İddia ve İthamlara Cevaplar ..
Edhem Şarkavi Yazdı
“Sana soranlara … Vereceğin Cevaplar!”
1.“Sana söyleyecekler: Topraklarını sattılar!” Onlara deki: “Yalan söylüyorsunuz, işte buradalar, onun uğruna tüm dünyaya karşı savaşıp ölüyorlar! Eğer siz tarihi çarpıtıyorsanız, biz de gerçekliği yaşıyoruz! Ancak bu, zayıf bir adamın vicdanını rahatlatmak için bulduğu bir bahane, kendisine ‘Toprağını satmış insanlar, benim ne ilgim var?’ diyerek uyumasıdır. Ama sen de biliyorsun ki, bu bir satılmış toprak meselesi ya da mülk problemi olsaydı, mahkemelerde çözülürdü, savaş alanlarında değil. Avukatlar onlarla ilgilenirdi, Ebu Ubeyde değil, deliller ve belgeler sunulurdu, Yasin 105 mermileri değil!”
2.“Sana söyleyecekler: İnsanlar huzur içinde yaşıyorlardı, yemek yiyip içiyorlardı, peki bu kadarına değer miydi?!”
Onlara deki: “Bu hayvanların her zaman yemi düşünmesine benzer bir misalidir! Eğer hayatın kendisi bir başarıysa, o zaman ne kadar çok hayat var, ne kadar çok başarı var! Eğer hayatın tadı varsa, özgürlerin ölümü kölelerin hayatından daha tatlıdır!”
3.“Sana söyleyecekler: Kadınlarınız anne olamıyor mu?! Neden çocuklarını şehit olmaya hazırlıyorlar?!” Hatta çocukları küçükken ölen anneler, neden bu direnişin önüne çıkmadılar?! Onlara deki: “Firavun’un önünde dimdik duran o kadın, çocuklarını birer birer ateşe atarken anne olamıyor muydu, yoksa hayatta bazı şeyler her şeye bedel midir? İşte Kadisiye’de dört çocuğunu bir arada veren Hansa da anne olamıyor muydu, yoksa onurlu olmak kanla ödenen bir bedel midir ve kölelerin anlaması zor olan bazı şeyler mi var?!” Ve direnişten kim çıkacak ki, neden direnişimizi Mars’tan gelmiş gibi gösteriyorsunuz? Bu direniş biziz, doğurduğumuz çocuklarımız, eğittiğimiz mücahidlerimiz, satın aldığımız ve ürettiğimiz silahlarımız, kimse kendisinden vazgeçemez; aksine, onur belgemiz, bu direnişte yürüyen her bir kişinin kalitesidir. Bu yolda yürüyen ve katkıda bulunanlar başımızın üstünde, ondan dönenler ise bizim için yoktur. Kim bu direnişten vazgeçerse, biz de ondan vazgeçeriz!”
4.“Sana söyleyecekler: Çok sayıda güvenilir bilim insanı bu konuda konuşmuyor ve onların kanlarının dökülmesine ses çıkarmıyor, eğer haklı olsalardı bunu yaparlardı!”
Onlara deki: “Ne zamandan beri hakkı insanlar üzerinden tanıyoruz dostum, biz hakka göre insanları tanırız. Şimdi bilmelisin ki, güvendiğin insanlar güvenilir değillerdir! Bu ulusun tarihine, kriz zamanlarındaki durumuna bakmadın mı? Bir zamanlar elli fıkıh alimi, İmam Ahmed bin Hanbel’i öldürmesi için el-Mu’tasım’a fetva vermişti! Alimler kitaplarla değil, hayatla tanınır dostum; İmam Ahmed bin Hanbel, yalnızca eserleri nedeniyle değil, Kur’an’ın yaratılması fitnesi sırasında gösterdiği kararlılık nedeniyle de sünnet imamıdır!”
5.“Sana söyleyecekler: Medya onları kahraman olarak göstermiyor, eğer gerçekten kahraman olsalardı, medyamız onları bırakır mıydı?!”
Onlara de ki: “Ömer Muhtar yakalandığında, Berka gazetesi büyük harflerle şunu başlık yaptı: İsyancıların lideri Ömer Muhtar yakalandı! Eğer ölçünüz Arap News ve Sky News gibi medya çöplüğü ise, bu sizin için çok üzücü; bu durum, enkaza gömülen bir bebeğin kurtarılmasından daha acı!”
