İbretlik Bir Zulüm Çeşidi ..

Sanayi Bölgesi .. Sanayi Bölgesi’nin ne olduğunu biliyor musun?
Humus şehrindeki bu sanayi bölgesi, araç tamiri yapılan dükkanlar, bazı meslek atölyeleri ve çeşitli fabrikaları barındıran bir bölgedir. Humus’taki her ailenin mutlaka bu bölgede çalışan bir genci, bir dükkan sahibi veya bir çırak olarak çalışan yakını vardır.
Ve işte, zalim ve adaletsiz Esed rejiminin aklına bir fikir geldi…

1980’lerde Hama şehrinde binlerce insanın öldürüldüğü, namusların çiğnendiği ve binlercesinin yerinden edildiği katliamın ardından, rejim bir tür “önleyici terör operasyonu” yapmaya karar verdi ve Sanayi Katliamını planladı.

Yağmurlu bir sonbahar günüydü ve sanayi bölgesinin tüm sokakları yağmur suyu ve yağ birikintileriyle doluydu. O gün Esed rejimi, özel birliklerinden bir tugay ya da “özel kuvvetler” olarak adlandırılan bir tabur ile bölgeyi kuşattı. Helikopterler havadan uçuyor, dükkanların çatılarına makineli tüfekli askerler yerleştirilmişti ve hepsi tam teçhizatlıydı.

Sabah saat 7 ile 9 arasında halkın sanayi bölgesine girmesine izin verdiler. Bu saatlerde esnaf, çalışanlar, çıraklar ve araçlarını tamir ettirmek veya alışveriş yapmak isteyenler bölgeye akın ediyordu. Saat 9:30’a kadar giriş serbest bırakıldı, ardından tüm giriş ve çıkışlar kapatıldı.

Daha sonra rejim, dükkanlardaki insanları toplamaya başladı ve hepsini Sivil Savunma Merkezi denilen büyük bir alana götürdü. Bu alan binlerce insanı alabilecek büyüklükteydi. Sabah 9’a kadar bu bölgede 20 binden fazla insan toplanmıştı; gençler, çocuklar, yaşlılar ve hastalar dahil. Rejim, bu insanları kamçı ve kalın kablolarla döverek topladı ve yolda yürürken sürekli “Ruhumuzla, kanımızla sana feda olsun ey Hafız!” sloganını attırdı. İnsanlar dövüle dövüle, yağ ve su dolu çukurlardan geçmeye zorlandılar ve bu sırada aynı sloganı tekrarladılar.

Bütün bu dayak ve eziyetin ardından, hepsini Sivil Savunma Merkezindeki o büyük alana topladılar. Kişisel kimlik belgeleri ellerinden alındı, çömelmiş şekilde oturtuldular. Askerler, insanların başlarına ayaklarını koyarak üzerlerinde yürüdüler. Bir asker bir adamın başına bir ayağını, diğerinin başına diğer ayağını koyarak “Kafanızı oynatmayın, yoksa düşerim!” diye bağırıyordu. Bu sırada yine “Ruhumuzla, kanımızla sana feda olsun ey Hafız!” sloganı attırılıyordu.

Bu zulüm sabah 9’dan akşam 5’e kadar sürdü. Bu sürede sakalı olanların sakalları yakıldı, vücutça güçlü olanlar daha ağır işkenceler gördü. Kanlar insanların yüzlerinden, ayaklarından ve vücutlarının her yerinden akıyordu. Sonunda, bu insanlara kimliklerini vermek ve serbest bırakmak istediler. İnsanlar, koyun ve keçilerin ağıldan çıkarılması gibi tek tek çağrıldılar. İsmi okunan kimliğini aldı ve çıkışta iki sıra halinde dizilmiş askerlerin arasından geçerken tekrar kamçılarla dövüldü. Çıplak ayakla, kanlar içinde sanayi bölgesinin güneyinde, Humus’taki hava istihbarat binasının yakınındaki çıkışa kadar yürüdüler.

