SEYİT DEĞİL SEYYİD
Sözlükte “efendi, bey, önder, sahip, faziletli, kerim” gibi anlamlara gelen seyyid kelimesi (çoğulu sâdât) Kur’ân-ı Kerîm’de “toplumda seçkin bir yere sahip olan kimse” (Âl-i İmrân 3/39) anlamında kullanılır.
Bu güzel vasıflar, Resulullah (sav) soyundan gelenlere layık görüldüğü için onlara Seyyid denmiştir. Resulullah’ın (sav) soyundan gelmediği halde, onun varislerinden olup bu güzel vasıfları taşıyanlara ne demeli bilemediğim için Seyit değil Seyyid dedim.
Aziz Kardeşim, Değerli Dostum, ilk ortağım, Seyyid Bahçıvan’ın ölümünü Medine-i Münevvere’de Ravza yakınında iken öğrenmek, Resullah’ın huzurunda Rabbimden ona rahmet ve mağfiret dilemeye vesile olsa da, cenazesine katılamayacağım için hüznümü de artırdı.
Mekke-i Mükerreme’de aynı binada oturduğumuz yıllarda, Süleyman Dünya, Ahmed Fehmi EbusSünne, Ahmed Abdürrezzak Al Kubeysi, Said Tantavi, Abdülfettah Ebu Gudde gibi Hocaların ziyaretine beraber gider; hocaları konuşturmak için beni öne çıkarır; kendisi arka planda kalmayı tercih ederdi. Merhum Süleyman Dünya Hocamızın damarına basıp konuşturmayı becerdiğim için Seyyid Bahçıvan Hocamız her ziyaretinde beni yanına almayı ihmal etmezdi. Ahmed Kubeysi Hocamızla sebze pazarına gidişimizi Alimin Ticaretindeki İncelik isimli makalemde yazmıştım. Benzer nice hatıraları yaşadığımız, Seyyid kelimesinin ifade ettiği bütün güzel sıfatlara sahip olan bu değerli Hocamızı ebedi aleme uğurlamak, onu tanıyan herkesi üzdüğünü çok iyi biliyorum; ama benim üzüntüm daha derin ve yakıcı. Sulu gözlü bir insan değilim ama bu sefer göz yaşlarıma da hakim olamadım. Bu satırların mürekkebi oldu göz yaşlarım…
Kelam (Akaid) alanında ihtisas sahibi olanlar içerisinde, ilmi şahsiyeti, tevazuu, duruşu, efendiliği, uyumu ve ahlakı ile gönüllerde müstesna bir yere sahip olan bir hocamız, bir arkadaşımızdı. Onu hocaları, arkadaşları ve talebeleri, herkes severdi. Talip olmadığı halde, hocası olduğu fakülteye dekan yaptıkları zaman bile duruşunu hiç değiştirmedi.
Bir kaç yıl önce Trabzon/Of’ta köyümüze kadar gelip bizi ziyaret etmiş; sevindirmişti. Sormaktan çekindiği bir çok şeyi ya bana sorar veya bana sordururdu. Onunla ilgili hatıralarımı şimdi yazacak halde değilim fakat fırsat bulunca yazmak isterim.
O Seyit değil Seyyid idi. Rabbim ona rahmet ve mağfireti ile muamele eylesin; Seyyid’lerle beraber haşreylesin. Cümlemize Cennetinde buluşmayı lütfeylesin. Eşine, çocuklarına ve bütün ailesine sabrı cemil ihsan eylesin. (Amin)
01/03/2023 Medine-i Münevvere
Ahmet Ziya İbrahimoğlu