Lübnan Cumhurbaşkanı ve Müftüsüne Acil Çağrı
Lübnan Cumhurbaşkanı ve Lübnan Müftüsüne Acil Çağrı:
Şefkatinizi Gösterin, İmam Karadavi’nin Oğlunu Derhal Serbest Bırakın.
Onun babasının iyiliklerine lâyık bir şekilde davranın ve tarih sizin asaletinizi hatırlasın.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Müftü Hazretleri:
Sizin için Resulullah (s.a.v.)’in hayatında güzel bir örnek yok mudur?
Resulullah (s.a.v.), Araplara yaptığı iyiliklerden dolayı kâfir olan Hatem et-Tai’nin kızı olan esir Safane’yi affetmiş ve özgürlüğüne kavuşturmuştur. Safane, Peygamber Efendimize şöyle seslenmişti:
“Ey Allah’ın Resulü! Arapların beni aşağılamasına izin verme. Ben, kavmimin liderinin kızıyım. Babam esirleri serbest bırakır, zayıfları korur, misafirlere ikramda bulunur, açları doyurur, sıkıntıları giderir ve kimseyi eli boş çevirmezdi. Ben, Hatem et-Tai’nin kızıyım.”
Ardından sordu:
“Böylesi niteliklere sahip bir insan, kendi adına ve başkaları adına şefaat etmeye layık değil midir?”
Resulullah (s.a.v.) şöyle cevap verdi:
“Ey genç kadın! Bu, müminlerin sıfatıdır. Eğer baban Müslüman olsaydı, onun için rahmet dilerdik.”
Sonra da ashabına dönerek:
“Onu serbest bırakın. Çünkü babası güzel ahlâkı severdi. Onun ve babasının hatırına beraberindeki insanları da serbest bırakın.”
Ve şöyle buyurdu:
“Üç kişiye merhamet edin; merhameti hak edenlerdir:
• Eskiden izzet sahibi olup sonra zillete düşen,
• Eskiden zengin olup sonra fakirleşen,
• İlmiyle kaybolan âlim.”
Sayın Cumhurbaşkanı ve Müftü Hazretleri:
Resulullah’ın (s.a.v.) şu sözlerini hatırlayın:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez ve onu düşmana teslim etmez. Kim bir Müslümanın ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun ayıbını kıyamet günü örter.”
(Buhari: 2442, Müslim: 2580)
Sayın Cumhurbaşkanı ve Müftü Hazretleri:
Osman bin Affan’dan şu güzel örneği alamaz mısınız? Resulullah (s.a.v.)’in, Kâbe örtüsüne sarılıyken dahi öldürülmesini emrettiği süt kardeşi Abdullah bin Ebi Sarh’ın bağışlanması için aracı olmuştu.
Şimdi dünyadaki onca Müslüman arasında, Karadavi’nin oğlunun serbest bırakılması için şefaat edecek bir kişi bile yok mu?
Sayın Cumhurbaşkanı ve Müftü Hazretleri:
Cahiliye dönemindeki asalet ve haysiyeti hatırlayın.
Resulullah (s.a.v.), Taif halkı tarafından kovulmuş, Mekke halkı ise onu şehre almamak için ant içmişti. Ancak kâfir Mut’im bin Adiy, ona koruma ve güvence sağlayarak Mekke’ye girmesine izin verdi. Kendi çocuklarına ve kavmine şöyle dedi:
“Silahlarınızı kuşanın ve evin köşelerinde durun. Çünkü Muhammed’e koruma sağladım.”
Resulullah (s.a.v.) Mekke’ye girdiğinde, Mut’im ve oğulları silahlarını kuşanmış bir şekilde onu koruyorlardı. Bu asil davranış, düşmanlık döneminde dahi gösterilen insani değerlerin bir örneğiydi.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Müftü Hazretleri:
Fıkıh kurallarında “Tabi olan, asıl olana tabidir.” denir.
Bu nedenle İmam Karadavi’nin oğlu da babasının itibarıyla değerlendirilmelidir.
Diplomatik kurallara göre, bir kişinin eşi ve çocukları, onun statüsünden yararlanabilir. Emeklilik ve kira yasaları bile, ebeveynin haklarının çocuklarına geçtiğini kabul eder.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Müftü Hazretleri:
Karadavi’nin oğlunun suçlanmasının sebebi siyasidir, ahlaki veya adli bir suçlama değildir.
Bu durumu kötü niyetle kullananlara kulak asmayın. Onlar, Arapların misafiri koruma geleneğini dahi anlamazlar.
Sonuç:
Lübnan’ı özgürlüklerin ülkesi ve fikirsel zulme uğrayanların sığınağı olarak koruyun.
Eğer bunu yapmazsanız, tarih sizi kaydetmekten vazgeçer ve erkeklerin başlarından asalet duygusu uçar gider.
Allah sizi hayırlı işlerde başarılı kılsın ve size tüm erdemleri ilham etsin.
