Özür Dilerim Sayın Noel Baba
Sayın Noel Baba (Santa Claus), selamlar ve saygılar,
Seni ilk kez duyduğumda daha küçüktüm. Bana, bacalardan evlere girip bir çuval dolusu oyuncak taşıdığını söylediler. Seni bütün kalbimle görmeyi diledim. O gece seni bekledim, oysa bizim evde ne bir baca vardı ne de şömine! Hatta evimizin çatısının, kızağını ve ren geyiklerini park edecek kadar geniş olmadığını bile fark etmemiştim!
Ama sen gelmedin. Bunun sebebinin bizim evde bu lojistik eksikliklerin bulunması olduğunu düşündüm. Öğretmenime, o gece seni bekleyerek tavanı izleyerek geçirdiğimi söyledim. Bana, “Santa yalnızca bacalardan iner!” dedi. Ben de o küçük yaşımda lafı esirgemeden cevap verdim: “Bacası olan evlerdeki çocukların zaten daha fazla oyuncağa ihtiyacı yok!” Öğretmenim şaşkınlıkla bana baktı ve “Santa’ya bir mektup yaz ve bu gözlemini ona ilet. Mektubu bir çorabın içine koy!” dedi.
Gerçekten de sana bir mektup yazmaya karar verdim. Ama elimde deliksiz bir çorap bulamadığım için vazgeçtim!
O gece, delik çoraplarla geçen o gecede anneme bana bir hediye almasını istedim. O da bir azizeydi ama senin gibi hayali değil, gerçek bir azizeydi. Çokça dua eder, Kur’an okur ve evlere kapılarından girerdi! Bana, “Bir hafta sonra sana bir oyuncak alacağım,” dedi.
“Neden bir hafta sonra?” diye sordum.
“Çünkü başkalarına benzemiyoruz,” dedi.
“Kim bu başkaları? Bacası olanlar mı?” diye sordum.
“Hayır,” dedi. “Santa’nın var olduğuna ve bacalardan indiğine inananlar.”
“Peki ya kızağı ve ren geyikleri?” dedim.
Annem gülümsedi ve bana Cebrail’in Mekke’ye gelip Muhammed’i (s.a.v.) Burak ile Mescid-i Aksa’ya götürdüğünü anlattı. Miraç’tan, gökyüzündeki Adem’den (a.s.) ve yedinci kattaki İbrahim’den (a.s.) bahsetti. Musa’nın (a.s.), namazları elliden beşe indirtmek için nasıl aracılık ettiğini anlattı. O günden itibaren Burak’a inandım ve senin ren geyiklerine inanmayı bıraktım!
Büyüdük artık Noel Baba,
Artık tavana bakmayı bıraktık. Çünkü yukarıdan inmesini beklediğimiz tek güzel şey İsa Mesih’tir (a.s.) O bacadan inmeyecek, gökten inecek. Bizim evlere değil, Şam’daki Beyaz Minare’ye inecek. Ve o gün bir oyuncak çuvalı değil, Deccal’i öldürecek bir mızrak taşıyacak. O gün oyun oynayacak zaman olmayacak!
Büyüdük Noel Baba,
Mesih’in (a.s.) bize ait olduğunu ve size ait olmadığını biliyoruz. Eğer öyle olsaydı, Vatikan’a ya da St. Petersburg’a inerdi. Artık ren geyiklerinin uçamayacağını da biliyoruz. Gökyüzümüzde gördüğümüz tek şey, F-16’lar ve Sukhoi uçakları. Onlar da Gazze, Suriye, Irak ve Afganistan’daki çocukları “uçuruyor”!
Büyüdük Noel Baba,
Avrupa Birliği kurmuş olsalar da Rumların hala Rum olduklarını, ateşe tapmayı bırakmış olsalar da Perslerin hala Pers olduklarını biliyoruz. Ayrıca Beytüllahim’in çocuğunun, Gazze’nin çocuklarının öldürülmesine razı olmadığını da biliyoruz.
Gelme bize Noel Baba! Rafah sınır kapısı kapalı. Evlerimizde bacalar yok ve Şucaiyye’de evler kalmadı. Cebaliye, ölüler kadar dirilerin de mezarlığı oldu. Mülteci kamplarındaki çocuklar oyuncağa değil, soğuktan ölmemek için battaniyelere ihtiyaç duyuyor. Çünkü Ömer donarak öldü!
Yolculuk zahmetine girme ve ren geyiklerini yorma. Seni beklemiyoruz. Çocuklarımıza Cebrail’den, Burak’tan ve mızrağıyla İsa’dan bahsedeceğiz. Çünkü gerçek azizler, çocuklara oyuncak dağıtmaz. Onlar Deccalleri öldürür ki çocuklar huzur içinde yaşayabilsin!
Edhem Şarkavi
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
31.12.2024 Üsküdar
عُذراً بابا نويل!
