Kıbrıs’ın İsrail’i Desteklemede ve Batı’nın Bölgedeki Çıkarlarını Güvence Altına Almada Üstlendiği Roller

Kıbrıs (Rum ya da bazıları tarafından adlandırıldığı şekliyle Yunan) Adası, Amerika Birleşik Devletleri, Batı ve onların bölgedeki müttefiki olan İsrail için stratejik açıdan büyük öneme sahip bir ada devlettir. Son yirmi yılda bu güçlerin “arka bahçesi” olarak anılmaya başlanmıştır. İşgal devleti İsrail, Kıbrıs’tan, Akdeniz’de destek sağlamak, kontrolü elinde tutmak ve hatta bölgesel askeri operasyonlar ile savaşlarda etkisini artırmak için yararlanmaktadır. Amerika ve Birleşik Krallık da bu konuda İsrail’e destek vermektedir.

Temmuz 1974’te Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumları arasında bölünme yaşandığından bu yana, Batı’nın askeri varlığını güçlendirmeye başladığı Kıbrıs, Batı için bölgedeki çıkarlarını güvence altına almak üzere stratejik bir üs haline gelmiştir.

İsrail ile ilgili olarak, Lefkoşa ile Tel Aviv arasındaki ilişkiler onlarca yıl boyunca çekişmeli ve zaman zaman gerilimli olmuştur. Bu gerilimde Kıbrıs halkının Filistinlilerin haklarına olan sempatisi de etkili olmuştur. Ancak bu durum 2004 yılında değişmiştir. 2004 yılında Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne katılmasıyla Lefkoşa, açıkça ve zımnen İsrail’in yanında yer alan Batı ittifakının bir parçası haline gelmiştir. Ayrıca, Lefkoşa ve Tel Aviv’in Türkiye ile yaşadığı anlaşmazlıklar onları birbirlerine daha da yakınlaştırmıştır.

Akdeniz’deki gaz keşifleri, siyonist işgalci devlet ile Kıbrıs arasında gerçek bir ortak çıkar yaratmış, taraflar ekonomik münhasır sınırlarını belirleme ve enerji tedarik hatlarını güvence altına alma konusunda anlaşmaya varmıştır. Bu gelişmeler, Kıbrıs’ı yavaş yavaş İsrail’in “arka bahçesi” ve bir askeri üs haline getirmiştir. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz ülkelerine komşu olan coğrafi konumu, onu Batı’nın ileri bir askeri üssü olarak daha da önemli kılmakta, bölgedeki gözlem ve denetim faaliyetleri için bir platform olarak hizmet sunmaktadır.

Hizbullah’ın eski genel sekreteri Hasan Nasrallah, geçtiğimiz yıl 19 Haziran’da, Beyrut’un güney banliyösünde bir İsrail hava saldırısında suikasta uğramasından üç ay önce, Kıbrıs’a uyarılarda bulunarak, “Kıbrıs havaalanlarının ve üslerinin İsrail düşmanına Lübnan’a saldırı amacıyla açılması, Kıbrıs hükümetini savaşın bir parçası haline getirir ve direniş de onu savaşın bir parçası olarak görür” ifadelerini kullanmıştır.

Nasrallah’ın Kıbrıs’a yönelik uyarılarından birkaç gün sonra, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs’ın İsrail ile Gazze arasındaki savaşta bir operasyon merkezi haline geldiğini belirterek, daha büyük bir çatışmanın parçası olmamaları konusunda onları uyarmıştır. Bir televizyon röportajında “İstihbarat raporlarımızda bazı ülkelerin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni özellikle Gazze’deki operasyonları için bir üs olarak kullandığını görüyoruz. Orta Doğu’daki çatışmaların parçası haline geldiğinizde, bu ateş sizi de bulur. Tavsiyemiz, çatışmadan uzak durmanızdır,” demiştir.

Peki, Kıbrıs Batı için ne ifade ediyor?

Akdeniz’in kalbinde stratejik bir konum: Kıbrıs’ın konumu, Batı’ya Avrupa ile Orta Doğu ve Afrika’yı birbirine bağlayan deniz ve hava yollarını kontrol etme imkanı sağlar. Bu yollar enerji nakli, askeri destek ve insani yardımlar için kullanılmaktadır.

Batı operasyonlarının üssü: Uzun yıllardır, Kıbrıs Orta Doğu’daki Batı askeri operasyonlarını yönetmek için bir platform olarak kullanılmaktadır ve Türkiye, Suriye, Lübnan, Irak, Gazze ve Mısır’daki askeri hareketlilik üzerinde etkili bir gözetim sağlamaktadır.

Askeri ve lojistik destek platformu: Bölgedeki savaşların devam etmesiyle, Kıbrıs’a askeri ve lojistik destek açısından olan bağımlılık giderek artmaktadır. Ada, bölgesel güvenliğin şekillendirilmesi ve Batı ile ABD’nin savunma politikalarının belirlenmesinde merkezi bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda işgal devletine ABD ve Birleşik Krallık gibi ülkelerden ihtiyaç duyduğu her türlü desteği sağlamak için önemli bir ikmal hattı olarak vazife görmektedir.

Kıbrıs’ta hangi askeri üsler bulunuyor?
Kıbrıs’ın çatışma bölgelerine olan yakınlığı, Batılı ülkelere kara, deniz ve hava askeri üsleri kurma imkanı sunarak, bölgedeki müttefiklere ve ABD çıkarlarına yönelik tehditlere karşı hızlı harekete geçme fırsatı sağlamaktadır. Aynı zamanda silahlı grupların hareketliliği ve çatışmalar ile ilgili gelişmeler hakkında hassas istihbarat toplama imkanı sunmaktadır.

Son yıllarda NATO kuvvetleri, özellikle Amerikan ve İngiliz birlikleri, Suriye, Irak, Afganistan, Libya, Yemen gibi bölgelerde geniş çaplı operasyonlar yürütmek için Kıbrıs’taki askeri üsleri bir kontrol merkezi olarak kullanmıştır.

1- İngiltere Askeri Üssü

İngiltere’nin Akrotiri ve Dikelya’daki üsleri, bölgede Batı için en önemli ve en eski askeri üslerden biri olarak kabul edilmektedir. İngiltere, 1960’ta Kıbrıs’ın bağımsızlık anlaşmasıyla birlikte Akrotiri ve Dikelya’da egemen üsler bulundurmaktadır; bu üsler, adanın %3’ünü kapsamakta ve Gazze’ye sadece 200 mil uzaklıktadır.

Bu üsler, istihbarat toplama, gözetleme operasyonları ve Orta Doğu’daki Amerikan ve Avrupa operasyonlarına lojistik destek sağlamak için kullanılmakta, aynı zamanda İsrail’e de destek vermektedir. 2022 yılı itibarıyla İngiltere Savunma Bakanlığı’nın kaynaklarına göre, bu iki üste yaklaşık 2490 İngiltere personeli kalıcı olarak görev yapmakta, 7 Ekim 2023’ten sonra ise yaklaşık 700 ek personel eklenmiştir.

Akrotiri üssü, Kıbrıs’ın güneybatısında yer almakta, bir hastane, meteoroloji istasyonu ve havaalanı bulundurmaktadır. İngiltere Hava Kuvvetleri için stratejik çıkarlarını korumak amacıyla bir dizi askeri operasyonu gerçekleştirmek üzere önemli bir kalkış noktası olarak kullanılmaktadır. Üsteki iletişim tesisleri, Birleşik Krallık’ın küresel bağlantılarını güçlendirmek açısından önemli bir unsur teşkil etmektedir.

Akrotiri üssü, Orta Doğu’daki dış operasyonlar için bir ileri merkez ve hızlı jet eğitim üssü olarak kullanılmakta, aynı zamanda bölgedeki mevcut operasyonları desteklemek için sürekli aktif bir ortak operasyon üssü olarak vazife görmektedir. Typhoon ve F-35 savaş uçaklarının hızlı bir şekilde konuşlandırılmasına yönelik olarak donatılmıştır.

Temmuz 2024’teki raporlara göre, Amerikan hava kuvvetleri, Gazze Savaşı’nın başlamasından bu yana İngilterenin Akrotiri üssünden Tel Aviv’e uçak göndermiştir. Amerikan hava kuvvetleri, savaşın başlamasından bu yana kayıt bilgilerini gizleyen uçaklar kullanarak, Akrotiri üssünden Tel Aviv’e seferler gerçekleştirmiştir. İngiliz raporlarına göre, bu uçakların hepsi C-295 ve CN-235 model uçaklardır ve Amerikan özel kuvvetleri tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. 7 Ekim’den itibaren bu türden 18 uçağın İngiltere’nin Akrotiri hava üssünden Tel Aviv’e uçtuğu bildirilmiştir.

İngiltere merkezli Declassified sitesi, Akrotiri üssünün “İsrail”e silah sağlama ve Gazze’ye yönelik saldırılara lojistik destek vermek konusunda uluslararası çabalarda önemli bir nokta oluşturduğunu belirtmiştir.

Dikelya üssü ise Kıbrıs’ın güneydoğusunda, Larnaka Körfezi’nin kuzey kıyısında yer almakta olup, yaklaşık 7 kilometrekarelik bir alana sahiptir. Bu üs, doğu egemenlik üssü bölgesinin ana karargâhıdır ve İngiltere güçlerinin konuşlanması, eğitim merkezi olarak kullanılmakta, ayrıca İngiltere ile Güney Asya ve Uzak Doğu arasındaki bağlantı noktası olarak vazife görmektedir. Aynı zamanda Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler güçlerine destek amacıyla da kullanılmaktadır.

Üs, bir yerleşik piyade taburu, mühendislik filosu ve çeşitli lojistik birimlerden oluşmakta; bir hastane, küçük bir havaalanı, okullar, bir kilise ve birçok spor ve eğlence tesisi ihtiva etmektedir. Burada, aileleriyle birlikte yaşayan İngiliz vatandaşlarından oluşan 1500’den fazla sivil bulunmaktadır.

2- Amerikan Üsleri ve Casusluk Merkezleri

Resmi olarak ilan edilmiş Amerikan üsleri olmasa da, Amerikan güçleri bölgedeki yerel üsleri ve hatta ingilterenin Akrotiri üssünü kendi üsleri gibi kullanmaktadır. Londra, Amerikan güçlerine Kıbrıs’taki “egemen” topraklarında bir askeri üs kurma izni vermiştir ve İngiltere Savunma Bakanlığı, 2023’ün başlarında, Amerikan askeri personelinin 1974’ten beri Britanya Hava Kuvvetleri “Akrotiri” üssünde konuşlandığını açıklamıştır; bu tarih, Kıbrıs’a Türk askeri müdahalesinin ardından adada barış koruma gözlem misyonunun başladığı zamandır.

Declassified sitesine göre, Akrotiri üssünde Amerikan hava kuvvetlerine ait onlarca uçak bulunmaktadır. Site, Akrotiri üssünde 129 Amerikalı pilotun kalıcı olarak görev yaptığını belirtmiş, ayrıca keşif ve istihbarat uçakları için personel eğitimi yapan Amerikan ordusunun en eski birimi olan 1. Keşif Birimi’nin varlığını da doğrulamıştır.

Aynı site, Amerikan silahlı kuvvetlerinin, askeri personelini ve faaliyetlerini barındırmak için İngiliz üssü içinde 1.5 dönümlük bir alanda 147 odadan oluşan bir tesis inşa ettiğini bildirmiştir.

Ekim 2023’te İsrail’in Haaretz gazetesi, 40’tan fazla Amerikan kargo uçağının, savaşın ilk haftalarında bile, Akrotiri Kraliyet Hava Üssü’ne silah ve teçhizatla yüklü olarak uçtuğunu bildirmiştir. Haaretz, bu uçakların, Avrupa’daki stratejik depolardan geldiğini ve bu uçuşların yarısının “İsrail”e askeri yardımlar taşımak için gerçekleştirildiğini belirtmiştir.

Bu uçaklardan 16’sı, Almanya, İspanya ve Kuveyt’teki Amerikan üslerinden gelen C-17 modelidir. C-17, 134 kişiyi ve çeşitli askeri teçhizatları, tanklar ve Black Hawk helikopterleri gibi, taşıma kapasitesine sahiptir.

Amerika’nın Kıbrıs’ta casusluk merkezleri de bulunmaktadır. 2013 yılında Edward Snowden tarafından yayımlanan sızıntılara göre, Amerika’nın 4 casusluk merkezi vardır; bunlardan biri, Kıbrıs’taki Dikelya’da yer alan Ayios Nikolaos’taki iletişim dinleme merkezi olup, bu merkez, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın çeşitli bölgelerinden gelen telefon görüşmelerini, mesajları ve e-postaları dinlemektedir. Ayrıca, gizli elektronik istihbarat bilgilerini toplayan bir diğer dinleme merkezi de bulunmaktadır.

Sızıntılara ve belgelere göre, istihbarat operasyonları genellikle çevredeki ülkelerin hükümet liderlerini ve diğer üst düzey Filistinli askeri liderleri hedef alıyor; ayrıca Birleşmiş Milletler, ticari kuruluşlar, özel şirketler, polis, ordu ve siyasi askeri gruplar da hedefler arasındadır.

3- Kıbrıs Ulusal Üsleri

Kıbrıs, NATO ve Amerikan güçlerinin de kullandığı bazı yerel üsler bulundurmaktadır. Bu üsler, Kıbrıs ile İsrail arasında düzenli askeri tatbikatlar yapmak için de önemli merkezlerdir. Hatta işgal devleti, 2012 yılında Kıbrıs’a Andreas Papandreu Üssü’nü hava üssü olarak kullanmayı ve burada uçak bulundurmayı önermiştir, ancak bu anlaşmanın resmi detayları açıklanmamıştır.

Bu üslerden biri olan Andreas Papandreu Üssü, Pafos kentinin 10 kilometre kuzeyinde, Pafos Uluslararası Havaalanı’nın yakınında bulunmaktadır. Bu üs, Kıbrıs Hava Kuvvetleri’nin ana üssü ve ülkedeki en büyük yerel hava üssüdür. Hava üsleri için gerekli altyapının çoğunu ve hava kuvvetlerine bağlı birçok iletişim birimini içermektedir. Bu üs, Yunanistan, İsrail, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve Fransa gibi birçok ülkeyle birlikte 55. Birlik tarafından yapılan ortak askeri tatbikatlar ve eğitimler için rutin bir merkez niteliğindedir.

Ayrıca, Lefkoşa’nın 7 kilometre güneyinde bulunan Lakadamya Üssü, İngiliz işgali sırasında kurulan ingiliz üslerinden biridir. O dönemde aktif bir üs olan bu merkez, iki pisti olan bir havaalanını da ihtiva etmekteydi. Ülkenin bağımsızlığının ardından İngilizler, bu üssü Kıbrıs yetkililerine devretmiştir. Lakadamya Üssü’nde, hava operasyonları gerçekleştiren 449. hava operasyonları filosu bulunmaktaydı. 2010 yılında bu filonun faaliyeti durdurulmuş ve filosundaki dört uçak Andreas Üssü’ne devredilmiştir. Bunun sonucunda Lakadamya’daki operasyonel faaliyetler azalmış ve sadece birkaç uçakla kullanımı sınırlı kalmıştır.

Evanjelos Florakis Üssü: Kıbrıs’ın güney kıyısında bulunan bu deniz üssü, Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz bölgesindeki jeopolitik ve operasyonel rolünü güçlendirmek istemektedir. Bu sebeple, Mayıs 2023’te Kıbrıs, üssün altyapısını geliştireceğini ve büyük gemilerin yanaşabileceği limanı genişleteceğini, savaş gemilerinin bakım ve onarımları için bir dok da inşa edeceğini duyurmuştur. Bu proje, Fransa ile yapılan askeri iş birliği anlaşması çerçevesinde desteklenmektedir.

4- İstihbarat Üssü

Son zamanlarda, Kıbrıs’ta İsrail’in geniş bir güvenlik varlığına sahip olduğuna dair resmi olarak onaylanmamış birçok rapor ortaya çıkmıştır; bu durum arasında bir Mossad üssü olduğu iddiaları da bulunmaktadır. Fransız gazeteci Georges Malbruno, bu varlığın, Mossad ajanları tarafından işletilen genişletilmiş bir istihbarat istasyonunu ihtiva edebileceğini belirtmiştir. Bu üssün, Kıbrıs yetkilileri ile koordineli olarak kullanıldığı ve adayı bölgedeki önemli bir güvenlik noktası haline getirdiği ifade edilmektedir.

Fransız istihbarat kaynaklarına göre, İsrail, Kıbrıs’ı Orta Doğu’ya yakınlığından dolayı stratejik bir izleme noktası olarak kullanmayı hedeflemektedir. Bu durum, bölgedeki taraflar üzerinde istihbarat toplama ve gözetleme faaliyetlerinin kolaylaşmasını sağlamaktadır. Askeri ve istihbarat kaynakları, Hezbollah lideri Hasan Nasrallah’ın Kıbrıs’ı muhtemel bir kapsamlı savaşta dahil olmaktan kaçınması konusunda uyarısının sadece boş bir tehdit olmadığını, Kıbrıs-İsrail iş birliği bilgisine dayandığını belirtmektedir.

Kıbrıs’ın İsrail’e Destek Rolleri

Kıbrıs, İsrail’in komşularıyla, özellikle de Gazze, Lübnan, Yemen ve İran’daki direniş gruplarıyla yürüttüğü savaşlarda önemli bir destek rolü oynamaktadır:

1. Askeri Operasyonların Başlangıç Üssü: Örneğin, İngiltere ve Amerikan kuvvetleri, Kıbrıs’taki askeri üsleri kullanarak Yemen’deki Husilere yönelik hava saldırıları gerçekleştirmiştir; bu saldırılar, İsrail’in Kızıldeniz’den geçiş yapan gemilerine yönelik Husilerin saldırılarının ardından gerçekleşmiştir. Uçaklar, Kıbrıs’tan Lübnan sahillerine sadece on dakika içinde ulaşabilmektedir.