6. “Sana söyleyecekler: Peki ya bu kadar çok sayıda kurban?”
Onlara deki: “Onlar, Allah’ın izniyle şehitlerdir, kurban değillerdir! Sabit kalmak bir ibadettir, ticaret değildir ki fiyatıyla kıyaslansın! Hendek sahipleri hep birlikte yakıldı, ama Allah bunu büyük bir zafer olarak adlandırdı! Sumeyye, yere çivilenmişken Ebu Cehil tarafından mızrakla delindi, buna rağmen o, İslam’ın ilk şehididir! Hamza bin Abdülmuttalib ve Suheyb bin Sinan’ı Kureyş öldürdü; ancak onları, peygamber ﷺ Uhud’a götürdüğü için öldürülmediler!”
7. “Sana söyleyecekler: Çocuklar nasıl aç kaldı, bazı insanlar açlıktan nasıl öldü?!”
Onlara deki: “Sahabeler ve aileleri Hendek günü aç kaldı, peki bunu onlara kim yaptı? Peygamber ﷺ mi, yoksa Kureyş ve müttefikler mi onları evlerinde kuşattı?!”
8. “Sana söyleyecekler: Güç dengeleri hakkında ne düşünüyorsun? İnsan akıllı olmalı, risk almamalı ve maceraya atılmamalı?!
Onlara deki: “Peygamber ﷺ, 3000 kişiyi 200.000’e karşı göndermişti, peki ya Yermuk ve Kadisiye? Güç dengeleri hakkında bir fikrin var mı?! Bedir’de, müşrikler onların dört katıydı! Cihat, dostum, bir zorunluluktur, bir gezi değil; gücün yettiğince yapılır. Önce onlara ‘Neden yalnız savaşıyorsunuz?’ diye sormadan önce, bütün ümmete sor: ‘Neden onları yalnız bıraktınız?!’”
9. “Sana söyleyecekler: Onlar tüm bu felaketin sebebi!”
Onlara deki: “Bir zamanlar günde bin kez öldürülen bir kurbanı, aşağılık ve korkak bir düşman tarafından, bir başka kurbanın, kurban olmayı reddettiği için öldüğünü ikna etmeye mi çalışıyorsunuz? Özgür insan, ayakta durarak ölür, eğilmez! Ve eğer büyük bir zafer kazanamazsa bile, düşmanının yüzünü tahrip etmek, ona bir iz bırakmak yeterlidir; bu iz, düşman her aynaya baktığında aklında kalacaktır! Sadece bazı insanların cesareti seni öldürmedi; seni eşit kıldı. Bugün, bir darbe karşısında intikam almak için geri dönüyorlar; aradaki farkı gördün mü?! Bu iki ölüm asla aynı değil ve olmayacak; seni, başlangıçta seni öldürenle, intikamını alana karşılaştırmaman için koruyorum!”
10. “Sana söyleyecekler: Peki ne zamana kadar?!”
Onlara deki: “Allah bizimle onların arasında hükmedene kadar, O en iyi hüküm verendir! Biz, Allah’a cihad, sabır ve sebatla ibadet ediyoruz; tıpkı namaz kılar gibi! Üzerimize düşeni yapıyoruz; eğer zafer nasip ederse, bu O’nun lütfu; eğer şehadet nasip ederse, bu da O’nun keremi. Allah, bir kuldan sadece elde ettiği sonuçları değil, sarf ettiği emeği sorar! Ve ulaştığı noktaları değil, yürüdüğü yolu sorar! Kim demiş ki cihadın karşılığı, mücahidin zaferini önünde görmesidir? Sumeyye ve Yasir, İslam’da Allah’a ibadet edilen bir cami yapılmadan şehit oldular! Hamza ve Mus’ab, insanların topluca Allah’ın dinine girmesini görmeden şehit oldular!”
“✍🏻🗞️ Edhem Şarkavi / Arap Bloğu“
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
04.11.2024 OF
أدهم شرقاوي
“سيقولون لكَ … فقُلْ لهم! “
- سيقولون لكَ: باعُوا أرضهم!
فقُلْ لهم: كذبتم، ها هم يموتون في سبيلها أمام العالم أجمع! فإن زوَّرتم التاريخ فها هو الواقع نعيشه!
