Şapka ve Fötr Giydirme Zulmünü Yaşayan Hocalar

Of’un meşhur Kıraat alimi M.Rüştü Aşıkkutlu Hocamızın evinde iki sene kalmış, hem talebelik hem de evlatlık konumunda ilim ve terbiyesinden istifade etmiştim.

Çocukluğumdan beri doğal davranıp doğal yaşamaya meyyal bir yapım olduğu için hasbi davranıp düşündüğümü sormaktan çekinmezdim.

Hoca efendi Of ilçesinin resmi vaizi idi. Haftada bir gün Of’a gidip vaaz ederdi. Of’a giderken de başına şapka giyer; döndüğünde evin bir köşesine sallayıp fırlatarak atardı.
Yine Of’un meşhur alimlerinden Hacı Ferşat efendinin eniştesi Hacı Muhammed efendiden “Kendi tercih ve isteği ile başına şapka giyenlerin kafir olacağını” duyduğum için, M.Rüştü Aşıkkutlu hocama, çocukluk saflık ve doğallığı ile bu bilgiyi aktarıp neden şapka giydiğini sordum. Yola çıkmak üzere olduğu halde geri döndü; oturup beni karşısına aldı ve tane tane konuşup bana şöyle bir izahatta bulundu:
Fetvayı Ali Efendi isimli bir Osmanlı fetva kitabının olduğunu bana bildirip öğrettikten sonra, o kitapta şöyle bir fetva var; deyip özetle şöyle bir bilgi aktardı:
“Bir kimse gayri müslim bir kişiden bir inek satın alsa, ineğin eski sahibi şapkalı kafir bir kişi olması sebebi ile inek şapkasız kişiye süt vermediği anlaşıldığında, ineğin yeni sahibi olan müslüman şapka takarak ineği sağmak zorunda kalsa, kafir olur mu sualine, el cevap olmaz der ve gerekçesini de, müslümanın şapka takmaktan maksadının ineği sağmak olduğu, kafire benzemek olmadığı şeklinde açıklar.” Sehpada idam edilmiş insan gören bir hoca olarak ben bu fetvaya binaen şapka giyiyorum. Gördüğün gibi ineği sağma dışında da kullanmıyorum. Sadece Of’a giderken kullanıyorum; diyerek benim de olurumu aldı ve evden öyle çıktı.

1963-64 yıllarında 9-10 yaşında bir çocuk olmama rağmen Hoca efendinin bana yaklaşımı örnek alınacak ibretlik bir yaklaşımdır. Kıraat İlmindeki maharetinden daha etkili olan edep ve ahlakı bizim beynimize ve gönlümüze nakşolmuştu.

Hiç bir talebesine sözlü veya fiili hiddet veya şiddet kullanmadığı halde ona olan sevgi ve saygımızı, onun kadar hak eden başka bir hoca tanımadım. O talebelerine sadece hocalık yapmaz, müşfik bir baba gibi davranırdı. Bu vesile ile hayatımda silinmez izleri olan muhterem hocamı saygı ve hürmetle yad ediyor; ruhunun şad olmasını, kabrini cennet bahçesi kılmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

25/07/2024. OF

Ahmet Ziya İbrahimoğlu

Konu İle İlgili Değerli Hocamız Ali Rıza Demircan Hoca’nın şu makalesini de okumanızı Tavsiye Ediyorum: