M.GORMEZ HOCAYA BAZI SORULAR VE BİR TEKLİF TASLAĞI

Muhterem Mehmet Görmez Hoca’ya السلام عليكم

Kemal Öztürk Bey’in sizinle yaptığı mülakatı bugün kısmen dinleme imkânı buldum…

Çok uzun yıllar (41 yıl) Mekke oturumlu yaşadığım için, olup bitenleri yakından takip etmekteki açığımı telafi etme gayreti içindeyim…

Sizinle yakından tanışma imkân ve fırsatım olmadı maalesef Ama Arafat’taki dualarınızda âmin deyip beraber olmuş; uzaktan da olsa aynı ortamda bulunmuşuz…

Tayyar Altıkulaç Hoca ve Sami Uslu Bey ile uzun uzun yazışmalarımız oldu. Onlara da söyledim. Size de yazıp yorumunuzu öğrenmek istediğim bazı hususlar var; müsamahanıza sığınarak arz etmek isterim:

1- DİB merkez yönetimi ve teşkilatı, halkla gönül bağı oluşturamadığı gibi, kendi personeli ile de gönül bağı oluşturmayı başaramamıştır. Oluşan bu boşluğu, bazen iyi niyetli bazen de istismarcı gurup ve cemaatlerin doldurmaya kalkması hem devlet hem Diyanet ve hem de halk için sıkıntılara yol açmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2- DİB Başkanlık ve merkez teşkilatının, teşkilatta görevli olmayan ehli ilim insanlarla ilişkileri, istişare ve fikir alışverişleri de sağlıklı bir zemine oturmamış, zamanla sürtüşmelere yol açmış olmasını nasıl yorumluyorsunuz.?

3- DİB ve merkez teşkilatı, devlet penceresinden bakıp, samimi gayretli insanlarla teşriki mesai kurup yönetme ve yönlendirme anlayışı yerine, uzak durur görünerek, iyi kötü ayrımı yapmadan, karşı duruş sergilemesi, bu insanlara yapılan zulme, haksızlığa karşı çıkamasa da moral destek olabilecek yaklaşım sergileyememesi, kabul edilebilir bir tavır mıdır…?

4- İslam’ın ruhu ve özünü anlayıp yaşamak yerine, şekillere bağlılık anlayışının yerleşip öne çıkmasının kabahatini sadece Müslümanlara yüklemek, resmî ideoloji ve devlet iradesinin bu yöndeki arzu ve teşvikini görmemek, tenkit etmemek adil bir yaklaşım olabilir mi…?

5- Nokta ihtisaslarla yaygınlaştırılan cehaleti, akademik unvanlarla taçlandıran bir anlayışın tarlasında, Ahlaklı Müslüman veya ilim adamı yetiştirebilmek kolay bir iş midir…?

6- Sistemin “Bataklıkları” nı görmeden, sadece sinekler mesabesindeki “Müslümanları” kusurlu görüp tenkit etmek yerine, sistemin yanlışlarını ortaya koyup, çözüm alternatifleri üretmeye öncelik veremeyişimizin sebebi nedir…?

7- Bu ülkede, yalan söyleme pahasına, resmî ideolojiden yana tavır koyup sadece verilen talimatları uygulayan D.İ.Başkanları yanında namaz kılmayan Başkanlar da görmedik mi..? Bu şartlarda Samimi, İhlaslı, Şuurlu Müslümanlığın öncülüğünü kimden nasıl bekleyeceğiz?

8- Demokratik Laik Müslümanlık dayatanlara söyleyecek hiç bir sözümüz yok mu..?

Değerli Hocam, Bir iki ay önce, seçme ve seçilme şartları ve sistemi üzerine, bana sorulan bir soruyu, Fıkıh alanında bilinen 10-12 akademisyen hoca ile paylaşıp fikirlerini sordum. Verilen cevapları değil ama soruyu sizinle de paylaşmak isterim. Çok basit dokunmalarla güzel sonuçlar alınabilecek konuları bile gündemimize almayı başarmamız gerekmez mi…? Devamlı başkalarının belirlediği gündem yerine, kendimizin oluşturduğu gündemleri konuşmayı ne zaman başarabileceğiz…?

Selam ve hürmetlerimi arz ediyorum…

Nisan 2020

Ahmet Ziya İbrahimoğlu

Soru: Bugünkü sistemdeki seçme ve seçilme şartlarını daha faydalı, standardı daha yüksek hale nasıl getirebiliriz…?

Taslak Teklif:
Sicilinde aşağıdaki suçlardan herhangi birini işlenmiş olduğu yargı kararı ile sabit olanlar, seçme ve seçilme hakkından 10 yıl süre ile men edilir; kamuda idareci olamaz ve yargı sisteminde de görev alamazlar. Belirlenen süre sonunda alışkanlıkların sürdürüldüğü, belgeye dayalı olarak, iddia edilenlerin men süresi yargı kararı ile uzatılabilir. Yargının uzatma kararı olmadığı sürece yasak otomatik olarak kendiliğinden ortadan kalkmış olur.

1- Eşini aldatan, zina eden erkek ve hanımlar,
2- Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirenler,
3- İçki, kumar, uyuşturucu alışkanlığı sabit olanlar,
4- Çek veya senet verip ödemekten imtina eden, sözleşme imzalayıp gereğini yerine getirmeyenler, 5- Rüşvet aldığı veya verdiği sabit olanlar,
6- İnsanlara ve hayvanlara işkence yaptığı sabit olanlar,
7- İnsan öldürdüğü sabit olanlar,
Bu şartların bilinir ve uygulanabilir olması için, sicil anlayışını yeniden düzenleyip, dizayn ederek, eğitim kurumlarında, asker ve sivil diğer bütün kurumlarda buna göre yeni bir sistem oluşturmak gerekir…

Ayrıca seçimler kademeli yapılmalı,
Köyde veya mahallede muhtar ve köyü veya mahalleyi temsile yetkili kişiler seçilirken, seçenlerde umumi vasıflar dışında vasıf aranmaz; sadece seçilenlerde vasıf aranır. Ondan sonra ilçe, il ve ülke genelindeki idarecileri seçecek olanlar, ilk derece seçimlerinde seçilmiş vasıflı insanlar olmalıdır. Bu vasıflar toplumun ortak değerlerini dikkate alarak hazırlanmalıdır. Bu konuda ne düşünürsünüz muhterem hocam..?

17/04/2020
Ahmet Ziya İbrahimoğlu