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
31.12.2024 Üsküdar
نداء عاجل لدولة الرئيس وصاحب السماحة مفتي الجمهورية اللبنانية:
أظهروا شهامتكم،
أطلقوا ابن الإمام القرضاوي فورا لمكرمة أبيه… واجعلوا التاريخ يحفظ نخوتكم:
🚩-دولة الرئيس ويا صاحب السماحة:
أما تريدون أن يكون لكم في رسول الله أسوة حسنة،
فقد أكرم رسول الله صلى الله عليه وسلم الأسيرة سفانة بنت حاتم الطائي الكافر، لما كان لوالدها من فضل على العرب بعد أن مر بها فقالت:
لا تُشَمِّتْ بي أحياء العرب، فإني بنتُ سيد قومي،
كان أبي يفك الأسير ويحمي الضعيف، ويَقْرِي الضيف، ويشبع الجائع، ويفرّج عن المكروب، ويطعم الطعام، ويفشي السلام، ولم يرد طالب حاجة قط،
أنا بنت حاتم الطائي، أوليس الذي يتصف بتلك الخلال جديراً بأن يشفع في نفسه، ويشفع للآخرين بسجاياه؟،
فرد صلى الله عليه وسلم:
يا جارية، هذه صفة المؤمن، لو كان أبوك مسلماً لترحمنا عليه،
ثم قال لأصحابه: خلوا عنها، فإن أباها كان يحب مكارم الأخلاق، أطلقوا من معها كرامة لها ولأبيها،
ثم قال: ارحموا ثلاثاً وحق لهم أن يرحموا:
عزيزاً ذلّ من بعد عزّهِ،
وغنياً أفتقر من بعد غناه،
وعالماً ضاع ما بين جُهّال.
🚩-يا دولة الرئيس ويا صاحب السماحة:
يذكركم حبيبكم رسول الله صلى الله عليه وسلم:
” المسلمُ أخو المسلمِ لا يظلِمُه ولا يُسلِمُه مَن كان في حاجةِ أخيه كان اللهُ في حاجتِه ومَن فرَّج عن مسلمٍ كُربةً فرَّج اللهُ بها عنه كربةً مِن كُرَبِ يومِ القيامةِ ومَن ستَر مسلمًا ستَره اللهُ يومَ القيامة”
(أخرجه البخاري 2442، ومسلم 2580 باختلاف يسير)
-أما لكم في عثمان بن عفان أسوة حسنة حين شفع لأخيه في الرضاعة عبد الله بن أبي سرح بعد أن أهدر رسول الله صلى الله عليه وسلم دمه وأمر بقتله ولو متلبسا بأستار الكعبة.
ألا يوجد من مسلمي العالم، على عظم قدرهم ، من تقبل شفاعته عندكم ممن نادى بإطلاق سراح ابن الإمام القرضاوي.
🚩- يا دولة الرئيس ويا صاحب السماحة:
أما تذكرون نخوة أهل الجاهلية مع رسول الله وقد خالفوه في دينه، بعد أن أخرجه أهل الطائف وعزم أهل مكة أن لا يدخلوه إليها، فقام المطعم بن عدي الكافر وأدخل رسول الله صلى الله عليه وسلم لمكة بأمانه حاميا مجيرا بعد أن طلب منه الجوار،
فدعا بنيه وقومه، وقال: البسوا السلاح، وكونوا عند أركان البيت، فإني قد أجرتُ محمداً،
فدخل رسول الله ـصلى الله عليه وسلم ـ، ومعه زيد بن حارثة حتى انتهى إلى المسجد الحرام،
فقام المطعم على راحلته، فنادى:
يا معشر قريش، إني قد أجرت محمداً، فلا يهجه أحد منكم،
فانتهى رسول الله ـصلى الله عليه وسلم ـ إلى الركن، فاستلمه، وصلى ركعتين، وانصرف إلى بيته ومطعم وولده محدقون به بالسلاح حتى دخل بيته.”
قال ابن الأثير: “وأصبح المطعم قد لبس سلاحه هو وبنوه وبنو أخيه فدخلوا المسجد، فقال له أبو جهل: أمجير أم متابع؟، قال: بل مجير، قال: قد أجرنا من أجرت.”
–🚩 ياصاحب السماحة ويا دولة الرئيس:
أما تنص القواعد الفقهية على أن
“التابع يأخذ حكم المتبوع” وأن “التابع تابع” وأن “التابع له حكم الأصل” وأن “الحريم له حكم ما هو حريم له.”
فابن القرضاوي بالإكرام يأخذ حكم أبيه.
أما أن القواعد الدبلوماسية تتضمن إعطاء الجواز الدبلوماسي للزوجة والأولاد لأنهم تبع لوالدهم،
أما أن قواعد قوانين التقاعد والايجارات تجعل الزوجة والأولاد
يستفيدون مما كان لوالديهم وهم أحياء.
-لا تسمعوا لمن يتذرع باتفاقيات تسليم المجرمين الإرهابيين، فتهمة ابن القرضاوي سياسية، وليست تهمة جنائية شائنة.
-🚩 يا دولة الرئيس ويا صاحب السماحة:
لا تسمعوا لمن يخوفكم من غضبة السفارات، فهم يفهمون أعراف قبائل العرب في حماية الضيف ولو كان قاتل أبيهم.
-حافظوا على لبنان بلدا للحريات وموئلا للمضطهدين فكريا.
⛔ فإن أبيتم.. فاطلبوا من التاريخ أن لا يحدث، فتطير النخوة من رؤوس الرجال…
🙏 سددكم الله لما فيه خيركم وخير المسلمين وألهمكم كل مكرمة.