Şeriatın Tedricen Uygulanması ..

Şeriat Hükümlerinin Kademeli Olarak Uygulanma Mekanizmaları

1. Öncelikli Olarak İslam ile Çağdaş Sistemlerin Ortak Noktalarından Başlamak:
İslam hukukunu uygulamaya geçerken, ilk adım olarak çağdaş siyasi sistemlerle İslam’ın ortak yönlerinden başlanmalıdır. Bu kapsamda öncelikle üzerinde uzlaşılan ilkeler vurgulanabilir:
• Halk, siyasi otoritenin meşruiyet kaynağıdır.
• Yönetim, yönetici ve halk arasında bir sözleşme ilişkisine dayanır.
• Yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılığı ve yargının bağımsızlığı esastır.

Bu ilkeler İslam’ın yönetim anlayışıyla uyumludur. Misal olarak:
• Yönetici, kâdının verdiği hükmü bozma yetkisine sahip değildir.
• Bir kâdının belirli bir mezhebe göre hüküm vermesi şart koşulamaz.
• Yönetici vefat ettiğinde veya görevden alındığında, kâdının yetkisi sona ermez; çünkü hakim, doğrudan ümmet adına yetkilendirilmiştir.

Bunun yanı sıra, devlet başkanının görev süresinin belirlenmesi de İslam’a aykırı değildir. Yönetim bir akit ilişkisidir ve bu akdin tarafları olan halk ve yönetici, karşılıklı şartlar koyabilir. Dolayısıyla, halk yöneticiye belirli bir süre şartı koyduğunda, bu meşrudur.

2. Sosyal Adaleti Sağlayan Hükümlerden Başlamak:
Uygulama aşamasında, sosyal adaleti sağlamaya yönelik hükümlere öncelik verilmelidir. Bu, Kur’an’da yer alan şu anayasal ilkeye dayandırılabilir: “Öyle ki, servet sadece zenginler arasında dolaşan bir güç olmasın.” (Haşr, 7)

Bu bağlamda devletin doğal kaynaklardan elde ettiği gelirlerin (petrol, doğalgaz, turizm gibi) bir kısmının, dar gelirli kesimlerin desteklenmesine ve gecekondu bölgelerinin iyileştirilmesine tahsis edilmesi önemlidir. Bu gelirler, kimsenin özel gayreti veya büyük bir harcama yapmaksızın elde edilen kazançlardır ve İslam hukukundaki “ganimet” ve “fey” kavramlarına benzerlik gösterir.

Ayrıca, zekât fonlarının ve vakıfların bağımsız hale getirilerek, bu kaynakların eğitim, sağlık ve sosyal projelere yönlendirilmesi de sosyal adaletin sağlanmasında önemli bir etkendir.
Devlet, öncelikle bu tür adımlar atarak halk ile bağını kuvvetlendirirse, cezai hükümlerin uygulanmasına geçmeden önce toplumsal destek kazanacaktır.

3. Geçiş Döneminde Toplum Kurumlarının Güçlendirilmesi:
Devlet kurumlarının tam anlamıyla kurulmasından önce, toplumun sivil kurumlarının güçlendirilmesi gerekir. Çünkü güçlü toplum kurumları, devletin aşırı güç kazanmasını engeller ve toplumsal dengeyi sağlar. Bu kurumlar aynı zamanda hak ve özgürlüklerin teminatıdır.

Bu bağlamda güçlendirilmesi gereken sivil toplum kuruluşları şunlardır:
• Meslek odaları ve sendikalar,
• Hayır kurumları ve vakıflar,
• Uzmanlık kulüpleri ve dernekler.

Bu tür kurumlar, toplumu daha dayanışmacı hale getirir ve dolaylı olarak devletin gücüne de katkıda bulunur.

4. İslam’ın Amaçlarını (Makasid-i Şeria) Gözetmek ve İnsan Haklarına Önem Vermek:
Şeriat hükümlerini uygularken, insan haklarını koruyan ve güvence altına alan hükümlere öncelik verilmelidir. Bu kapsamda:
• İnsanların özgürlük hakkı,
• Güvenlik hakkı,
• Azınlık haklarının korunması gibi unsurlar öne çıkarılmalıdır.

Bu çerçevede geçici yönetim, akademisyenler ve din adamları bir araya gelerek “İslam İnsan Hakları Sözleşmesi” ilan edebilir. Bu sözleşme, hem İslam’ın temel prensipleriyle uyumlu olacak hem de insanların doğal hak ve özgürlüklerine hitap edecektir.

Bu tür bir belge, uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle de büyük ölçüde örtüşebilir ve toplumun İslam’a dayalı bir yönetim sistemine daha kolay adaptasyonunu sağlayabilir.

