Gazzeliler İzzet ve İtibarı Gösterip Cihad Ruhunu Canlandırdı; İmrendirdi ..

Isparta İl Vaizesi
Ayşeli Polat’ın kaleminden …

1991 yılında İlâhiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisiydim. O yıldan beri aktif olarak vaaz ediyorum. Vaazlarımda gerek Efendimiz ÂleyhisSâlâtu VesSelâm’dan önceki kavimlerin, İman ettikleri için gördükleri fiziki ve psikolojik şiddeti, gerekse Efendimiz (ÂleyhisSâlâtuVesSelâm)’ın ve ashabının Mekke müşriklerinden, münâfıklardan ve yahudilerden gördükleri eza ve cefaları anlatırdım hep.
Anlattıklarım beni yıllar öncesine götürür, duygulanır ağlardım. Çünkü dillendirmesem de içten içe o yıllarda yaşamayı, o insanlarla birlikte İmanın halavetini iliklerime kadar hissetmeyi arzulardım.
Ah derdim, keşke Bilâl’in çıplak vücuduna konulan kocaman taşların, Bilâl’in şehadetine şahitlik ettiği gibi, ben de Bilâl’in İmanına şahitlik etseydim.
Keşke derdim, sayıları 40‘a ulaşmayan sahabeler kolkola girip Kâbe’ye yürüdüklerinde, ikinci safta kolkola Kâbe’ye yürüyenlerden biri de ben olsaydım.
Ah derdim, Uhud’ta Rasulullah (Sallallahu Âleyhi Ve Sellem)’in başı yarılacağına, benim başım yarılsaydı. Bütün dişlerim, Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm’ın tek bir dişine kurban olsaydı. Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm’ın yüzüne batan miğferin kanattığı o yanak, benim olsaydı.
Keşke derdim, adım Sümeyye olsaydı da Cennette “ilk şehit” ünvanıyla anılsaydım.
Ah derdim, efendisi tarafından ateşle işkence gören Habbab, ALLAH dediği için öldüresiye dövülen Ebu Zer Radıyallahu Ânh olsaydım.
Ah, yıllarca boykot uygulanıp aç-susuz bırakılan ama hiç pes etmeyen, dimdik ayakta duran ashabın bir ferdi de ben olsaydım.
Keşke derdim, Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm’ın üzerine deve işkembesi konulduğunda, onu temizleyen eller, benim ellerim olsaydı.
Ona atılan oklara ben hedef olsaydım.
Ah derdim, Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm’ın ufacık bir iltifatına mazhar olmak için bütün belâlara, bütün eziyetlere gönüllü boynunu uzatan Rasulullah ÂleyhisSâlâtu VesSelâm’ın aşıklarından biri de ben olsaydım.
Keşke derdim, imanın zirvede olduğu o çağda yaşayıp, Cennetin efendilerini, dünya gözüyle görseydim.
Onların taş gibi sağlam İmanlarına, sabırlarına, mangal gibi yüreklerine, tevekkül ve teslimiyetlerine şahit olsaydım.
Bazen oturur uzun uzun tefekkür ederdim.
O günlerin geçtiğini düşünür, artık o seviyede İmana, sabra, teslimiyete sahip birilerinin gelmeyeceğine kanaat getirir ölesiye üzülürdüm.
“Ne talihsiz bir çağda yaşıyorum” derdim sitemkâr bir edayla. “Benim de kaderimde böyle acaip bir çağda nefes alıp vermek varmış.” der hüzünlenirdim.