ولكنها حيلة الجبان ليُهدهد على ضميره فينام، ويقول لنفسه: أرض باعها أهلها، فما شأني؟!
ولكنك تعلمُ، كما يعلمُ النّاسُ جميعاً، أنها لو كانت قضيّة أرضٍ مباعة، أو مشكلة عقاريّة لكانت تُحلُّ في أروقة المحاكم لا في ميادين القتال، ولترافع بها المحامون لا أبا عُبيدة، ولقُدِّمتْ فيها الأدلّة والمستندات لا قذائف الياسين! - سيقولونَ لكَ: كان النَّاسُ يعيشون بهدوءٍ، ويأكلون ويشربون، فهل كان الأمرُ يستحقُّ؟!
فقُلْ لهم: هذا هو شأن البهائم دوماً أنّها لا تُفكِّرُ إلا بالعلف!
وإن كانت الحياة بحدِّ ذاتها انجازاً، فما أكثر الأحياء وما أكثر الإنجازات! وإن كانت الحياة بطعمها، فموتُ الأحرار ألذُّ من حياة العبيد! - سيقولون لكَ: هل نساؤكم ناقصات أمومة؟!
لماذا ربَّينَ أولادهُنَّ على الشّهادة؟!
وحتى أولئك اللواتي قُتلَ أولادهُنَّ صغاراً لماذا لم يخرجنَ في وجه هذه التي تسمُّونها مقاومة؟!
فقُلْ لهم: أهذه الماشطة التي وقفتْ أمام فرعون بثباتٍ وهو يُلقي أولادها في الزّيت واحداً بعد واحد كانت ناقصة أمومة، أم أنَّ ثمة أمور في الحياة يهون لأجلها كلّ شيء!
وهذه الخنساء التي قدَّمتْ في القادسيّة أولادها الأربعة دفعةً واحدة كانت ناقصة أمومة، أم أنَّ العزَّ مهره الدّم، وأنَّ ثمة أمور يصعب على العبيد فهمها؟!
ثمَّ من سيخرج على المقاومة، ولماذا تُصوِّرون أن مقاومتنا جاءت من المريخ لتحكمنا، هذه المقاومة هي نحن، أولادنا الذين أنجبناهم، مقاتلينا الذين دربناهم، سلاحنا الذي اشتريناه وصنعناه، لا أحد يتبرّأ من نفسه، على العكس تماماً نحن صكّ الشّرف عندنا بمقدار ما يمشي المرءُ منا في ركب هذه المقاومة، من مشى فيها وقدّم لها وضعناه على رؤوسنا، وما تنكّر لها تنكّرنا له، ومن تبرَّأ منها تبرّأنا منه! - سيقولون لكَ: الكثيرُ من العلماءِ الثِّقاتِ لا يتكلَّمون عنهم، ولا يستنكرون سفكَ دمائهم، ولو كانوا على حقٍّ لفعلوا!
فقُلْ لهم: ومنذ متى نعرفُ الحقَّ بالرِّجال، يا صاحبي نحن نعرفُ الرِّجال بالحقِّ، وهذا أوان أن تعرفَ أنَّ من حسبتهم ثِقاتاً ليسوا ثِقاتاً!
ألمْ تقرأ تاريخ هذه الأمة في زمن أزماتها، ألمْ تعلم أن خمسين فقيهاً أفتوا للمعتصم بقتل أحمد بن حنبل!
العلماء لا يُعرفون من الكتب يا صاحبي وإنما يُعرفون من الحياة، أحمد بن حنبل ليس إمام السُنة لانه صاحب المسند بل لأنه صاحب الجلد يوم فتنة خلق القرآن! - سيقولون لكَ: الإعلامُ لا يتحدَّثُ عنهم على أنّهم أبطال، أكانَ إعلامنا سيتركهم لو كانوا أبطالاً فعلاً؟!
فقُلْ لهم: عندما أُلقيَ القبض على عمر المختار، عنونتْ صحيفة بَرَقة بالخط العريض: القبض على زعيم المتمرّدين عمر المختار!
إذا كان ميزانك من الجرح والتّعديل قناة العربيّة، وسكاي نيوز، وأشكالهما من حاويات النفايات الإعلاميّة فإنّه يُؤسفُ عليكَ أكثر مما يُؤسفُ على رضيعٍ اُنتِشَلَ قطعاً من تحت الأنقاض! - سيقولون لكَ: ماذا عن كلِّ هذا العدد من الضحايا؟
فقُلْ لهم: هؤلاء شُهداء بإذن الله وليسوا ضحايا!