İnsanlar, hiçbir suç işlememişlerdi. Tek sebep Esed rejiminin kafasında bir senaryo kurması ve Hums halkını korkutmak istemesiydi. Rejim, herhangi bir direniş ya da tek bir silah sesi bile duyulursa, tüm sanayi bölgesindeki herkesin Hama’daki gibi katledilmesi emrini vermişti. Eğer sanayi esnafı, çalışanları ya da tüccarları bu zorbaların karşısında direnmeye kalksa, Hama’da olduğu gibi toplu katliam yapılacaktı.

Ayrıca, o gün rejim askerleri, halkın cebindeki paraları, dükkanlardaki değerli eşyaları ve taşıması kolay, kıymetli araba parçalarını da yağmaladılar.

İşte o gün yaşananlar, Humus’un Sanayi Zulmünün hikayesidir.

SelamünAleyküm, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Bu, yaşanmış bir olay, felaket ve musibet oldu; ben tam on iki yaşındaydım ve yediinci sınıfa yeni başlamıştım. O gün, Hâşim el-Atasi Ortaokulu’ndan dönerken dayım gözyaşları içinde evimize girdi ve annemi “Abu İbrahim geri döndü mü?” diye çağırdı (kastedilen babam, Şeyh Muhammed Vacihe Seba’i idi). Annem, Allah rahmet eylesin, korkuyla “Ne oldu?” diye sordu; dayım olayı ona anlattıktan sonra evden çıktı. Bir saat sonra, babam -Allah rahmet eylesin- çıplak ayakla eve girdi; başı, yüzü ve sakalı kan içindeydi, parçalanmış ve yanmıştı. O, hava istihbarat biriminden üç kilometrelik mesafeden çıplak ayakla yürüyerek eve gelmişti. Babasını ve kardeşini bu halde gören bu çocuk, adam oldu ve anılarını yazdı. O, isim vermekten kaçınarak, o zamanlar mücrim Gazi Kana’an’ın refakatçisi olan, cani Muhammed Şe’âr’a;
1- Bu fikri, yok olmuş olan suçlu düzende kim ortaya attı?
2- Bu suçu uygulamayı kim emretti?
3- Bu suçu kim işledi?
4- Bu suça karışan önde gelen suçluların rolü nedir?
5- Bu suç hakkında ne düşünüyor?

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
04.03.2025 Üsküdar

المنطقة الصناعية .. وما آدراك مالمنطقة الصناعية في مدينة حمص، هذه المنطقة التي تحتوي على محلات لتصليح السيارات وبعض المهن وبعض المصانع الأخرى، كل عائلة من عوائل حمص على الأقل لها شاب يعمل في هذه المنطقة أو صاحب محل أو عامل صغير يكون في هذه المحلات، وخطر ببال هذا نظام الأسد، نظام الجور والظلم.
بعد مجزرة الثمانينات، التي ارتكبها في مدينة حماة، التي راح ضحيتها الألآف وانتهكت فيهالأعراض وشرد الألآف فأراد أن يفتعل ضربة إرهاب استباقية فافتعل قتلة الصناعة.

ففي أحد أيام الخريف الماطر وشوارع هذه المنطقة كلها تحتوي على الحفر المليئة بالزيوت والمياه، حاصر هذا النظام بأحدى سراياه أو بأحدى فصائله التي تدعى القوات الخاصة حاصر هذه المنطقة، ومن السماء بطائرات الهيلوكبتر وعلى سطوح المحلات كان الجنود منتشرين برشاشاتهم وعدتهم كاملة، سمح النظام للناس بالدخول فكان الناس يدخلون الساعة السابعة حتى التاسعة، حيث يجتمع أرباب المهن وعمالهم وصناعهم وأيضا من يريد إصلاح سيارته وشراء الأغراض من هذه المنطقة، سمح بدخولهم حتى الساعة التاسعة والنصف،
وبعدها أحكم إغلاق جميع المنافذ المؤدية إليها، وبعد ذلك بدأ هذا النظام بجمع الناس من المحلات وبدأ يقودهم الى مكان يسمى الدفاع المدني، حيث يوجد فيه مساحة كبيرة هذه المساحة تتسع للآلآف، وللعلم يجتمع في هذه المنطقة حتى الساعة التاسعة اكثر عشرين الف نسمة بينهم الشاب والطفل والمسن والمريض، نعم اقتاد النظام الناس بالسياط وبما يسمى بالكبال الرباعية، ضربا على ظهورهم وعلى وجوههم وبأثناء الطريق يجب أن يرددوا (بالروح بالدم نفديك يا حافظ) والسياط تلهب ظهورهم وتلهب أرجلهم بالإضافة الى ذلك كان يجب على من يقاد أن ينزل بهذه الحفر المليئة بالزيوت والمياه ويردد (بالروح بالدم نفديك ياحافظ)
نعم جمعوا الناس هذه الساحة ساحة الدفاع المدني بعد ضربهم الضرب الموجع، الضرب المبرح. نعم بعد أن سحبوا منهم وثائقهم الشخصية وضعوهم في هذه الساحة جلسة القرفصاء، ثم صعد الجنود فوق رؤوسهم، وصار الجندي يضع رجلا على هذا الرأس ورجلا على الرأس الآخر، وهو ينادي بهم ياابن كذا وكذا لا تحرك رأسك تريد أن توقعني، ويجب أن يرددوا أثناء ذلك بالروح بالدم نفديك ياحافظ