🔹Lâkin Günlerdir “Ey İman edenler! İman ediniz!” âyeti kerimesinin tecellisini müşahede etmekteyim.
Hâşâ önceden İman etmiyormuşum da yeni Müslüman olmuşum gibi bir İman kuvveti hasıl oldu gönlümde.
Filistinlileri izliyorum hayretle.
☝️Kardeşini defneden genç gülümseyerek “HASBÛNALLAH Ve Ni’mel VEKİL” diyor, ELHAMDÜLİLLAH ki şehit oldu diye seviniyor. Ve ekliyor: “Sıra bana da gelecek İNŞAALLAH”
☝️Bebeği bombardıman sonucu ölen adam, çocuğu havaya kaldırıp “Bak canımı sana verdim.
Artık benden Razı mısın YA RABBİ?
Razıysan ELHAMDÜLİLLAH.
Benden daha çok al!”
diyor.
☝️6 çocuğu şehit olmuş kadın sadece “ALLAH bize yeter” diyor.
☝️10 yaşındaki küçük kız “ALLAH bizi sevdiği için imtihan ediyor” diyor gülerek.
☝️İki adam arabada içeceklerini içerken gülerek “Bu içecekler, burada içtiğimiz son içeceğimiz.
Devamını Cennette içeceğiz.
Cennette görüşmek üzere”
diyorlar.
☝️Tanklar gençlerin üzerine yürürken, gençler gülerek yerel danslarını yapıyorlar.
☝️Kadınlar Namaz kıyafetlerini giymiş, çocuklarını yanlarına almış şehit olmayı bekliyorlar.
☝️Elleri kelepçelenip ölüme götürülen gençler, kahkahalarla gülüp zafer işareti yapıyorlar.
☝️10 yaşındaki bir erkek çocuğu, Dedesinin yemesi için uzattığı bir parça helvayı, “Dede ben oruçluyum. Öldüğümde Oruçlu ölmek istediğim için sürekli Oruç tutuyorum” diyerek reddediyor.
☝️Bombardımana tabi tutulan 65 yaş üstü Neneler, Dedeler olayı anlatırken, kendilerini, ezbere şakır şakır Kur’an âyetleri okuyarak teselli ediyorlar.
Donup kalıyorum resmen.
🔴🔴🔴Yahu bu insanlar nasıl insanlar?
Dostlar, ALLAH için söyleyin bana, biz gerçekten 2025 yılında mıyız? Ne olur biri çıkıp söylesin bana, biz bu insanlarla aynı çağda mı yaşıyoruz?
🗣️Aynı dine mi mensubuz?
🗣️Vallâhi devrelerim yandı.
Nolur biri beni aydınlatsın.
🔴Benim ülkemde, Starbucks’ta, Mc Donalds’da oturup yiyip içen, boykot etme zahmetinde bile bulunmayan, insan olmayı becerememiş gençlerin Anne-Babalarıyla, Filistinde evinin enkazının üzerinde oturup “Ne yaparlarsa yapsınlar burayı terk etmeyeceğiz. Burası bizim memleketimiz” diyen 10 yaşındaki erkek çocuğun Anne-Babası aynı dine mi mensup?
◾Bacak bacak üstüne atıp “Elin Arabı her şeyi hak ediyor” diyen adamla, yıkıntıların arasında parçalanmış elleriyle ölmüş 4 çocuğunu arayan adam aynı Cennete mi gidecek?
◾Kuş sütü eksik kahvaltı sofrasına burun kıvıran oğlumuzla, kız kardeşini yahudiden korumak için elindeki taştan başka sermayesi olmayan oğlan aynı Cennete mi girecek?
◾Diş fırçalarken, bulaşık yıkarken tonlarca su israf eden adamla, yahudiler sularını kestiği için kanalizasyondan su içen adam aynı Cennette mi ağırlanacak?
