bilenle bilmeyenlerin düşüncesi aynı olamayacağı gibi üslubu da aynı olamaz…

Size yaşanmış bir kıssa anlatarak merhum babamın rahmetle anılmasına vesile olayım:

Babam 2.Abdülhamid döneminde doğmuş, ittihatçılar döneminde de ilkokul okumuş Osmanlı beyefendisi bir insandı. Fiilen tezgâhını kurup yaptığı yedi san ’at sahibi olmakla birlikte, “Saatçi Hoca” olarak maruftu…

Büyük amcalarım, yani babamın amcalarından biri İsmet Paşa’nın silah arkadaşı diğeri de aile doktoru olan maruf insanlar olduğu için babamın etkin ve rahat hareket edebildiği bir çevresi vardı; ezilmeden istedikleri gibi hareket edebilmeleri CHP’li olmalarından kaynaklanıyordu…

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında, gurbete çıkmış ve Bafra’nın Alaçam bölgesinde İmamlık yapması için davet edilmiş ve deneme cuması kıldırması istenmişti. Babam davete icabet edip davet edildiği camide cumadan önce vaaz etmiş ve cuma namazını kıldırıp cami dışına çıkarak cemaatle sohbet ettiği bir sırada, takım elbiseli, kravatlı bir kişi babama yaklaşıp “hoca, bende bir soru sorabilir miyim” deyince herkes sustu. Babamın “buyurun beyefendi” demesi üzerine, takım elbiseli ve kravatlı kişi: “Malum Hz. Âdem çamurdan yaratıldı. Bu çamura Allah saman kattı mı, katmadı mı..?” deyince babam durdu. Ne diyeceğini düşünürken, bir kaç metre öteden gelen yerli bir adam,

”Hocam bu sorunun cevabını ben verebilir miyim..?” diyerek babamı rahatlattı. Babam ona da buyurun diyerek söz hakkı vermek zorunda kaldı. Söz hakkını alan yerli adam “takım elbiseli kravatlı adama” dönerek “hayır katmadı” dedi. Takım elbiseli kravatlı adam: “katmadığını nerden biliyorsun?” deyince, yerli adam: “katsaydı ananın … (bilmem neresi) çatlak olmazdı” deyince, dinleyenler kahkaha tufanına boğulmuş…

Yerli adam, babama dönerek “Hocam kusuruma bakmayın, hem sözünüzü kestim hem de biraz müstehcen konuştum ama bu adamı siz bilmezsiniz; biz bunu yakından tanır; anladığı dilden konuşmasını biliriz.” onun için sizin ezilmenizi istemedim; diyerek sohbeti noktalamakla kalmadı; babamın cemaatle imamlık konusunda anlaşmasını da sağlamış oldu.

25.11.2021