KISSADAN HİSSE
İmamı Azam Ebu Hanife, ders halkasında talebelerine Rü’yeti Hilal konusunu anlatıyor. Dizlerindeki rahatsızlık sebebi ile talebelerine mazeret beyan ederek ayaklarını uzatmış vaziyette iken, halkaya katılmak üzere, uzun boylu sarık ve cübbesi ile heybetli, ilim adamı görüntüsü olan, yabancı bir kişinin yaklaştığını görünce, hürmet ifadesi olarak, ayaklarını toparlama ihtiyacı duyar…
Ders bitmiş, soru cevap faslına geçilmiştir. Gelen yabancı da izin isteyerek bir soru sormak ister. Talebeler ve Ebu Hanife merakla söz hakkını misafire bırakırlar…
Ders halkası misafiri olan ilim adamı görüntülü kişi: “ya imam, Şevval hilali görüldüğü halde bayram olmazsa ne olur..?” deyince, adamın, görüntüsünün aksine, cehaleti ortaya çıkar; ilgi ve merakın dağılmasının verdiği rahatlıkla Ebu Hanife ayaklarını tekrar uzatır…
Onun için ecdadımız: “Biliyorsan konuş; ibret alsınlar. Bilmiyorsan sus; adam sansınlar.” demiş…
Ne güzel bir nasihat değil mi..?
NOT: Gerçi günümüzde Şevval hilali görüldüğü halde bayram yapılmayan uygulamalar da görmedik değil, soru sahibinin sorusunun cevabına, gün gelip ihtiyaç olabileceği, cehaletin bu kadar yayılabileceğini İmamı Azam Ebu Hanife tahmin edememiş. Sahi, Şevval Hilali görüldüğü halde bayram olmazsa ne olur..?
Hiç bir şey olmaz; Ebu Hanife’nin, yanında ayaklarını uzatmakta mahzur görmediği adamın ruhu şad olur…(!)
Yine de merak edenler için bir ipucu vereyim; Rü’yeti Hilal konusunda Tayyar Altıkulaç Hoca ile yaptığımız yazışmaları okursanız “Sarıklı Cübbeli ilim adamı görüntülü” ders halkası misafirine karşı cahil muamelesi yapmakla, Ebu Hanife’nin kendisine haksızlık ettiğini anlarsınız…
Aşağıdaki linki tıklayarak merakınızı gidermeniz mümkün…
24.09.2021 Üsküdar
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Tayyar Altıkulaç Hoca ile Ahmet Ziya Hoca’nın Yazışmaları