2. İstihbarat Toplama ve Askeri Hareketlerin İzlenmesi: Kıbrıs, işgalci devlet ve Batı tarafından, Filistin direnişi, Hizbullah ve diğer grupların hareketleri hakkında istihbarat toplamak için kullanılmaktadır. Bu üsler, hava ve iletişimlerin sürekli izlenmesini sağlayarak, İsrail ve Batılı ortaklarına rakiplerine karşı istihbarat avantajı sağlamaktadır. Ayrıca, hedefleri belirleyip hava saldırıları düzenlemelerine yardımcı olmaktadır. Aralık 2023’te sızdırılan gizli belgeler, “askeri operasyonlar için planlama” ile birleştirilmiş casusluk faaliyetlerinin İsrail’e iletildiğini ortaya koymuştur; bu durum, Britanya’nın savaş suçlarına olan bağlılığını artırmaktadır. Söz konusu belgeler, Amerikalı casusların Kıbrıs’taki İngiliz üslerine geniş bir erişime sahip olduğunu ve günlük olarak İsrailli meslektaşlarıyla bilgi paylaştıklarını göstermektedir.

3. Askeri Operasyonları Destekleme: Kıbrıs, lojistik üssü olarak kullanılarak, direniş gruplarına karşı yürütülen operasyonlar için İsrail’e doğrudan ve dolaylı destek sağlamaktadır; bu destek özellikle hareketlerin izlenmesi ve askeri ikmalde görülmektedir. İngiltere ve Amerikan kuvvetleri, adadaki üsleri kullanarak Yemen’deki Husilere yönelik hava saldırıları düzenlemiştir; bu saldırılar, işgalci devletin deniz araçlarına ve İsrail’e giden gemilere yönelik Husilerin gerçekleştirdiği saldırıların ardından yapılmıştır. İsrail, Kıbrıs, İngiltere ve Amerika ile askeri ilişkiler ve güvenlik anlaşmaları yapmıştır. Bu, ona adadaki askeri üslerden etkin bir şekilde yararlanma ve ihtiyaç duyduğunda herhangi bir rakibine karşı saldırılar düzenleme yetkisi vermektedir.

4. Lojistik Destek: Kıbrıs, askeri üsleri aracılığıyla, güçlerin, teçhizatların ve silahların İsrail’e sevkiyatı için bir merkez olarak vazife görmektedir; ayrıca İsrail’i korumak amacıyla askeri gemi ve firkateynlerin hareketini sağlamakta ve bu, mermi, savunma sistemleri ve istihbarat uçakları gibi yüklere yönelik olarak gerçekleşmektedir. Ayrıca, Amerikan uçak gemileri ve firkateynlerin hareketini destekleyen bir merkez olarak da kullanılmaktadır.

5. Askeri Eğitim ve Tatbikatlar: Son yirmi yıl içinde, her iki tarafın silahlı kuvvetleri, Doğu Akdeniz’de ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirmektedir. Bu tatbikatlar, Kıbrıs ve İsrail kuvvetleri arasında askeri iş birliğini ve koordinasyonu artırmaya yönelik deniz ve hava tatbikatlarını ihtiva etmektedir. İsrail Hava Kuvvetleri, Kıbrıs Hava Kuvvetleri ile her yıl hemen hemen bir tatbikat gerçekleştirmekte; bu tatbikatlar, kurtarma ve özel kuvvetlerin taşınması gibi simülasyonları ve deniz saldırılarına ve denizaltılara karşı koyma tatbikatlarını ihtiva etmektedir. Son bu tatbikat, 11 Nisan 2024 tarihinde yapılmış ve İsrail Hava Kuvvetleri, Kıbrıs hava sahasında İran’a yönelik bir saldırıyı simüle etmiştir. Bu durum, İsrail’in İran ile savaşın genişlemesi için yaptığı hazırlıklar çerçevesinde gerçekleşmiştir.

Kaynak: Arabi Post

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
30.10.2024 OF

Mütercimin Notu:
Konu ile ilgili altta linkini verdiğim Türkçe yazıyı da okumanızı tavsiye ediyorum.👇https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/guney-kibrisa-getirilen-yuzlerce-tank-ne-icin-493968

Tercüme Edilen Yazının Arapça Aslı İçin: 👇
https://manar.com/page-49670-ar-ar.html