Sonuç:
Bu kademeli geçiş mekanizmaları, İslam hukuku uygulamalarının modern dünyadaki yönetişim standartlarıyla uyumlu ve halk tarafından kabul edilebilir bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olacaktır.

Dr. Atiyye Adlan

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
07.01.2025 Üsküdar

آليات التدرج في تطبيق الشرائع :

أولًا: البدء بالأمور التي تتفق فيها النظم المعاصرة مع الإسلام، والتي منها أنّ الأمة مصدر الشرعية السياسية للحاكم، وأنّ الحكم يقوم على أساس علاقة عقدية بين الحاكم والمحكوم، ومنها مبدأ الفصل بين السلطات واستقلال القضاء والهيئات الرقابية، ومما يعزّز قابلية النظام الإسلاميّ لهذا المبدأ أمور، أولها: أنَّ الحاكم ليس له أن ينقض قضاء القاضي؛ ثانيها: أنّه لا يجوز له أن يقلد القضاء شخصًا على أن يحكم بمذهب معين، ثالثها: أنّ الحاكم إذا مات أو عزل لم ينعزل القاضي بموته أو عزله؛ لأنّه عندما ولاه إنما ولاه بالوكالة عن الأمة، فإذا ذهب الوكيل بقي الأصيل، ومنها توقيت عقد رئاسة الدولة، وهو مبدأ تقبله الأحكام الشرعية المنظمة للحكم في الإسلام؛ لأنّ العلاقة علاقة تعاقد؛ وعليه فإنّ طرفي العقد لهما كامل الحق في الاشتراط، فإذا شرطت الأمة على الحاكم مدة معينة فلها ذلك.

ثانيا: البدء بالأحكام التي تحقق العدالة الاجتماعية، وذلك انطلاقا من القاعدة الدستورية: {كَيْ لا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأغْنِيَاءِ مِنْكُمْ}، ومن أمثلة ذلك أن يُخصَّص جزء من موارد الدولة الريعية التي لم يبذل أحد من الناس جهدًا كبيرًا وإنفاقًا عاليًا في إيجاد أصلها، والتي هي محض وهب لا كسب، وهي تشبه في تكييفها الفيء الذي لم يوجف عليه أحدٌ خيلًا ولا ركاباً، كالبترول أو الغاز أو السياحة، فيخصَّصُ جزءٌ منها للمحدودي الدخل ولإعادة بناء العشوائيات ولإصلاح مرافق البسطاء، ومن أمثلتها توظيف أحكام الزكاة والأوقاف الخيرية والأهلية بعد تحقيق استقلالها في تقديم خدمات تعليمية وصحية وإقامة مشاريع خيرية للمحدودي الدخل، إنّ الأحكام المحققة للعدالة الاجتماعية كثيرة ووفيرة، وكذلك الأحكام التي تحدد وظيفة الدولة اتجاه تحقيق العدالة الاجتماعية، فإذا بادرت الدولة بإقاماتها قبل التوجه إلى إقامة العقوبات على السارق، كان ذلك السلوك منها مبادرة إلى توثيق علاقتها بالشعب.

ثالثا: إنشاء مؤسسات المجتمع وتمتينها في المرحلة الانتقالية التي تسبق إقامة مؤسسات الدولة؛ وذلك لأنّ قوة مؤسسات المجتمع تتوازى مع قوة مؤسسات الدولة فتحدث التوازن، وتمنع من تغول الدولة، وتمثل ضمانة للحقوق والحريات، كما أنّ هذه المؤسسات كلما كانت قوية أدت من جهة إلى تماسك المجتمع، ومن جهة أخرى تكون قوتها في حقيقة الأمر قوة للدولة، من هذه المؤسسات المجتمعية: النقابات المهنية، والجمعيات الأهلية، والأوقاف بأنواعها، والأندية التخصصية.

رابعًا: إعمال المقاصد الشرعية، والاهتمام بالأحكام التي تحقق الصيانة لحقوق الإنسان، كحق الإنسان في الحرية وفي الأمن وحقوق الأقليات، ومن اللائق جدًّا أن تبادر القيادة ومعها الحكومة المؤقتة وبصحبتهما رموز علمائية وأكاديمية ومجتمعية إلى إعلان “الميثاق الإسلاميّ لحقوق الإنسان” وأن يصاغ صياغة منسجمة مع الشريعة من جهة، وفي الوقت ذاته يأتي ملبّيًا لفطرة الناس وحبهم للحريات والحقوق الطبيعية، وما من شكٍّ في أنّ هذا الميثاق سيكون إلى حدّ كبير منسجمًا مع كثير من المواثيق العامّة الدولية. والله الموفق.

==
الدكتور عطية عدلان