◾Namaz kıyafetiyle sabaha kadar şehit olmayı bekleyen kadınla, başı örtülü olduğu halde, tiktok çekip vücudunu teşhir eden, her türlü kepazeliği yapan kadın ötede aynı Cennetle mi mükâfatlanacak?
◾Öldüğünde Oruçlu ölmek için sürekli Oruç tutan 10 yaşındaki İsmail Muaz ile, burger yeme, kahve içme keyfinden feragat etmeyen bizim tuzu kuru gençlerimiz ötede aynı mı karşılanacak?
◾Bomba sesleri altında kendilerini, ezbere şakır şakır okudukları Kur’an âyetleri ile teselli eden 65 yaş üstü Neneler, Dedelerle, bizdeki Müge Anlı ve Esra Erol’un programının tek bir bölümünü kaçırmamak için Kur’an kursuna gitmeyi reddeden Neneler ve sosyal medyadan önüne gelene yürüyen Dedeler aynı Cennetin sakini mi olacak?
“Eşim, çocuklarım hayatta mı bilmiyorum.
Şu an bunun benim için bir önemi yok.
Şu an benim için Filistin’in özgürlüğü önemli”
deyip evini terk eden, günlerdir bir avuç gence komutanlık yapan gönüllerin kahramanı Ebu Ubeyde ile, sokakta dişi sıfatıyla yürüyen hiçbir canlıyı ıskalamayan, saçının telinden ayak uçlarına kadar her zerresini utanmadan inceleyen ahlaksız erkeklerimiz aynı dinin mensubu olarak mı muamele görecek?
◾Tamamı Hafızlardan oluşan, Kaza Namazı olanın alınmadığı bir avuç ordunun sakinlerinin İmanıyla, zahmet edip Sabah Namazına bile kalkmayan, telefon başında Sabahlayan bir güruhun İmanı aynı kefeye mi konulacak?
◾ALLAH dedikleri için her şeylerini kaybetmiş İnsanların İmanıyla, indirime giren yahudi mallarını talan eden, İnsanlığını üç kuruşa satan İnsanların İmanı, bir mi tutulacak?
🔴☝️🔴Dostlar! Filistine iyi bakın! Cennetin sakinleri 2025‘te Filistin’de ikâmet ediyor.
Kalbindeki Nûr yüzünü aydınlatan bu seçilmişlere iyi bakın! Şanslı insanlarız. Zira Cennet ehlini dünyadayken, dünya gözüyle görmek öyle her kula nasip olmaz.
Bize nasip oldu ELHAMDÜLİLLAH.
Dostlar, hadi gelin kabul edelim.
Hani sadece LÂ İLÂHE İLLÂLLAH dediğimiz için kesin Cennete gireceğimizi zannediyor, Cenneti çantada keklik görüyorduk Ya… Filistinliler bize günlerdir adeta “Durun müslümanlar! Sınanmadan, denemeden sadece inandık demekle Cennete giremezsiniz. Müslüman öyle olunmaz, böyle olunur!” diye İman dersi veriyorlar. Nasıl Müslüman olunacağını dökülen kanlarıyla, kaybettikleri mallarıyla, verdikleri canlarıyla gösteriyorlar.
Kur’an-ı baştan sona okursanız, orada müminlerin, münâfıkların, kâfirlerin ve müşriklerin vasıflarının âyet âyet anlatıldığını müşahede edersiniz.
Ben son olarak Murat Padak hocanın yeni çıkan meâlini okudum. İnanın, Filistinliler Kuran’da âyet âyet anlatılan “mümin” vasıflarının hepsini taşıyorlar.
Biz mi?
Utanarak ve esefle ifade etmeliyim ki, biz de, Kur’an’da zikredilen münâfıkların vasıflarının tamamını taşıyoruz.
Ötede halimiz nice olur bilmiyorum.
Kaçış yok, bu gidişle ötede bir sürpriz olacak sanki.