ثمَّ إنَّ الثبات على العقيدة والمبدأ عبادة وليست تجارة لتُقارن بالثّمن!
أصحاب الأخدود أُحرِقوا جميعاً فسمّى الله هذا فوزاً عظيماً!
وسُميَّةُ طعنها أبو جهلٍ بالحربة وهي مثبتة بالأوتاد في الأرض، وهي رغم هذا أول شهداء الإسلام!
حمزة بن عبد المطلب وصُهيب بن عمير قتلتهما قريشُ ولم يقتلهم النَّبيُّ ﷺ حين خرج بهم إلى أُحد! - سيقولون لكَ: ألا ترى كيف جاعَ الأطفال، وكيف ماتَ بعض النّاسِ من الجوع؟!
فقُلْ لهم: جاعَ الصّحابةُ وعيالهم يوم الخندق، فمن الذي جوّعهم النَّبيُّ ﷺ حين رفضَ أن لا يركعَ إلا لله، أم قريشُ والأحزاب حين حاصروهم في ديارهم؟! - سيقولون لكَ: ماذا عن موازين القوى؟! ألا يجب أن يكون المرءُ عاقلاً ولا يُخاطر ويُغامر؟!
فقُلْ لهم: ماذا عن ثلاثة آلافٍ في مؤتة بعثهم النَّبيُّ ﷺ لمواجهة مئتي ألف؟!
ماذا عن اليرموك والقادسيّة، أعندكَ فكرة عن تفاوت موازين القَوى؟!
ماذا عن بدرٍ والمشركون أربعة أضعافهم؟!
الجهاد يا صاحبي فريضة وليست رحلة، تُؤدَّى بالمستطاع، فقبل أن تسألهم: لمَ تُقاتلون وحدكم، سلْ أُمَّةً كاملةً: لمَ تركتموهم وحدهم؟! - سيقولون لكَ: هم الذين جلبوا الوبال كلّه
فقُلْ لهم: تريدون أن تُقنعوا ضحيَّةً تُقتلُ منذ زمنٍ كلَّ يومٍ ألف مرَّةٍ على يدِ عدوٍّ حقير وجبان أنَّ السبب في موتهم هذه المرّة أنَّ ضحيَّةً أخرى سئمتْ أن تبقى ضحيَّةً، وأنها عرفت أنَّ الحُرَّ يموتُ واقفاً على قدميه ولا يركع، وأنه لا ضير أن لا يُحقِّقَ نصراً ساحقاً، يكفيه فخراً أنه خمش وجه عدوّه، وترك فيه أثراً سيبقى يذكره كلما طالع وجهه في المرآة!
لم تقتلكَ جرأة بعض قومك، لقد جعلتكَ ندًّا، كنت قبل اليوم تُقتل سُدى، أما اليوم فإنهم يردُّون صفعةً تلقُّوها، أرأيتَ الفارق بين هذه الموتة وتلك؟! ليستا سواءً أبداً، ولن تكونا، وإني أُعيذك أن لا تُدركَ الفارق بين من قتلكَ بدايةً، وبين ما كان يأخذ بثأرك! - سيقولون لكَ: فإلى متى؟!
فقُلْ لهم: حتى يحكم الله بيننا وبينهم وهو خير الحاكمين!
وإننا نتعبَّدُ الله تعالى بالجهاد والثبات والصّبر كما نتعبّده بالصّلاة تماماً! نقومُ بما فرضه علينا، فإن منَّ بالنصر فهذا كرمه، وإن منَّ بالشهادة فهذا لطفه، ولن يسأل الله تعالى عبداً عن نتيجة حققها وإنما عن سعي سعاه، ولا عن وصول بلغه، وإنما عن طريقٍ مشى فيها!
من قال أن جزاء الجهاد أن يرى المجاهد نصره أمامه، سُميّة وياسر استشهدا قبل أن يُبنى في الإسلام مسجد يُعبد الله فيه!
وحمزة ومصعب استشهدا قبل أن يريا الناس يدخلون في دين الله أفواجاً!
” ✍🏻🗞️ أدهم شرقاوي / مدونة العرب “
ـــــــــــــــــــــــــــ