هكذا دام الأمر من الساعة التاسعة صباحا حتى الخامسة عصرا وبهذه الأثناء تم تعذيب من له لحية حرقت لحيته ومن له جسم قوي نال نصيبه الأوفى من الضرب الموجع طبعا والدماء تسيل من وجوههم وأرجلهم ومن كذا وكذا ثم بعد ذلك أرادوا أن يعطوا هؤلاء البشر الذين جمعوا في هذه الساحة وثائقهم وهي كحظيرة الابل أو الماعز ويخرجوهم فردا فردا فكانو ينادون فلان يأتي يأخذ هويته ويخرج وعلى الصفين زبانية من زبانية الأسد يضربونه بالسياط حتى يخرج و يخرج حافيا من مخرج الدفاع المدني
والذي هو جنوب المنطقة الصناعية قرب المخابرات الجوية في حمص، عاد الناس حفايا الى بيوتهم والدماء تقطر من وجوههم وظهورهم من شدة الضرب، هم لم يفعلوا شيئا سوى أن النظام وقع في مخيلته فعلة وعملة يرعب بها أهل حمص، وكان النظام أعطى الأوامر أنه إذا خرجت طلقة واحدة أو ضربة مقاومة واحدة حتى بالسلاح الأبيض، أن يستبيح الجنود دماءهم، و لو أن أهل الصناعة أو عمال الصناعة أو تجار الصناعة قاموا بمقاومة هذه الزبانية لأبيدوا وقتلوا كما قتل أهل حماة‘ نعم وفي هذا النهار قام جنود النظام بسرعة الأموال من جيوب الناس ومن محلاتهم إضافة إلى سرقة ما غلي ثمنه وخف حمله من قطع السيارات وغيرها.
هذه هي قصة حمص بقتلة الصناعة التي جرت آنذاك.

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
هذه حادثة وكارثة ومصيبة حدثت
وقد كان عمري اثني عشر سنة ونيف في بداية الصف السابع
عصر ذلك اليوم كنت عائدا من مدرستي إعدادية هاشم الأتاسي
دخل خالي إلينا في البيت باكيا ونادى والدتي هل عاد أبو إبراهيم يقصد والدي الشيخ محمد وجيه السباعي
فارتعبت والدتي رحمها الله تعالى وقالت ما الأمر فروى لها القصة وخرج
وبعد ساعة دخل والدي رحمه الله تعالى حافيا داميا رأسه ووجهه ولحيته منتوفة ومحروقة
وقد جاء ماشيا حافيا من عند المخابرات الجوية إلى البيت وذلك بمسافة ثلاثة كيلومتر
هنا هذا الطفل الذي رأي أباه وأخاه بهذه الحالة
أصبح رجلا وكتب ذاكرته
يود أن يوجه مجموعة من الأسئلة إلى المجرم محمد الشعار حاشا اسمه وهو كان مرافقا آنذاك للمجرم غازي كنعان
١- من الذي طرح الفكرة على اللانظام المجرم البائد
٢- من أمر بتنفيذ هذه الجريمة
٣- من نفذ هذه الجريمة
٤- مادور أكابر مجرميها في هذه الجريمة
٥- مارأيه في هذه الجريمة