Lâkin bu sürpriz bizi Cennete mi yoksa Cehenneme mi koyar, işte orası meçhul.
İsrail’in bombalarla yıldırmaya çalıştığı, aç Susuz, Elektriksiz bırakarak dirençlerini kırmak istediği; küvezdeki bebekleri katlederek geleceğini bitirmeyi amaçladığı adamlara bakın hele! Hey yavrum hey! Sen kimlerle uğraştığının farkında mısın İsrail?
Adamlar, etiyle, kemiğiyle, kanıyla ve her zerresiyle Müslüman.
Öyle kimliğinde dini “İslâm” yazan, fakat yaşantısıyla münâfık mı, müşrik mi, kâfir mi olduğu kestirilemeyen Müslümanlardan filan değil üstelik. Katıksız, saf, Kur’an’da ALLAH’IN âyet âyet tarif ettiği Müslümanlardan.
Adamların, Mescid-i Aksa’yı fethetme gibi bir ideâli var, yüce bir gayesi var. Doğduğu gün kulaklarına Ezandan sonra bu fısıldanmış. Ağladıklarında Anneleri beşiklerini, dandini yerine Mescid-i Aksa ezgileriyle sallamış. Çocukken oynadıkları oyunlarda ya Ebu Ubeyde Bin Cerrah, ya Selahaddin Eyyûbi olup Kudüs’ü fethetmişler. Delikanlılık yılları haksızlığa karşı, hakkı haykırmakla, tanklara, toplara taş atmakla geçmiş. Kaybedecek hiçbir şeyleri yok ki. Çünkü ALLAH’ları var. “ALLAH’I bulduysak ne kaybetmiş oluruz ki? Onu kaybettiysek ne buluruz ki?” diyen dilleri, ALLAH Razı olduktan sonra huzura eren kalpleri var.
Ey israil! Ne yaparsan yap sen bu insanları yıldıramazsın. Zira bu insanların ALLAH’TAN başka korktukları hiçbir şey yok. Sen ancak, dört bir yanı dünya ile kuşatılmış, tek telâşı dünya olmuş adamları yıldırabilirsin.
Sen, çektiği ev kredisini ödeyememe telâşıyla yüreği pır pır atan, aldığı arabanın borcunu düşünürken uykuları kaçan adamları korkutabilirsin.
Sen, gördüğü her vitrinde çakılı kalan, gardırobu tıka basa doluyken beğendiği her giysiyi alan adamları korkutabilirsin.
Sen, iki yılda bir mobilya değiştiren, düşük modelli telefonla insan içine çıkmaktan utanan adamları korkutabilirsin.
Sen, camileri boş lâkin Stadyum ve AVM‘leri dolu bir toplumu, getirdiği şehadetin manâsını idrak edememiş adamları korkutabilirsin.
Sen, çocuğuna, iyi bir insan, iyi bir müslüman olma hedefi değil, doktor, mühendis, zengin olma hedefi koyan, çocuğunu terlemeden, yorulmadan, kısa yoldan köşeyi dönme yönünde yüreklendiren adamları korkutabilirsin.
Sen, işini kaybetmeyi, Namazı geçirmekten daha kerih gören, her şeyini kaybettiğinde onu hayatta tutacak tek bir dalı olmayan adamları korkutabilirsin.
Sen, çeşit çesit nimetin dizildiği sofrada nimet beğenmeyen, istediği yiyecek yok diye burun kıvıran adamları korkutabilirsin.
Sen, Rızkın ALLAH’IN teminâtı altında olduğunu diliyle söyleyip, kalbinde Rızık telâşıyla yaşayan adamları korkutabilirsin. Ama “Herşeyimiz ALLAH’A feda olsun” diyen adamları korkutamazsın. O yüzden boşuna uğraşma…

