MÜRTEDİN  CEZASI  İLE  İLGİLİ İDDİA ÇOK, KAYNAK  ve  ŞAHİT  GÖSTEREN  YOK

Mürted’in cezası ile ilgili olarak, من ارتد دينه فاقتلوه “Men irtedde dinehu fa’ktüluhu = Dininden döneni öldürün” Bu hadisin devamında, ve inkane bağıyen, و إن كان باغيا eğer devlete baş kaldırır, bağıy olursa, ilavesi vardır.

(İddiasına Kaynak zikreden Yok)

Kur’anı Kerim’i ve Sünneti Nebiyi muteber kaynak görüp, Resulullah’ın ve Ashabının uygulamalarını tevil ederek, kendi aklını ve anlayışını merkeze koyan, usul ve kaide bilmeyen, tanımayan, aynı konuda kendisinden önce yazılıp söylenenleri ve gerekçelerini okuyup doğru anlamayan, cezaların ağırlığının sebebi hikmetine kafa yormayan, içinde yaşadığı toplumun algılarına ters düşmekten, baskılara maruz kalmaktan korkan, İngiliz proje ve telkininlerinden etkilenen, çağdaş özgürlük ve haklara ters düşüp dışlanabileceği vehmine kapılan, akademik ünvanların cazibesi peşinden sürüklenen, Şeytan iğvalarından kurtulamayan, saçmalamayı farklı görüş beyan etmek zanneden insanların çoğaldığı bir dönemde yaşıyoruz.

Bunların yanında, bir de, bu fikirleri üreten merkezlerin kiralık pazarlayıcıları vardır; bu proje şahsiyetlerin görüşlerine karşı görüş beyan edecek seviyede bilgi sahibi olmayan, sadece şovmenlik kabiliyeti sebebiyle arzı endam eden şöhret budalaları vardır. Bunları birbirinden ayırt etmek her zaman kolay olmadığı gibi, herkesin işi de değildir.

Elbette bilgi birikim, ihlâs ve samimiyet sahibi ilim ehli araştırmacı ve akademisyen hocalarımızın varlığını da inkar etmiyoruz. Bunların bir kısmı değişik sebeplerle sessiz kalmayı, bir kısmı da elinden geldiği kadar doğruları, kaynaklarına izafe ederek, anlatıp yazmanın, ifade etmenin gayreti içerisinde olduğunu görüyor; biliyoruz. Fakat bunların çoğu münferit gayret içerisinde oldukları için etkili olmakta yetersiz kalıyor. Asrımızın şartları münferit görüş ve gayretlerin verimli ve yeterli olmasına imkan vermiyor. Bir araya gelip çağdaş dert ve sıkıntılarımızı, müzakere ederek ortak çözümler üretmek zorundayız. Bunun öncülüğünü hakkı ile yapabilecek kurum ve kuruluşlara ihtiyacımız var. Bu kurumlar yok demiyorum ama yeteri kadar aktif değil, muktedir alim ve öncülerden mahrumuz. Nazariyatla uygulamayı geliştirip denetleyen, ağzı olanın konuşup yazması yerine, bilgisi olanın dinlenip itibar gördüğü bir mekanizma oluşturmak zorundayız.

Mürtedin ve Zaninin cezası gibi hassas konulardaki Nasları, Peygamberimizin ve Sahabenin uygulamalarını ve selef alimlerin anlayış ve izahlarını öncelikle doğru anlamak ve sebebi hikmetlerini iyi kavramak zorundayız. Mürtedin ahiretteki cezası ile dünyadaki cezasını karşılaştırıp hangisinin daha şedid olduğunu, dünyada uygulanan cezanın mürtedin lehinde mi aleyhinde mi olduğunu, mürtede uygulanan cezanın ahirette onu nelerden nasıl kurtardığını, Zani ve Zâniye cezası ile benzerliklerini enine boyuna düşünüp karşılaştıran, muktedir ihlaslı ve samimi alimler, söylediği her şeyin delil ve şahidini ortaya koymuştur; farklı görüşler ortaya atıp yazanlar da delil ve şahitlerini göstermek zorundadır.

Kur’anı Kerim, Mürted için nihai cezayı açık ve net bir şekilde beyan etmekte ve “… İçinizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, dünyada ve âhirette amelleri boşa gidenler işte bunlardır. Cehennemin dostları da bunlardır ve orada onlar devamlı kalıcıdırlar.” (Bakara 217) demektedir. Ayeti kerimede ifade edilen dünyadaki amellerin boşa gitmesi nedir, nasıl gerçekleşir? İşaretin delaletini düşünmek zorunda değil miyiz?

Dünyada ve ahirette amelleri heba olup ebediyyen cehenneme mahkum kalmayı, doğru değerlendirip iyi anlayamayan, Allah Resulü’nün murted için beyan edip uyguladığı cezayı anlama zorluğu yaşayabilir. Oysa mürted için dünyada uygulanan ceza Allah’ın rahmet ve mağfiretinin bir tezahürüdür; ahiretini kurtarma vesilesidir. Amellerinin heba olmasını ortadan kaldırma tecellisidir.

Murted olma fiili nasıl gerçekleşir? Nasıl sübut bulur? Elbetteki dini terkeden herkes hemen infaz edilmez; bunun da bir yol ve yordamı vardır. Bunları da iyi inceleyip doğru anlamak gerekir ki konuyu bir bütün olarak doğru anlayıp doğru değerlendirmek mümkün olabilsin. Yoksa parçalar üzerinde durmak bazen bütünü görmemiz için yeterli olmayabiliyor.

Recm cezası da Murted cezası gibi hatalı algılanan ve yanlış değerlendirilen konulardandır. Bu konuda yazdığım uzun değerlendirme yazımı okuma zahmetine katlananlar, her iki konuya da daha geniş zaviyeden bakma imkanı bulabilir. Sadece yazımın linkini vermekle iktifa ediyorum.👇

İşte bizim bu görüşlerimizi dayandırdığımız belge ve şahitler. Siz yazdıklarınızın delil ve şahitlerini neden göstermiyor, gösteremiyorsunuz?

Yoksa siz metre ile değil de kendi karışınızla mı ölçüyorsunuz? Biz metreyi ölçü birimi kabül etmeyenlerin ölçü ve görüşlerine itibar etmiyor; değerlendirmelerini de ciddiye almıyoruz. Arz olunur. 23.06.2024  OF

Ahmet Ziya İbrahimoğlu

Bilgi, delil ve şahitler için: 👇

https://islamqa.info/amp/ar/answers/307788

👇

https://islamqa.info/ar/answers/234071/لماذا-لم-يعاقب-النبي-صلى-الله-عليه-وسلم-المنافقين

👇

https://islamqa.info/ar/answers/14231/بعض-احكام-الردة-والمرتدين

👇

https://islamqa.info/ar/answers/277442/هل-صح-عدم-اقامة-الحد-على-المرتد-في-عصر-النبوة-وان-عمر-كان-يرى-الاكتفاء-بسجنهم-فقط

👇

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slam’da_dinden_%C3%A7%C4%B1kma

Ebubekir Sifil Hocanın Görüşü:👇