السّيد سانتا كلوز تحيّة وبعد:
كنتُ صغيراً عندما سمعتُ بكَ أوّل مرّة، أخبروني أنّكَ تدخلُ البيوتَ من مداخنها حاملاً كيس ألعاب، فتمنيتُ من كلّ قلبي أن ألتقيكَ، وبالفعل انتظرتكَ تلك الليلة أن تهبط عليّ رغم أنّ بيتنا ليس فيه شيمينيه ولا مدخنة! حتى أني لم أنتبه أن سطح البيت لا يتّسع لتركن عليه عربتكَ وأيائلكَ!
المهم أنكَ لم تأتِ ، فاعتقدتُ أنّ ما منعكَ هذه الأسباب اللوجستيّة التي لا تتوفر لدينا!
فأخبرتُ المعلمة التي حدّثتنا عنكَ كيف قضيتُ ليلتي محدّقاً إلى السّقف
فقالت لي: سانتا لا يهبطُ إلا من المداخن!
ولأني كنتُ طويل لسان منذ نعومة أظافري قلتُ لها: البيوت التي فيها مداخن لا يحتاج أطفالها مزيداً من الألعاب!
فنظرتْ إليّ بدهشةٍ ثم قالت: اكتبْ لسانتا رسالة وضعها في جوربك وأخبره عن هذه الملاحظة!
فقررتُ أن أكتب إليكَ فعلاً، ولكني لم أجد جورباً ليس فيه ثقب لديّ فعدلتُ عن الكتابة إليك!
في ليلة الجوارب المثقوبة تلك، طلبتُ من أمي أن تشتري لي هديّة، هي أيضاً قدّيسة، ولكنها قدّيسة حقيقية وليست مثلك، تصلي كثيراً، وتقرأ القرآن، وتدخل البيوت من أبوابها!
فقالت لي: سأشتري لك لعبة بعد أسبوع
فسألتها: ولِمَ بعد أسبوع؟
فقالت: لأننا لا نتشبّه بالآخرين
سألتها: من هم الآخرون، الذين في بيوتهم مداخن
فقالت: لا، الآخرون هم الذين يؤمنون أن سانتا موجود، وينزل من المداخن
فسألتها: وماذا عن العربة والأيائل؟
فابتسمتْ، وحدّثتني عن جبريل يأتي إلى مكة، ويأخذ محمداً صلى الله عليه وسلم على البراق إلى بيت المقدس، وحدّثتني عن المعراج، وعن آدم عليه السّلام في السّماء الأولى، وعن إبراهيم عليه السّلام في السّماء السّابعة، وعن موسى عليه السّلام يُساهم لتكون الصلوات خمساً بدل خمسين لأننا لا نطيق! ومن يومها آمنتُ بالبراق وكفرتُ بأيائلك!
كبرنا بما يكفي يا سانتا، وتوقفنا عن النّظر إلى السّقف، لأنّ الشيء الجميل الوحيد الذي سينزل من أعلى هو عيسى عليه السلام ! لن ينزل من المدخنة وإنما من السماء، ولن ينزل في بيوتنا وإنما عند المنارة البيضاء في دمشق، وأنه لن يحمل يومها كيس ألعاب وإنما رمحاً ليقتل به الدّجال، فوقتها لن يكون هناك وقت للعب!
كبرنا بما يكفي يا سانتا لنعرف أنّ المسيح عليه السلام لنا وليس لكم، وإلا لنزل في الفاتيكان أو في سانت بطرسبرغ! كبرنا بما يكفي لنعرف أن أيائلكم لا تطير، الشيء الوحيد الذي نراه في سمائنا هو طائرات الأف ١٦ والسوخوي التي جعلت أطفال غزَّة وسوريا والعراق وأفغانستان يطيرون!
كبرنا بما يكفي لنعرف أنّ الروم هم الروم ولو صار عندهم اتحاد أوروبيّ، وأنّ الفُرس هم الفُرس ولو كفّوا عن عبادة النار! كبرنا بما يكفي لنعرف أنكم كذّابون، لأنّ طفل بيت لحم لا يرضيه أن يُقتل أطفال غزّة!
لا تأتِ إلينا يا بابا نويل فمعبر رفح مغلق، وبيوتنا ليس فيها مداخن، والشُّجاعيّة لم يبقَ فيها بيوتٌ أصلاً، وجباليا صارت مقبرة للأحياء قبل الأموات! والأطفال في خيم اللجوء لا يحتاجون ألعاباً وإنما بطانيات كي لا يقتلهم البرد فقد مات عُمر!
وفّر عليك عناء رحلتك، ولا تُتعب أيائلك، فلن ننتظرك، سنُحدّث أولادنا عن جبريل والبراق، وعن عيسى ابن مريم حاملاً رمحه لأن القديسين الحقيقيين لا يُوزّعون الألعاب على الأطفال، وإنما يُحاربون الدّجالين ليعيش الأطفال بسلام!
أدهم شرقاوي