Ayşeli Polat
Isparta İl Vaizesi

ترجمة المقال إلي العربية: 👇

أهالي غزة أظهروا العزة والكرامة وأحيوا روح الجهاد؛ وألهبوا القلوب بالإعجاب

بقلم الواعظة في محافظة إسبرطة، آيشلي بولات

في عام 1991، كنت طالبةً في السنة الأولى من كلية الإلهيات. ومنذ ذلك الحين، وأنا أمارس الوعظ بشكلٍ نشط. كنتُ في خُطَبي أتحدث دائمًا عن العذاب الجسدي والنفسي الذي تعرّضت له الأقوام السابقة قبل بعثة النبي ﷺ بسبب إيمانهم، كما كنتُ أروي ما لاقاه النبي ﷺ وأصحابه من أذى واضطهاد على أيدي مشركي مكة والمنافقين واليهود.

حين كنتُ أسرد تلك الأحداث، كنتُ أجد نفسي تعيش في ذلك الزمان، فأتأثر وأبكي. إذ كنتُ في أعماق قلبي أتمنى لو أنني عشتُ في تلك الأيام، مع أولئك الناس، لأتذوق حلاوة الإيمان بكل كياني.

كنتُ أقول في نفسي:
يا ليتني كنتُ هناك لأشهد إيمان بلال، كما شهدت الصخور العظيمة التي وُضعت على جسده العاري لصموده في وجه العذاب!
يا ليتني كنتُ واحدًا من الصحابة الأربعين الذين مشوا متشابكي الأيدي نحو الكعبة في صفوف الإيمان الأولى!
آهٍ، لو أن رأسي هو الذي شُجّ في أُحد بدلًا من رأس رسول الله ﷺ!
يا ليت أسناني كلها فُقدت فداءً لسنٍّ واحدةٍ من أسنان النبي ﷺ!
ليت ذلك الخوذة التي جُرحت بها وجنته ﷺ كانت قد أصابت وجهي بدلًا من وجهه الطاهر!
يا ليت اسمي كان سُمَيَّة، وأصبحتُ أول شهيدة يُخلّد اسمها في الجنة!
يا ليتني كنتُ خبّابًا الذي عُذِّب بالنار، أو أبا ذرٍّ الغفاري الذي ضُرِب حتى كاد أن يُقتل بسبب كلمة “الله”!
يا ليتني كنتُ واحدًا من الصحابة الذين صمدوا في وجه الحصار، وظلّوا صائمين جائعين عطشى لسنوات، دون أن ينحنوا أو ينهاروا!
يا ليتني كنتُ اليد التي أزالت سلا الجزور عن ظهر النبي ﷺ!
ليتني كنتُ الجسد الذي تلقى السهام بدلاً منه ﷺ!
يا ليتني كنتُ من عشاق رسول الله ﷺ الذين قدّموا أرواحهم وكل ما يملكون لأجل كلمةٍ واحدةٍ منه!
يا ليتني عشتُ في ذلك العصر الذهبي، ورأيتُ سادة أهل الجنة بعيوني!
يا ليتني شهدتُ إيمانهم الراسخ كالصخر، وصبرهم العظيم، وقلوبهم الشجاعة، وتوكّلهم وتسليمهم المطلق لله!

كنتُ أجلس أحيانًا وأتأمل طويلًا
ثم أقول في حسرةٍ:
“تلك الأيام قد ولّت، ولن يأتي بعدهم من يملك ذلك الإيمان، والصبر، والتسليم!”
ثم يزداد حزني، وأقول مستاءة:
“ما أشقى هذا العصر الذي وُلدتُ فيه! قد كُتب عليَّ أن أحيا في زمنٍ غريبٍ كهذا!”

🔹 إلا أنني في هذه الأيام، أشهد تجلِّي قوله تعالى: “يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا آمِنُوا…”
كأنني لم أكن مؤمنةً من قبل، وكأنني الآن فقط دخلتُ الإسلام من جديد، إذ امتلأ قلبي بقوة إيمانٍ لم أشعر بها من قبل!

أتابع الفلسطينيين بدهشةٍ وانبهار

☝️ شابٌّ يدفن أخاه، ثم يبتسم ويقول: “حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ”، ثم يُردف: “الحمد لله، لقد نال الشهادة، وسألحق به قريبًا بإذن الله!”

☝️ أبٌ يحمل جثمان طفله الذي قُتل في القصف، ويرفعه إلى السماء قائلًا: “ها هو روحي، أهديته لك يا ربي! هل رضيت عني؟ إن كنتَ قد رضيت، فالحمد لله… خذ مني المزيد!”

☝️ امرأةٌ استُشهد أبناؤها الستة، ولا تنطق إلا بقولها: “حسبنا الله!”

☝️ طفلةٌ في العاشرة من عمرها تبتسم وتقول: “الله يُحبنا، لذلك هو يختبرنا!”

☝️ رجلان يجلسان في سيارة يشربان مشروبهما، ثم يبتسمان ويقولان: “هذه آخر مرة نشرب فيها هنا… سنُكمل شربنا في الجنة! نلتقي هناك!”

☝️ شبابٌ يرقصون رقصتهم التراثية بينما تتقدّم الدبابات نحوهم!

☝️ نساءٌ يرتدين ثياب الصلاة، يمسكن بأطفالهن، وينتظرن الشهادة بكل سكينة!

☝️ أسرى يُساقون إلى الإعدام، وأيديهم مقيّدة، ومع ذلك يضحكون ويرفعون علامة النصر!

☝️ طفلٌ في العاشرة يرفض قطعة حلوى قدّمها له جده، قائلًا: “جدي، أنا صائم! أريد أن أموت صائمًا، لذلك أصوم كل يوم!”

☝️ شيوخٌ تجاوزوا الخامسة والستين، تهدّم منزلهم في القصف، لكنهم يُواصِلون تلاوة القرآن من ذاكرتهم، مستمدّين منه القوة والعزاء!

أنا أشاهد كل هذا… وأشعر أنني تجمّدتُ في مكاني!

