Hamd ve Şükür ..
Hamd ile Şükür Arasındaki Fark
Hamd, şükürden daha geniş kapsamlıdır. Kim Allah’a hamd ederse, O’na şükretmiş ve O’nu övmüş olur. Aralarındaki fark, âlimlerin dediğine göre, hamd hem nimetlere hem de diğer durumlara karşı yapılır. Misal, bir kişinin güzel ahlakını övmek gibi. Şükür ise sadece bir iyilik ya da nimet karşılığında yapılır. Bazılarına göre ise hamd ve şükür eş anlamlıdır. İbn Manzur, “Lisanü’l-Arab” adlı eserinde “hamd ve şükür birbirine yakın, fakat hamd daha kapsamlıdır” der. Çünkü insanı hem onun doğuştan gelen güzel özellikleri hem de verdiği şeyler için överiz ama onun özellikleri için teşekkür etmeyiz. Bu nedenle “Hamd, şükrün başıdır. Allah’a hamd etmeyen kimse, O’na şükretmemiştir” hadisi bulunmaktadır. Kelime-i tevhid imanın başı olduğu gibi, hamd de şükrün başıdır. Çünkü hamd, nimeti ortaya koymak ve onu yüceltmektir. Ayrıca şükürden daha kapsamlıdır, hem şükür hem de daha fazlasını ihtiva eder.
“Tacü’l-Arus” adlı eserde, hamdın, övgünün zıddı olduğu belirtilmiştir. Lahyani ise hamdı şükür olarak tanımlamış ve aralarında fark gözetmemiştir. Sa’leb, hamdın hem iyilik karşılığında hem de karşılıksız yapılabileceğini, ancak şükrün sadece bir iyilik karşılığında yapılabileceğini söylemiştir. Ahfeş ise “Hamd, Allah’a övgüdür” demiştir. Ezheri’ye göre ise şükür, sadece yapılan bir iyilik için olurken; hamd, hem iyilik için şükür hem de birini övmek için başlangıç olabilir. Allah’a hamd etmek, O’nu övmektir ve bu, Allah’ın herkesi kapsayan nimetleri için şükretmek anlamına da gelir. Bu nedenle hamd, şükürden daha kapsamlıdır.
Ayrıca, şükrün yalnızca dil ile sınırlı olmadığına da dikkat edilmelidir. Şükür; kalp ile boyun eğme ve teslimiyet, dil ile övgü ve itiraf, uzuvlarla ise itaat ve teslimiyet şeklinde yapılır.
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
02.10.2024 Üsküdar
الفرق بين الحمد والشكر
الحمد أعم من الشكر، فمن حمد الله تعالى فقد شكره وأثنى عليه، والفرق بينهما -كما قال أهل العلم- أن الحمد يكون على النعم وعلى غيرها، كأن تثني على شخص لحسن أخلاقه، وأما الشكر فلا يكون إلا عن يد أي نعمة وإحسان، وقيل هما مترادفان، قال ابن منظور في اللسان: والحمد والشكر متقاربان والحمد أعمهما، لأنك تحمد الإنسان على صفاته الذاتية وعلى عطائه ولا تشكره على صفاته، ومنه الحديث: الحمد رأس الشكر، ما شكر الله عبد لا يحمده ـ كما أن كلمة الإخلاص رأس الإيمان، وإنما كان رأس الشكر، لأن فيه إظهار النعمة والإشادة بها ولأنه أعم منه، فهو شكر وزيادة.
وفي تاج العروس: الحمد نقيض الذم، وقال اللحياني: الحمد: الشكر، فلم يفرق بينهما.
وقال ثعلب: الحمد يكون عن يد، وعن غير يد، والشكر لا يكون إلا عن يد.
وقال الأخفش: الحمد لله: الثناء.
وقال الأزهري: الشكر لا يكون إلا ثناء ليد أوليتها، والحمد قد يكون شكرا للصنيعة، ويكون ابتداء للثناء على الرجل، فحمد الله: الثناء عيه، ويكون شكرا لنعمه التي شملت الكل، والحمد أعم من الشكر.
مع التنبيه على أن الشكر ليس مقصورا على اللسان فقط، بل يكون بالقلب خضوعا واستكانة، وباللسان ثناء واعترافا وبالجوارح طاعة وانقيادا.