🔴🔴🔴 يا لهؤلاء الناس!
أصدقائي، بالله عليكم، هل نحن فعلاً في عام 2025؟ من فضلكم، أريد من أحد أن يخبرني، هل نحن نعيش في نفس العصر مع هؤلاء الناس؟
🗣️ هل ننتمي إلى نفس الدين؟
🗣️ والله قد احترت.
من فضلكم، دعوني أتمكن من فهم الأمر.
🔴 في بلدي، في ستاربكس، وفي ماكدونالدز، يجلسون يأكلون ويشربون، ولا يبالون حتى عناء المقاطعة، هؤلاء الشباب الذين فشلوا في أن يكونوا بشراً، هل هم نفس الدين الذي ينتمي إليه الوالدان اللذان يجلسان على ركام منزلهم في فلسطين ويقولان: “افعلوا ما شئتم، لن نغادر هنا، هذا وطننا”؟
◾ الرجل الذي يضع ساقاً على ساق ويقول: “العرب يستحقون كل شيء”، هل سيذهب إلى نفس الجنة مع الرجل الذي يبحث بين الأنقاض عن أطفاله الأربعة الذين ماتوا بيدهم الممزقة؟
◾ الشاب الذي يعبس أنفه في وجه مائدة إفطار كاملة، هل سيدخل الجنة نفسها مع الفتى الذي لا يملك سوى حجر في يده ليحمي أخته من اليهود؟
◾ الرجل الذي يهدر كميات كبيرة من الماء أثناء غسل أسنانه أو الصحون، هل سيجد الجنة نفسها إلى جانب الرجل الذي يشرب من المجاري لأن اليهود قطعوا الماء عنهم؟
◾ المرأة التي تنتظر الشهادة طوال الليل بملابس الصلاة، هل ستنال نفس الجنة التي تستحقها المرأة التي تغطي رأسها ولكنها تفضح جسدها على تيك توك وتقوم بكل أنواع الفواحش؟
◾ الطفل إسمعيل معاذ الذي يصوم طوال حياته، هل سيذهب إلى نفس الجنة التي سيدخلها شبابنا الذين لا يتنازلون عن الوجبات السريعة والقهوة؟
◾ الجدات والجدود الذين يخففون قلوبهم بأيات القرآن وهم تحت القصف، هل سيكونون في نفس الجنة مع أولئك الذين يرفضون الذهاب إلى دروس القرآن لأنهم لا يريدون تفويت برامج “موكة أنلي” أو “أسراء أرول”؟
◾ هل سيعاقب الزوج الذي ترك بيته وقال: “لا يهمني إن كان زوجي أو أطفالي أحياء، الآن الحرية لفلسطين هي الأهم” بنفس الجزاء الذي سيحصل عليه الرجال الذين يلاحقون النساء في الشوارع ويعدون كل خصلة من شعرهن بكل خسة؟
◾ إيمان الجنود الذين هم جميعاً من حفظة القرآن، الذين لا يُقبلون إذا كانوا قد فاتهم صلاة، هل سيعاقب نفس العقاب الذي سيحصل عليه أولئك الذين ينامون في وقت صلاة الفجر ويمضون الليل على هواتفهم؟
◾ إيمان أولئك الذين فقدوا كل شيء بسبب الله، هل سيكون مثل أولئك الذين يسرقون من الأسواق اليهودية، الذين يبيعون إنسانيتهم بثمن بخس؟

🔴☝️🔴 أصدقائي! انظروا إلى فلسطين! سكان الجنة يقيمون في فلسطين في عام 2025.
انظروا جيدًا إلى هؤلاء المختارين الذين يضيء قلبهم النور! نحن من المحظوظين، لأن رؤية أهل الجنة في الدنيا بعين الرأس لا تكون من نصيب كل أحد.
لقد نالنا هذا الحظ، الحمد لله.
أصدقائي، هيا لنعترف.
أتذكرون عندما كنا نظن أن قولنا فقط “لا إله إلا الله” يكفي لدخول الجنة، وأننا سنكون من أهل الجنة؟ الفلسطينيون يقدمون لنا درسًا في الإيمان منذ أيام، وكأنهم يقولون: “توقفوا أيها المسلمون! لا يمكنكم الدخول إلى الجنة لمجرد أنكم تقولون آمنّا دون أن تمروا بالاختبارات والمحن. المسلم ليس هكذا، بل هكذا يجب أن يكون!” يظهرون لنا كيف يكون المسلم بالفعل بدمائهم، وأموالهم، وأرواحهم.
إذا قرأتم القرآن من أول إلى آخر، سترون كيف يتم وصف صفات المؤمنين، والمنافقين، والكافرين، والمشركين في الآيات.
قرأت مؤخرًا ترجمة القرآن للأستاذ مراد باداك. صدقوني، الفلسطينيون يحملون جميع الصفات التي وصفها القرآن للمؤمنين.
وأما نحن؟
وبكل خجل وأسى، يجب أن أقول أننا نحمل جميع الصفات التي وصفها القرآن للمنافقين.
لا أعلم ما سيكون حالنا في الآخرة.
لا مفر، يبدو أن هناك مفاجأة في انتظارنا في الآخرة.
لكن هل ستضع هذه المفاجأة في الجنة أم في النار؟ لا نعلم.
انظروا إلى هؤلاء الذين تحاول إسرائيل إضعافهم بالقنابل، والذين تحاول تحطيم عزيمتهم من خلال قطع الماء والكهرباء؛ أولئك الذين تقصفهم وتقتل أطفالهم في الحاضنات، وتحاول تدمير مستقبلهم! يا للهول! هل تعلم إسرائيل مع من تتعامل؟
هؤلاء رجال مسلمون بكل جوارحهم، بل ليسوا فقط من المسلمين الذين يحملون اسم “إسلام” في هويتهم، ولكنهم مسلمون نقاءً، كما وصفهم القرآن في آياته.
هؤلاء لديهم حلم عظيم، وهو فتح المسجد الأقصى. من اليوم الذي وُلِدوا فيه، وهم يسمعون كلمات الأذان في آذانهم. عندما يبكون، كانت أمهاتهم تهزهم على ألحان الأذان. وعندما كانوا أطفالًا، كانوا يلعبون لعبة فتح القدس إما على يد أبي عبيدة بن الجراح أو صلاح الدين الأيوبي. سنوات شبابهم كانت مكرسة للهتاف بالحق، ورمي الحجارة على الدبابات والمدافع.
ليس لديهم ما يخسرونه، لأنهم يملكون الله. “إذا وجدنا الله، ماذا نخسر؟ وإذا فقدناه، ماذا سنجد؟” هذه هي كلماتهم، وقلوبهم تجد الراحة بعد رضا الله.
يا إسرائيل! مهما فعلت، لن تستطيع إيقاف هؤلاء الناس. لأن هؤلاء الناس لا يخشون أحدًا سوى الله. يمكنك فقط أن تخيف أولئك الذين لا يهمهم سوى الدنيا.
أنت تستطيع أن تخيف هؤلاء الذين يفزعون من عدم القدرة على دفع قروض المنازل، والذين لا يستطيعون النوم من التفكير في ديون سياراتهم.
أنت تستطيع أن تخيف أولئك الذين يشترون كل شيء يعجبهم من المحلات رغم أنهم لديهم خزائن ممتلئة.
أنت تستطيع أن تخيف أولئك الذين يغيرون أثاثهم كل عامين، والذين يشعرون بالخجل من الخروج بهواتف ذات طراز قديم.
أنت تستطيع أن تخيف مجتمعًا يملأ الملاعب والمراكز التجارية بينما لا يستطيع ملء المساجد.
أنت تستطيع أن تخيف أولئك الذين يركزون على تعليم أولادهم ليصبحوا أطباء أو مهندسين أو أغنياء، وليس ليكونوا مسلمين جيدين.
أنت تستطيع أن تخيف أولئك الذين يظنون أن فقدان العمل أسوأ من إضاعة الصلاة.
أنت تستطيع أن تخيف أولئك الذين يرفضون الطعام إذا لم يكن كما يريدون.
أنت تستطيع أن تخيف أولئك الذين يعيشون في خوف من الرزق رغم أنهم يقولون بألسنتهم أن الرزق بيد الله. لكنك لن تستطيع أن تخيف أولئك الذين يقولون: “كل شيء فداء لله.” لذلك لا تضيع وقتك…

بقلم الواعظة في محافظة إسبرطة، آيشلي بولات

المترجم: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
٢١ / ٠٢ / ٢٠٢٥ م أوسكودار